Diken Üstü

1.4K 73 34
                                    

"Songül bir kere giy, nolur."
Sadi yatakta dizleri üzerine oturmuş bir şekilde dururken iki eliyle havaya kaldırdığı geceliğe bakıp  küçük kahkahalar atıyordu.

Songül ellerini bel kenarlarına yerleştirmiş kutunun açıldığı andan itibaren çıkan gecelikle dalga geçen kocasına kaşları çatık halde bakıyordu. "Sadi gülüp durmasana artık."

"Gülmeyeyim mi?" Sadi yataktan destek alarak hızlıca kalktı ayağa, Songül'ün karşısında dik bir şekilde durup kadının nota olan tepkisini taklit etmeye başladı. "Hangi fıstık giyecekmiş bunu? Bir tane var zaten giyen..."

"Sadiiii! Bak sus benim sinirim geçmedi hala." Songül dişleri arasından konuşurken, Sadi dudaklarını birbirine bastırmış gülmemek için direniyordu. Aklından karısını kara mamba gibi bir yılana benzetmekte ne kadar haklı olduğu geçiyordu bir yandan da.

Sadi elindeki geceliği yatağa fırlattı bir anda, boşalan elleri kadının yanaklarına yerleştiği an dudaklarını birleştirmesi bir oldu. Sadi'nin zamansız hareketi ile Songül'ün başı hafif geri çekilmişti ama toparladı vakit kaybetmeden. İnce parmakları adamın bileklerine doğru yol aldı, usulca kavradı yanaklarını sıkıca tutan elleri.

Artık ciğerlerinin nefese ihtiyaç duyduğu anda dudaklarını ayırmak istedi Songül. Geri çekildiğinde gülümsemesi yüzüne vuran adamla göz göze geldi. Sinirinden eser bile kalmamışken gardını hemen indirmeyi istemedi. Kaşlarını yalandan çatıp adamın koluna vurdu acıtmayacak şekilde. "Öpüp durma sende, zaten hasta oluyorsun."

"Olayım karıcığım ben senden gelen her şeye razıyım dedim bir kere."

Songül dudaklarını aralayıp bir şeyler söyleyeceği sırada vazgeçip kollarını göğsünde birleştirdi. Sadi artık şakayı uzatmaması gerektiğini anlayarak kadına yaklaştı bir adım. Ellerini karısının birleşmiş olan kollarına uzatıp kadının ince parmaklarını sardı avuç içiyle. "Tamam karıcığım. Yaver yanlış göndermiş işte, çocuk tulum almış yanlış paket göndermişler bize."

"Bu Yaver'de yani nerelerden alıyorsa artık karıştırdıkları şeye bak."

"Öyle karıcığım, haklısın. Neyse sonra elden alacakmış yeğenine tulumu."

"Yok yok almasın aman. Biz alırız kızıma tulum da zıbın da. Çocuğun psikolojisi bozulacak ya."

Sadi gülümseyen karısını aldı kolları arasına. Aklına gelen düşünce ile önce kadının yanağına bir öpücük bıraktı sonra gözlerini buluşturdu. "Bazı şeyler daha almamız lazım artık kızımıza."

Songül'ün açılan gözlerindeki parıltılar ile kalbinin o yeşil gözlerde eridiğini hissetti Sadi. Daha önceden düzenlemeleri gereken bebek odası bekliyordu onları. Geç kalmışlığın nedeni kendi oluşuna saniyelik sinirlense de Sadi geçirdi hızlıca o kara bulutları mavi gözlerinden. Başka zaman paylayacaktı kendini yine, tek kaldığı bir zaman.

"Odasını yapıyoruz o zaman."

Sesine vurdu yaşadığı heyecan Songül'ün, hamileliğini öğrendiği günden beri yan odayı ne zaman görse hayalini kurmadan duramamıştı. Şimdi o hayallerinin gerçekleştirmeye az kalışıyla içindeki yeni anne baş göstermişti.

Başını bir kez eğdi Sadi onaylamak istercesine.
"En güzelini yapacağız."

Songül kollarını adamın beline dolayıp çene altına kısa bir öpücük bıraktı. Sadi anlık huylansa da ses etmedi başını göğsüne bırakan karısına.
"Seni çok seviyoruz."

Kulağına gelen cümle en güzel melodiden farksızdı Sadi için. Dudaklarını kaplayan gülümseme ile "Bende sizi çok seviyorum." dedi.

"Ya işte böyle Sultan, beni dinlemiyor ki hasta olursun dedim işte oldu."
Songül sağ elinde tuttuğu kupadaki ıhlamurdan bir yudum daha aldı cümlesini bitirir bitirmez.

Seni Bulduğum Şehir | SadgülOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz