Kavuşma

1.9K 95 89
                                    


Sadi'nin depodan terk edilişinin üzerinden 3 saat geçmişti. Baygın bedeni yavaş yavaş kendine gelirken öksürerek gözlerini aralamaya çalışıyordu Sadi. Bir günü geçkindir aynı halde durduğu için tüm vücudunun uyuştuğunu hissediyordu. Sandalyenin arkasında bağlanan bileklerini kurtarmak için tüm gücüyle çabalarken ipin bilekleriyle yaptığı sürtünmeden dolayı bilekleri acımaya başlamıştı artık.

Bağlanan düğümü çözmek için kollarında güç bulamazken pes ederek durdu. Gözleri dışarıyı gören küçük duvar aralığını bulurken akşam olduğunu anlamıştı.
Karısıyla konuşurken kurduğu cümlelerdeki ipuçlarının anlaşılmamış olmasını düşünecekken kovdu bu düşünceleri.
Songül'ün bunları anladığını çok iyi biliyordu hatta şuan yolda olduğuna inanarak kendini dik tutmaya çalışıyordu.

Gözlerini bir noktada sabit tutarak aklından geçen hayallere içindeki umudu ayakta tuttuğu için gülümsemeye başladı.

Düşüncelerinin gözleri önüne gelmesiyle tebessüm eden yüzü usulca solmaya, gözleri dolmaya başladı.
"Songül."
Songül'ün gülümseyen yüzünü uzunca izledikten sonra kucağındaki bebeğe çevirdi gözlerini.
Kızı olduğunu anlaması biraz zaman alırken tekrar bilincinin gitmek üzere olduğunu fark edemedi Sadi.
Yüzünü göremediği küçük kızın seslenmesiyle gülümsemesine göz yaşları eşlik etti.
"Baba."

Git gide uzaklaşan o kelime Sadi'nin beyninde yankılanırken çoktan başı öne düşmüş, gözlerini kapatmıştı Sadi.

Songül metruk binanın önüne gelir gelmez arabadan çıktı hızla. Eli otomatik olarak belindeki silahını buldu. Ekip arkadaşlarıyla birlikte içeri girerken her odayı arıyor, Sadi'yi bulamadıkça göğsü daralıyordu.

İki katlı binanın her odasına girişinde gözlerinden yaşlar düşerken son odaya girdi hızla. Odanın boş olmasıyla ayağını yere sertçe vurdu içinde kopan fırtınaya eşlik etmesini sağlayarak.
"Nerdesin Sadi nerdesin."

Bacaklarında artık güç bulamazken kapının pervazına sırtını yaslayıp dizlerini bükerken silah tutan sağ kolunu yüzüne yaklaştırdı. Artık dayanamayarak sesli bir şekilde ağlamaya başladı.

Göz yaşlarını dindiremezken kollarını dizlerine dayayarak güç almak istedi, yere çökmekten kendini alıkoyarak.

"Songül Komserim."
Aşağıdan gelen sesle başını yana çevirirken göz yaşlarını silip merdivenlerden indi hızlıca. Gözleri arkadaşını bulurken gösterilen odaya girdi beraber.
Odanın duvarına yaslanmış dolabın çekildiğini arkasında bir koridor olduğunu gördü.

Hızlıca koridora girdi, az ilerdeki odanın önünde Hazal'ın beklediğini görünce koşmaya başladı.
Odanın kapısına gelince gözleri sandalyede baygın duran kocasını buldu. Onur ve bir polis arkadaşının bileklerine bağlanan ipleri çözmeye çalıştıklarını gördü.
"Sadi."

İçindeki tüm korku kocasını gördüğü an yerlebir olurken gözlerindeki yaşlarla birlikte odaya girdi. Sadi'nin önünde dizleri üzerine çökerken silahını kenara bıraktı. Adamın düşen yüzünü avuçları alıp biraz kaldırdı.
"Sadi, Sadi'm."

Sadi karşısındaki kadına hafif gülümseyerek önce iyi olduğunu hissettirmek istedi. "Songül."

Adamın sesiyle sesli bir iç çekti Songül, ardından kollarını karşısındaki bitkin bedene sardı. Boynuna bir öpücük bıraktı. "İyi misin?"

Seni Bulduğum Şehir | SadgülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin