Mavi Orman

719 44 38
                                    



Şaşırmasına devam ettireceği zamanı kendine vermedi Sadi. Aralanmış dudakları kapanırken gözlerini kapattı, burnundan havaya sert bir nefes bırakırken. "Sen nasıl... Sana niye söyledi bunu?"

Asıl konuya girişlerinin ilk sorusuyla karşı karşıya bıraktı kadını. Mavi gözlerini karşısında sakinliğini bozmayan kadından ayırmadan bekledi sadece. Songül'ün bu sakin bir o kadar da kendinden emin tavrının ardında yatan nedeni az çok tahmin edebiliyordu önceki tartışmalarından. Yaptığı davranışın doğruluğundan emin olmak.

Songül kuruyan dudaklarında gezdirdiği dilini dişleri arasına aldı konuşmadan önce. "Benden yardım istedi."

Sadi'nin gözlerini süsleyen mavi halkanın bir anlığına kıpkırmızı olduğuna yemin edebilecek bir an yaşadı Songül. Şakağında kendini belli eden küçük damarın üzerine değen bakışları ile Sadi'nin ellerine uzandı hızlıca. "Sakin olur musun?"

"Ne? Ne yardımı? Ne diyorsun Songül Allah aşkına sen?"

"Sadi bir dinle önce beni."

Huzursuz bir kıpırdanma ile bacaklarını sıktı Sadi, ellerini kavrayan eller olmasa parmaklarında beyaz boğumlar kendini belli edecekti çoktan. Boğazından geçen sert yutkunmanın sesi Songül'ü bulurken daha fazla beklemek istemedi Songül.

"Benden yardım istedi, gidebilmeleri için..."

"Sen ne dedin?"

"Kabul etmedi demek."

Nesrin sağ bacağını sol bacağının üzerine atarken karşısındaki adama başını iki yana sallayarak sessiz bir cevap verdi.

"Havayolundan gitmemiz zor olacak o zaman."

"Öyle."

Servet elini sakalaştı üzerinde gezdirdi, sıkıntıyla çenesinde gezindi parmakları.  "Tuhaf."

Kaşları çatılarak sordu kadın. "Nedir tuhaf olan?"

"Kocasını o kadar da sevmiyormuş demek ki. Yoksa böyle bir fırsatı tepmemesi gerekirdi."

Duruşunu dikleştirdi Nesrin, karşısındaki adamın aklından geçenleri okumak ister gibi gözlerini dikti. "Ne yapacaksın?"

Servet yüzündeki zafer gülümsemesi ile oturduğu deri koltuktan doğruldu. Elindeki tesbihi bileğinden geçirip elini kaldırdı. "Zaman daraldı, öğreneceksin yakında."

Koca salonun ortasına adımladı, merdivenlere yönelmeden önce kadının önünde durdu kısa bir süreliğine. "Oyun oynamayı seviyor Payaslı."

Anlattıklarının ardından sessizliğe bürünen kocasının yüzünde gezindi Songül'ün gözleri. Bacaklarına yasladığı dirseklerinden destek almış, parmaklarını birbirinden geçirmiş öylece karşısına bakıyordu Sadi.

"Sadi." Adamın sağ koluna uzattı elini Songül.

Başı kendine dönen adamın bakışları hala yerdeyken diğer elini de yanağına yaslayarak kendine bakmasını sağladı.

Sadi sıktığı dişleri yüzünden başının ağrıdığını hissediyordu. Hafif çatılmış kaşları ağrısını arttırırken Songül'ün gözleriyle buluşunca araladı dudaklarını. "Ben nasıl böyle birinin çocuğuyum Songül?"

Songül'ün sözlerini hatırlarken tekrar artan siniri ile ellerini yumruk yaptı. "Senden nasıl isteyebilir bunu?  Sen benim karımsın, karım olmanı geçtim polissin sen."

"Bu iki neden için zaten."

Adamın sıkmaktan beyazlaşan parmak boğumlarını çözdü önce Songül, parmakları Sadi'nin avucunda yer edindi tekrar elini sıkmaması için. "Polis olduğum için işlerine yararım, karın olduğum için de hayatımızdan gitmeleri için yardım ederim."

Seni Bulduğum Şehir | SadgülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin