☀️32.BÖLÜM - Part 2☀️

2.5K 207 266
                                    

Ay bu partı vallahi yetiştirdim. Billahi yetiştirdim 😂 Bölüm sonunda önemli bir duyurum var KESİNNN okuyun!

☀️☀️☀️

Vakit ikindiye vurmadan arabalarla gasp edilmiş caddede yolum tıkanmıştı.

"Memet abi geldi!" diye bağırdı birkaç kişi.

Caddedeki araçlar kıpırdanıp yolu benim için açtılar. Sokağa girdim. Onlarca kişi aynı anda yoluma çıktı beni karşılamak için. Frene bastım. Kapıyı açıp indiğimde Hozan kalabalığın arasından sızıp bana ulaştı ilk. "Abi! Amca!"

"Kimler burada?" diye sordum ortaya.

Şiyar cevapladı. "Biz burada olanımızla tamız." Çağrıyı aldıklarında Civan için Özdağ'lar hastanede olmalıydı. Kim varsa gelmişlerdi.

"Erdem'ler de burada," dedi Hozan. "Arayıp yolda olduğunu söyleyenler de var epey. Tam gelecekler onlar da. Ama Bağboz'lar yetişemeyecekler sanki."

"Uçar'lar?" diye sordu epey arkalardan biri.

Erdem'lerden biri cevapladı hemen. "Onlardan haberin yok mu? Yazhan'lar Cafer Uçar'ı hastanelik etmiş. Bize acil çağrı neden geldi sanıyorsun?"

Koçer Amcam elini havaya kaldırdı herkes ona baksın diye. Açıklama yapıp kulaktan dolma bilgilerin önünü almak için olayı anlatacaktı. Konuşma kısmını amcama bıraktım. Gözüm kalabalıkta Baver'i aradı. "Çakal gelmedi mi?"

"Telefonu kapalı hâlâ," dedi Hozan. "Şarjı bitmiş haberi yok diyeceğim hastanede Şiyar abilere siz gidin peşinizden geliyorum demiş."

"Hastanede işi neymiş?"

Hozan'dan evvel Şiyar cevapladı. "Yengeyle Zelal yanındaydı. Telaştan soramadım."

Zühre'nin hastanede ne işi vardı? Konaktan ne diye çıkmıştı? Bir şey mi olmuştu?

Kalabalıktan çıkıp telefonu aldım elime hemen. Zühre'nin adını tuşlayacakken duraksadı parmağım adının olduğu yerde. Arasam bana Kerem'i soracaktı. Yazhan'ların aldığını öğrenmemesi gerekti. Dayanamazdı. Düşük tehlikesi varken bu kadarını öğrenmemeliydi.

İsminin üstündeki kardeşimi aradım. Hemen açtı. "Zelal..."

"Abi!" dedi nefes nefese. "Kerem'den haber var mı?"

Sorusuna verecek cevabım yoktu. Bu sorudan kaçmaktaydım ben. "Hastanede ne işiniz vardı? Herkes iyi mi?"

Derin bir nefes alıp verdi. "Senin şu karın...Ya o beni gebertecek ya ben onu! Allah aşkına şuna bir şey..."

"Ne diyorsun Zelal?! Ne oluyor?" Sesi arabada gibiydi. "Neredesiniz?"

"Karının peşindeyim. Nerede olacağım? Mir'i de alıp halama gidiyor."

"Konaktan çıkmanıza kim izin verdi?! Geri dönün!"

"Geldik bile. Sadri abi beni bırakıp konağa dön sen," dedi Zelal. Şoför Zelal'leyse Zühre kiminle gitmişti?

Ne yapıyorsun sen Akşam Güneşi?

"Ne oluyor Zelal? Kiminle Zühre?"

"Çatlak halanla," dedi bıkkın bir nefesle. "Ben sözümü geçiremiyorum abi. Sen halama..."

Zühre'nin sesi duyuldu arka taraftan. "Memet mi? Haber geldi? Telefondaki Memet mi?"

Ağlamış. Canı yanmış da ağlamış gibi sesi.

Telefonu kulağımdan indirip kapattım. Zühre'nin sesi uzaktan gelirken bile bu kadar canımı sıkmışken onunla konuşsam yapamazdım. Yapmam gereken hiçbir şeyi yapamazdım.

Akşam GüneşimWhere stories live. Discover now