Misafir

2.2K 104 149
                                    

"Benden ne saklıyorsun Sadi?"

Sadi'nin yüzündeki gülümseme kadının sorusuyla yavaş yavaş solarken, sakladığı sırlar nedeniyle oluşan içindeki rahatsızlığı gidermek için derin bir nefes çekti ciğerlerine.
Kadının aklında daha fazla soru işareti bırakmak istemeyerek bazı şeyleri açığa kavuşturmak istedi.
"Çok mu belli ettim?"

Songül adamın itiraz etmemesiyle hafif gülümsedi "Yoo, etmedin aslında."
Boynundaki elini çenesine indirdi Songül, önce bakışlarıyla okşadı sakalları sonra parmaklarıyla. "Eğer kocam olmasaydın, seni tanımasaydım fark etmezdim. Ama.."
Songül bakışlarını tekrar adamın mavilerine çevirdi.
"Geceleri seni uyutmayan, düşüncelere daldıran, benim gözlerime bakarak dün gece nerede olduğunu söyletmeyen şeyi fark etmeyeceğimi düşünmedin herhalde."

Sadi yanak içini dişlerken kadının aslında ne kadar dikkatli olduğunu tekrar fark etti. "Kızdın mı?"

"İlk fark ettiğimde kızdım yalan değil. Ama sonra aklıma o akşam kapının önünde söylediğin şey geldi.
'Sana söyleyemediğim her şey için kendimden nefret ediyorum' demiştin. Saklamanı gerektirecek bir neden olduğunu düşündüm."

Sakladığı gerçeklerin sonucunu ağır bir şekilde yaşamıştı o gece Sadi, tekrar başa dönmemek için başını hafifçe sallayarak söze girdi. "Ediyorum, hala söyleyemediğim her şey için nefret ediyorum kendimden. Ama Songül senin için söylemedim. Bilmemen bilmenden daha güvende olmanı sağlıyor. En azından biz emin olana kadar bilmemen gerek."

Songül elini tekrar adamın yanağına çıkardı, usul usul okşarken gülümsedi. "İnanıyorum sana merak etme. Ama bir şeye cevap vermeni istiyorum. Bu sakladığın her şeyi savcı biliyor mu? Yani o mu istedi?"

"Biliyor, ondan habersiz bir şey yapmam mümkün değil zaten."

Songül adamın yanağını hafifçe sıkarken Sadi gözlerini kıstı "Bana söz vereceksin Sadi, başını belaya sokmayacaksın ve canını her şeyden üstte tutacaksın."

Sadi yanağındaki kadının elinin üstüne koydu elini.
"Senin canından bile mi?"

Songül'ün kesin bakışlarıyla aldı cevabını Sadi. "Benim canımdan bile."

"O mümkün değil komserim, ona söz veremem."

"Sadi! Vereceksin, kendi canını düşün benimkini değil."

Sadi başını kadına yaklaştırdı yavaş yavaş.
"Düşünemem karıcığım, senden başka bir şeyi düşünemem ben."

Sadi'nin yaklaşmasıyla Songül elini adamın boynuna kaydırdı. "Sadi bak..."
"Bakıyorum güzelim."

Songül'ün dudaklarına tatlı bir gülüş yerleşirken Sadi kadının gülüşünden öpmek için dudaklarını bastırdı. Songül yan dönerek adamı kendine çekti boynundaki elleriyle.
Sadi dudaklarını ayırıp kadının yeşil gözlerine baktı
"Teşekkür ederim Songül. Bana inandığın için."

Songül adamın mavilerindeki minnetle dayanamayarak kendine çekip boynuna sarıldı.
"Benden bir şey gizlerken rahatsızlık duyduğunu biliyorum. Hem beni benden daha çok düşündüğünü de biliyorum."

Sadi kadının kokusunu içine çekerken boynuna derin bir öpücük bıraktı.
"Tabii ki düşüneceğim yoksa nerede kalır benim hanım köylülüğüm."

Songül boynundaki nefesle huylanırken omzunu kaldırdı. "Üfürme boynuma ya huylanıyorum."

Sadi biraz geri çekilip başını karısıyla aynı hizaya getirdi. Gözlerine yerleştirdiği çapkın bakışına dudaklarındaki tebessüm eşlik etti.
"Başka nerenden huylanıyordun?"

Seni Bulduğum Şehir | SadgülWhere stories live. Discover now