İsteme

1.9K 88 89
                                    

Songül kahvaltısını Sadi'nin ısrarlarıyla fazla fazla yiyerek bitirdikten sonra bahçeye çıkmış kocasının gelmesini bekliyordu. Sadi elinde iki fincan menengiçle çıktı bahçeye, karısının yanına oturup birini uzattı Songül'e.
"Teşekkür ederim canım."

"Afiyet olsun karıcığım."

Sadi kahvesinden bir yudum alıp geriye yaslandı, bacaklarını önündeki sehpaya uzatırken.
"Ohh be."

Ekim ayı olduğu için güneş tenlerini yakmazken sadece ısıtıyordu bedenlerini.
Sadi fincanı dizine bırakıp kollarını gererken güzel havanın tadını çıkarır gibi ciğerlerini doldurdu temiz havayla.

Tekrar fincana uzanıp kahvesini yudumlarken gözleri yanında sessizce kahvesini içen Songül'ü buldu. Songül izlendiğini fark edince bakışlarını adama çevirdi gülümseyerek. Sadi'yle kurduğu göz teması kısa bir an adamın bakışlarını arkasına kaçırmasıyla bozulurken Sadi'nin dudaklarındaki kıvrılmayla gülümsemesi büyüdü.
"Noldu?"

Sadi karısının arkasındaki havuza bakışları kaydığı o kısa anda onlarca hayal kurmuştu kafasında. Düşündüğü güzel anların onu gülümsettiğini bile fark etmemişti Songül sorana dek.

Tekrar yeşil gözlerle buluştuğunda başını belli belirsiz iki yana salladı "Hiç."

Songül elini adamın yanağı ve boynu arasına koymuş baş parmağı ile elmacık kemiğinin üzerinde gezinmeye başlamıştı.

"Şimdi biz seneye tekrar geldiğimizde Busenaz da yanımızda olacak ya."

Songül başını salladı yüzündeki silinmeyen gülümsemesiyle.
Sadi gözleriyle havuzu işaret etti. "Ona burada yüzmeyi öğreteceğim."

Başını arkasındaki havuza çevirip adamın hayaline ortak oldu Songül. Tekrar Sadi'ye döndüğünde başını yaklaştırıp dudaklarını bastırdı adamın yanağına.
"Öğreteceksin tabii. Babasından öğrenmeyip kimden öğrenecek."

Sadi elini karısının karnına koyup okşadıktan sonra minik bir öpücük bıraktı "Güzel kızım sen gel seninle çok eğleneceğiz."

Ayaklarını sehpadan çekip elindeki fincanı bıraktı Sadi. Karısının dudaklarına yönelip derin bir öpücük bıraktıktan sonra kadının elindeki fincanı da alıp sehpaya koydu.
"Busenaz daha yokken biz mi eğlensek biraz?"

"Şimdi mi?"
Songül adamın gözlerine soru soran gözlerle bakarken Sadi ayağa kalkıp kolunun birini kadının bacaklarının altına diğerini de beline koyarak kucağına aldı. Songül panikle kollarını adamın boynuna sardı.
"Evet karıcığım."

"Sadi daha sabah ama akşamı bekleseydik."

"Olsun akşamda eğleniriz."

Songül'ün dudakları şaşkınlıkla aralanırken adamın hallerine karşı karnında içini gıdıklayan bir his  oluştu.
Sadi'nin adımlarının bahçeyi geçtikten sonra eve girmesini beklerken Sadi arkalarında kalan havuza doğru adımladı.

Songül adamın eğlenmekten kastının havuza girmek olduğunu anlayınca gözlerini kapadı duyduğu utançla. Sadi'ye çoğu zaman 'çok fenasın' diyerek haksızlık ettiğini düşündü. Kendi arzusunun daha fazla olduğunu düşünecek oldu ama doktorun hamileliğin bu ayında normal olduğunu söylemesini hatırlayınca defetti  bu düşünceyi.

Gözleri Sadi'yi bulunca adamın sadece önüne baktığını gördü. Neyse ki Sadi yanlış anladığını anlamamıştı yoksa dilinden kurtulamayacağını çok iyi biliyordu Songül.

Sadi havuzun ucuna gelince sinsi gülümsemesiyle karısına eğdi başını.
"Hazır mısın karıcığım?"

"Beni atmayacaksın değil mi, hamileyim ben."

Seni Bulduğum Şehir | SadgülWhere stories live. Discover now