Bölüm 4 "Kaçınılmaz"

30 5 19
                                    


Keyifli okumalar dilerim 💟

Fatma eve geldiğinde oldukça keyifliydi. Bu sebeple ona çiçeklerle ilgili kötü haberi vermek istemedim ve bunu kendime saklayarak onun neşesine ortak oldum. Akşam yemeğini yerken iştahlı görünmeye çalıştım ancak lokmalar boğazıma diziliyor gibi hissettiğim için bu benim için oldukça zor bir deneyim olmuştu. Sonunda yemek faslı geçtiğinde mutfağı toparlayıp salona geçtik.

“Ee Zühre, Özgür ile her şey yolunda mı?”

Şaşırarak ona baktım. “Yolunda mı derken? Hangi yoldan bahsediyorsun?”

“İyi anlaşabiliyor musunuz yani?”

“Normal işte.” Diyerek kestirip atmak istedim. Ama Fatma'nın bu konuyu çabucak kapatmama izin vereceği yoktu. “Seni sadece arkadaş olarak görmüyor, farkındasın değil mi?”

"Ama sonuçta arkadaşız.”

“Mutlaka sana açılacak. Hatta çok yakında olabilir bu. Benden söylemesi.”

“Ne biliyorsun?”

Fatma ağzındaki hayali fermuarı çekti. Gözlerimi devirdim. “Onu arkadaşım olarak gördüğümü biliyorsun, o da biliyor bunu.”

Fatma hayali fermuarı açtı. “Bilmek yetmez bazen. Sonuçta buraya söz geçiremezsin,” diyerek sol tarafını işaret etti. “Seninle hislerini paylaşsa öylece ret mi edeceksin?”
Cevap vermedim.

“Zühre, bak sürekli aynı konunun açılmasının seni nasıl rahatsız ettiğini biliyorum ancak…”

Bakışlarımı yüzüne çevirdim.

“Ancak hayatına devam etmelisin güzel kardeşim. Aynı yerde çakılı kalırsan önündeki güzel günleri göremezsin ki…”

Kollarımı göğsümde birleştirip televizyona bakmaya başladım. Fatma sıkıntıyla iç geçirdi. “Özgür’ün gözünün içine bile bakamıyorsun. Çünkü sen de biliyorsun onun seni nasıl sevdiğini. Gözlerinin içinde göreceğin kendinden korkuyorsun. Ben bu acı sözleri keyfimden söylemiyorum. Biraz silkinip toparlanman için söylüyorum. Yeniden gözlerin parlasın, yüzünde gülücükler eksik olmasın diye söylüyorum.”

Bacağımı sallamaya başladım. Gözlerimi televizyondan ayırmıyordum. Fatma elbette ki bir yerde haklıydı. Özgür’ün hislerinin farkındaydım. Daha en başından anlamıştım. O da bunu saklamaya çalışmamıştı zaten. Ancak ben anlamamış gibi davranmıştım her seferinde. Onu benim arkadaşım kalmaya zorlamıştım neredeyse.

Fatma’nın söylediklerinin gerçekleşmesi birkaç saat sonrayı bulmuştu.

Özgür ile arkadaş olarak devam ettirdiğimiz bu süreç beş ayın sonunda patlak vermişti. Saat misafirliğe gitmek için hayli geçti ancak onun da oturmaya gelmediği açıktı. Kapı çaldığında kalkıp açan Fatma olmuştu.

Özgür’ün geldiğini haber verdiğinde koltuktan kalktım. Önce kötü bir şey olduğunu düşündüm. “Her şey yolunda mı?” diye sordum Özgür salona adımını atarken.

“Korkmanızı gerektirecek bir şey yok ve saat için özür dilerim. Ama daha fazla bekleyemedim. Zühre, biraz konuşabilir miyiz?”

Bunları duyduğum o an Fatma’nın defalarca kez söylediği ve benim de tahmin ettiğim konunun açılacağını çabucak hissetmiştim.

Onu arka bahçeye davet ederken bahçe ışığını yakmak için geride kalmıştım. Fatma bunun olacağını en başından beri biliyordu zaten. “Zühre, bu konuşmayı daha fazla erteleyemezdin. Şimdi lütfen ani bir karar vermeden onunla her şeyi apaçık konuş. Özgür iyi bir adam. Elbette gönül senin gönlün. Ben senin her zaman iyi olmanı, yoluna devam etmeni isterim.”

BİZİ AYIRAN ŞEYLER 2 "AŞK VE EMEK"Donde viven las historias. Descúbrelo ahora