Sadece Sen

2.2K 95 77
                                    



Songül hazırlandıktan sonra işe gitmek için aşağı indi. Sadi'yi duvardaki çerçeveleri incelerken görünce şaşırdı "Ne yapıyorsun Sadi?"
Sadi çerçevenin birine uzanıp aldı eline "Bu nasıl, bunu masama koyayım diyorum." Songül adama gülerek baktı "Masana koyacaksın?"
Sadi başını salladı gülümseyerek. "Hatta şunu da sen koyarsın." Duvardaki aldığı çerçeveyi uzattı Songül'e. "Bende koyacağım?" Sadi kadının istemez gibi tavırlarına duraksadı "Güzel çıkmışız işte koyarsın" Songül fotoğrafa baktıktan sonra tekrar Sadi'ye baktı "İyi de Sadi benim masam küçük zaten." Sadi kadına yaklaşıp kaşlarını çattı hafif "Koymak mı istemiyorsun, bana mı öyle geldi."

"Sadi koymak istememekle ne alakası var, kimsede görmedim ben fotoğraf falan ayrıca." Sadi dilini yanak içinde gezdirdi "Anladım komserim, koymayın tamam."
"Sadi?"
Sadi elini kaldırıp susturdu Songül'ü "Tamam komserim, belli olmasın evli olduğunuz doğru diyorsun. Oraya şimdi yunuslar bilmem neler geliyordur." Songül gözlerini açıp baktı adama "Evli olduğum belli olmasın mı? Sadi gök taşı takıyorum parmağıma farkındaysan. Bunu görüpte evli olmadığımı düşünen mi olur Allah aşkına." Songül yüzük olan parmağını adamın gözünün önüne getirdi. "Lavuklar yüzük görüncede umursamıyor ama gördük poligonda."

"Tamam koyarım çok istiyorsan, senden önemli mi sanki." Sadi tripli halini sürdürdü, omuzlarını silkip bakışlarını yere çekti "Yok koyma." Songül adamın haline gülüp çerçeveyi bırakmadı elinden. "Koyacağım." diyerek ayrıldı Sadi'nin yanından. Sadi de kadının peşinden giderek çıktı evden.

Songül çerçeveyi masaya koyup gülümsedi "Oldu mu Sadi bey, yunuslar munuslar diyor bir de banane yunuslardan. Ben zaten seninle evliyim. " Songül fotoğrafa bir kere daha baktıktan sonra bilgisayarına döndü. Biraz çalıştıktan sonra başını kaldırdı kapıya doğru. Polis memuruyla konuşan Sibel'i görünce istemsizce gerildi. Sibel'in kendine doğru geldiğini görünce bakışlarını çekmeden baktı kadına. Aklına Sadi'yle Ankara yolunda yaptığı konuşma gelince daha da gerildi. "Merhaba Songül komiserim." Songül yapmacık gülümseme yerleştirdi dudaklarına "Merhaba, buyrun."

"Yeni bir araç almıştım tecil işleri için size yönlendirdiler." Songül yönlendiren kişinin kulaklarını çınlatıp eliyle sandalyeyi işaret etti. "Buyrun oturun." Sibel oturduktan sonra belgeleri uzattı Songül'e.
"Nasılsınız bu arada?"
Songül kadına bir bakış atıp bilgisayara baktı tekrar "Çok iyiyim, sizde iyisiniz gördüğüm kadarıyla." Songül kadından ses gelmeyince tekrar baktı. Sibel'in bakışlarının sabah koyduğu çerçevede olduğunu görünce yanak içini dişledi. Çerçeveyi biraz kendine doğru çevirdi. Sibel kadının yaptığı hareketle zafer kazanmış gibi gülümsedi. Songül kadının gülümsemesini görüp alt dudağını dudakları arasına bıraktı, derin nefes alıp bıraktı. İşlemi olabildiğince hızlı bitirip Sibel'e döndü "Bitti işleminiz."

Sibel ayağa kalktıktan sonra çerçevenin arkasına bakıp gülümsedi "Maşallah." Songül kadının imalı sesinden dolayı uzattığı kimliği geri çekti, kaşlarını çatarak baktı kadına "Neye maşallah?" Sibel elini uzatıp kimliği vermesini bekledi Songül'ün. "Çok hızlısınız ya onun için dedim komserim." Songül iki parmağı arasındaki tuttuğu kimliği uzattı "Öyleyimdir."

"Kolay gelsin. Görüşmek üzere." diyerek ayrıldı Songül'ün yanından.
"Allah'ım sen sabır ver, bende kalmayacak yakında." Songül fotoğraftaki Sadi'ye baktı "Sana çatacağım bu gidişle." Elinin birini havaya salladı "Senin de suçun yok ki çatıp ne yapacağım."
Sibel kapıya çıktığında geriye doğru çevirdi başını "Seninle uğraşmak benim için çok zevkli olacak Songül Acarerk."


Songül müdürünün çağırmasıyla odaya yöneldi. Kapıdan girdiğinde müdürünü ve tanımadığı bir adamı gördü. "Müdürüm beni çağırmışsınız." Müdür eliyle adamın karşısındaki sandalyeyi işaret etti "Gel Songül. Beyefendi organize şube müdürü. Seninle konuşması gereken bir konu varmış." Songül adamı elini sıktıktan sonra yöneltilen yere oturdu. "Serdar Dağhan." Serdar müdürden izin isteyerek yalnız konuşmak istediğini söyledi, müdürün çıkmasıyla konuşmaya başladı. "Metin komserimin kızı sensin demek Songül." Songül babasının adını duyunca meraklandı "Babamı nereden tanıyorsunuz?" Serdar yerinde kıpırdanıp yeriye yaslandı  "Öğrencisi sayılırdım, beraber çalıştık organizede. Çok kıymetli hocamdı Allah rahmet eylesin." Songül adamı başını sallayarak dinledi. "Songül açık konuşmam gerekirse burası senin ait olduğun yer değil. Ankara'da neler yaptığını öğrendim."
"İşimiz müdürüm."

Seni Bulduğum Şehir | SadgülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin