Busenaz

1.7K 76 48
                                    

"Karıcığım yetmez mi bu kadar sallandığınız?" Sadi kadını yavaş yavaş sallarken Songül ayaklarını havaya kaldırarak hızlanmaya çalışıyordu ama başaramıyordu. "Sen böyle yavaş sallarsan sabaha kadar sallanmak isteyeceğim Sadi."

Sadi başını eğip sıkıntılı bir nefes verdi ağzından. "Karıcığım hamilesin sen, karnın burnunda hala hızlı ol diyorsun."

"Busenaz istiyor babası."

Sadi kadının arkasında durmaktan vazgeçerek ön tarafa geçti, zaten hafif sallanan salıncağı zincirinden tutarak durdurdu. Dizlerinin üzerine çöktü, kadının boynuna doladığı atkının bozulduğunu görünce tekrar düzeltti önce, sonra karısına çevirdi gözlerini.
"Sen bana yalan söylüyorsun."

Kallarını çatarak hafif toparlandı Songül "Ne yalanı ya?"

"Busenaz niye istesin ki? Sallanmaktan kızımın midesi bulandı belki, dur artık baba diyor belki de."

"Yok canım demiyordur..." adamın sözlerine katılıp katılmamak arasında bir çelişkiye düştü Songül. Acaba mı diye geçirdi içinden. "Dese hissederim ben sonuçta anneyim. Demiyordur ya... diyor mudur?"

Sadi gülümsememek için dudaklarını bastırdı birbirine, konuşmadan sadece kaşlarını havalandırdı. Omuzlarını ufak bir hareketle silkerken Songül'ü ikilimde bıraktı.

"Neyse tamam yeter o zaman bu kadar." Songül salıncaktan yavaş hareketlerle kalktı, ardından Sadi kocaman gülümsemeyle doğruldu diz çöktüğü yerden.
"Bilseydim daha önce derdim bunu ya."

Songül adamın gülen yüzüne baktı gözlerini kısarak, aklına Sadi'nin oyun oynadığı ihtimali geldi. İşaret parmağını adamın göğsüne bastırarak konuştu. "Sen bana yalan mı söyledin?"

"Yalan değil karıcığım, bir ihtimal bu da sonuçta."

Sesini kısarak kendi kendine konuştu. "İhtimal? İhtimal öyle mi?"
Yerde birikmiş olan karlara bir göz attı Songül, eğilemeyeceğini bildiği için Sadi'ye döndü. "Şu karlardan versene biraz bana eğilemiyorum."

"Ne yapacaksın karıcığım karı?"

"Kardan adam yapalım hadi üçümüz."

"Kardan adam?"

Songül derin bir nefes verdi "Sadi buna da mı yok diyeceksin ya?"

"Yok, yok demeyeceğim yapalım."

Sadi eğilip kardan bir avuç alıp karısına uzattı "Ama sen eğilme tamam mı ben en altını yaptıktan sonra..."

yüzüne vuran soğukluk ile sözlerini bitirmeden durdu Sadi. Refleks olarak kapanan gözlerini araladı, dudaklarını hafif ıslatırken soğuk kar tanelerinde dilinde hissetti. "Songül ne yapıyorsun ama ya?"

"Sen niye duygularımla oynuyorsun? Zaten duygusalım kızımı anlamıyormuşum gibi düşündürtüyorsun bana."

Sadi sakallarındaki karları eliyle temizledikten sonra kadına kollarını açtı, omuzlarından tutarak göğsüne çekti. "Tamam kara mambam özür dilerim. Ama gerçekten bilerek yapmadım."

"Tamam ben de özür dilerim." Adamın göğsüne başını yaslarken yanağına çıkardı elini Songül. "Çok üşümedin değil mi?"

Sadi yanağındaki avuca bir öpücük bırakıp gülümsedi. "Yok yok üşümedim iyi geldi hatta uykum açıldı."

Songül adamın gülüşündeki ifadeyi çözmeye çalışırken birden anlamasıyla kaşlarını havalandırdı. "Hayır Sadi bey."

"Niye ya daha 8. aya 1 hafta var."

Seni Bulduğum Şehir | SadgülWhere stories live. Discover now