Baş Ağrısı

1.6K 92 33
                                    




Sadi işten çıktıktan sonra Yaver'le birlikte her zamanki otele gidiyordu. "Ağam iyi misin sen?" Sadi gözünü diktiği yoldan başını kaldırdı yan taraftaki Yavere baktı. "Nasıl iyi olayım Yaver". Sağ elini direksiyondan çekip alnını sıvazladı. Başı ağrımıştı bugün duyduklarından sonra. "Songül'e yalan söylüyorum zaten. Canım sıkılıyor.". Yaver anlamıştı Sadi'yi. "Ağam yengem bu durumu hiç bilmiyor değil mi?"

"Yok Yaver bilmiyor, onu tehlikeye atamam. Neyse sen şimdi onu boşver. O puşt da gelecek mi bugün sen onu öğrendin mi?" Yaver başını salladı "Gelecek abi gelecek." Sadi dişlerini sıkarak yola odaklanmaya çalıştı.

Otele geldiklerinde her zaman ki gibi aşağı indiler. Herkes gelmiş Sadi'yi bekliyorlardı. Sadi deri ceketini çıkarıp sandalyenin arkasına astı. Siyah boğazlı kazağıyla kalmıştı sadece. Gözlerini kimler var diye masada gezdirdi. Bir kaçını tanıyordu. Bazıları yeniydi. Hatta yenilerden biri Nejat kırdar'dı

Tüm meseleler konuşulmuştu. Sadi kalkmadan önce dikdörtgen masanın diğer ucundaki sağda oturan adama baktı. "Adın neydi?" dedi soğuk sesiyle. Adam Sadi'ye baktı, biraz çekinmişti. "Bafralı" dedi. Sadi Yaver'e baktı. Yaver başını salladı. Sadi oturduğu sandalyeden kalktı. Elini kirli sakalına götürmüş biraz kaşımıştı. Yavaş adımlarla adamın olduğu tarafa doğru yürüdü. "Samsunlusun o zaman." Sadi adamın arkasında durdu. Elini adamın omuzlarına koydu kulağına yaklaştı "Samsun'da çakal çok mu olur Bafralı?" Elinin altındaki omuzları sıkmıştı Sadi. Geri çekildi aniden. "Cevap ver lan!". Adam sesini çıkartmadan bekliyordu. Masanın geri kalanı da merakla izliyorlardı. "Cevap yok, o zaman başka soru soralım." Masanın etrafını dolaştı Sadi odadaki herkese otoritesini göstermek istercesine. Adamın oturduğu yerin tam karşısında durdu. Sinirden ateş çıkan gözlerini adamın gözleriyle buluşturdu. "Geçenlerde köpeklerini trafik şubenin orda görmüşler. Ne işleri vardı orada?" Adam Sadi'nin yüzüne bakmadan kekeleyerek konuştu "İşleri vardır abi". Sadi sinirle güldü "Tesadüfe bak ya. Benim karımın çalıştığı şubede mi işleri varmış?" Sadi sonlara doğru bağırmıştı. Adımlarını tekrar adamın oraya çevirdi. Adamın arkasında durdu ve aniden kafasını masaya vurdu. Saçından geri çekti adamı "Benim ailemin yakınında yöresinde köpeklerinizi görürsem sonucuna katlanırsınız" dedi. Adamın burnu kanamış, hatta kırılmıştı muhtemelen. Sadi elini adamın saçından çekti. Masadaki diğer adamların gözlerine baktı teker teker"Bana ihtiyacınız yoksa çeker giderim eğer varsa herkes haddini hududunu bilecek." Sadi sandalyeden ceketini aldı çıktı.

Saat artık 12'ye geliyordu. En son Songül Sultan'ın yanındayım diye mesaj atmıştı. Sadi telefonu aldı eline "Karıcığım" yazısına tıkladı. İki çalmadan sonra telefon açılmıştı. "Efendim Sadi.". Sadi telefonu hoparlöre aldı "Karıcım ben yoldayım, sen hala Sultanlasın değil mi?"

"Evet Sadi, oturuyoruz hala"

"Tamam geliyorum ben o zaman."

"Dikkatli gel tamam mı?" Sadi Songül'ün kendini düşünmesiyle gülümsemişti. "Tamam karıcığım."

Sadi 30 dakika sonra evin önüne gelmişti. Geç olduğu için yukarı çıkmak istememişti.Songül'e geldim yazarak aşağı inmesini bekledi. Sultan ve Songül'ün geldiğini görünce arabadan indi. Kar yağışı başlamıştı bu gece. "Sultan üşüteceksin güzelim, niye indin?" Sultan Sadi'ye sarıldı. "Gideceğim ocakta abi. Kalan günlerimde biraz daha seni göreyim dedim." Sadi'de Sultana sarıldı. "Yolculuk zamanı geliyor demek." İkili ayrıldı. "Hadi kar başladı zaten, üşüme gir eve." Sultan Songül'e de sarılarak eve girdi. 

Sadi gözlerini yola odaklamış bir şeyler düşünüyordu. Arada eli istemsizce alnını sıvazlıyordu. Başı otelden sonra daha da ağrımıştı. "İyi misin Sadi." Sadi Songül'ün seslenmesiyle başını karısına çevirdi "İyiyim, başım ağrıyor biraz." Anladım dercesine kafasını salladı Songül. Ardından bakışlarını camdan dışarıya çevirdi. Bugün olanları düşündü.

Seni Bulduğum Şehir | SadgülWhere stories live. Discover now