Kapı

1.2K 53 37
                                    




Gözleri yavaşça aralandı karanlığı dolunayın ışıklarının kırdığı odaya. Kolunda hissettiği sızı yüzünden kaşları hafif çatılırken sol eliyle kavradı sargılı kolunu. Bir süre böylece kaldı ancak fayda etmediğini anlayınca ağrı kesici kullanmak istedi. Baş ucundaki komodinin üstüne bulunan ilacı içmek için zorlukla doğruldu.

Sağında uyuyan kocasını kontrol etti uyanıp uyanmadığı için. Adamın kapalı gözlerini görünce abajuru yaktı önce ardından ilaca uzandı. Bir taneyi ağzına atıp yarım dolu bardaktaki suyu içti.

Derin bir nefes verdi dışarı iç sıkıntısıyla. Kolundaki sızı bir yana yorgunluğunun verdiği duygu karmaşasına karşılıktı bu nefes.

Sağına çevirdi tekrar başını, kendini suçlayan adamın saçlarına elini uzatırken dün gece kaza olacağı anda karnına uzanan Sadi'nin elini hatırladı. Kemerinin takılı olmadığının kendi bile farkında değilken adamın bunu o an düşünüp korumak için böyle bir şey yapmış olmasına gözleri doldu. Belki de yüzlerce böyle andan biriydi bu fark ettiği.
"Bitanem."

Parmak uçlarının narin hareketleri bir süre devam etti adamın saçlarında, uyandırma ihtimali ile durmak zorunda kaldı. İyiden iyiye uykusu açılırken bu sefer diğer tarafına çevirdi başını. Busenaz'ın küçük dudak hareketlerine gülümseyerek baktı. Beşiğin iki ahşap arasındaki mesafeden elini uzattı, kızının başının iki yanında duran eline tutundu. Yumruk gibi duran elin parmaklarını okşadı teker teker.

Parmaklarında hissettiği yumuşacık ten, sıcaklığı gibi ısıtıyordu üşüyen yanını. "Canım kızım."

Busenaz'ın ağlama sesleri ile on dakika önce kapattığı gözlerini araladı Songül, eli hemen beşiğe uzanırken hafif hafif sallamaya başladı. "Songül." Sadi'nin uykulu sesi başını çevirdi adama. Sol gözünü ovuşturarak uyanmaya çalışan kocasına "Acıktı galiba." dedi.

Sadi esneyerek doğruldu yataktan, yavaş adımları ile beşiğin olduğu tarafa geçti. Ağlayan kızını kolları arasına aldı, Busenaz'ın ağlamaması için kızın sırtında elini daireler çizerek gezdirmeye başladı. "Ağlama güzelim."

Kızını Songül'ün kolları arasına bırakırken kadının gözlerine baktı Sadi. Yeni uyanır bir hali olmadığı için bir şey olduğunu düşündü. "Sen iyi misin karıcığım?"

"Biraz ağrım var sadece ama ilaç içtim birazdan geçer."

"Emin misin güzelim? İyisin değil mi?"

"Evet kocacığım iyiyim, sen hadi Busenaz'ın sütünü getir."

Sadi odadan çıkmadan önce kadının şakağından öptü. "Hemen geliyorum."

Songül tek koluyla sardığı kızına eğildi, ağlamaları yavaş yavaş kesilen bebeğinin başına bıraktığı öpücükler arasında konuşuyordu. "Baban şimdi gelecek anneciğim, karnını doyuracağız senin."

Biberondaki sütün bitmesiyle kızının dudakları arasından çekti yavaşça çekti Sadi, komodinin üzerine bıraktı boş biberonu.
Songül sütünü içerken serçe parmağını sıkı sıkı tutmuş olan kızının karnına bastırdı dudaklarını. "Hadi uyu artık anneciğim."

"Gazını da çıkartayım karıcığım rahat rahat uyusun güzelim."

Songül küçük parmakları teker teker öptükten sonra yavaşça çekti parmağını. Sadi yataktan doğrulup kızının başını omzuna yasladı, avuç içi sırtında dolanırken yanağını bastırmadan dayadı kızın başına. "Eee eee çilek kızım."

Geçen dakikaların ardından Sadi Busenaz'ın gazını çıkartmış uyutmak için çabalıyordu. Odanın içinde adım atmadık yer, söylenmedik ninni bırakmamıştı ama kızının küçük ağlamalarına engel olamamıştı.

Seni Bulduğum Şehir | Sadgülحيث تعيش القصص. اكتشف الآن