Bölüm 23 "Kırık Kalpler"

17 2 12
                                    

Keyifli okumalar dilerim 💖

“Zühre nasıl?” diye sordu Yavuz. Alt kata henüz inmiştim ve içeriden gelen seslere kulak misafiri olmuştum.

“Bu durumda nasıl olunabiliyorsa…” diye ona cevap verdi Fatma. “Sözümü dinleyip uyumuş olması beni biraz rahatlattı.”

“Şu an hala uyuyor mu? Yine çıkıp gitmiş olmasın?”

“Şu anda bunu yapmaz diye düşünüyorum. Daha doğrusu umut ediyorum.”

Koridorda pijamalarımla dururken Fatma’yı ne kadar endişelendirmiş olduğumu daha fazla idrak ediyordum. Yukarı çıkıp üzerimi değiştirmeyi düşünürken Yavuz’un sesini işitip durdum. “Yılmaz’ın olayını biliyordum ancak bahsedilen kadının Zühre olduğu aklımın ucundan bile geçmemişti. Ne tuhaf değil mi? Birbirlerinden ayrı onca acıyı çektikten sonra karşılaşmaları… hayat çok ilginç…”

“Öyle.” Demekle yetindi Fatma. Şu anda salona geçip ona bakmadan yüzündeki sıkıntılı ifadeyi görebiliyordum. Kesinlikle bu olanlardan hoşnutsuzdu. Benim yeniden hayal kırıklığına uğramamdan korkuyordu. Hatta benden daha fazla benim için endişeleniyor diyebilirdim. Odama çıkıp acele etmeden hazırlandım. Telefonumu elime alıp gelen bildirimlere baktım. Dilara en son yaşananlardan sonra beni birkaç kez aramış ve mesaj bırakmıştı. Ona nasıl bir açıklama yapacağımı düşündükten sonra numarasını çevirip aradım.
“Selam Dilara, nasılsın?”

“Ah Zühre! Beni boş ver. Sen nasılsın asıl? Sana ulaşmaya çalışıyorum iki gündür. Nerelerdesin? Bir sorun mu var?”

“Öncelikle öylece çekip gittiğim için özür dilerim. Kendimi oldukça kötü hissediyordum ve bu sebeple açıklama yapacak gücü bile kendimde bulamayarak çıkıp gittim.”

“Ne özrü Zühre? Boş ver bunları. Sen şimdi iyi misin?”

“İyiyim.” Derin bir nefes verdim. “Şey aslında hala benimle çalışmak ister misin bilmiyorum.”

“Hadi ama Zühre! Sence ben senin gibi başarılı bir iş arkadaşını bulmuşken bırakır mıyım?”

Gülümsedim. “Teşekkür ederim.”

“Eğer bugün senin için de uygunsa gelip çiçeklerine bakmak istiyorum. Hatta eğer mümkünse dükkân için birazını almak istiyorum.”

“Tabii.”

“Bana adresini gönderirsen öğleden sonra gelebilirim. Dükkânı kardeşime bırakıp gelirim.”

Kabul ettim ve telefonu kapatıp adresimi gönderdim. Biraz çalışmak daha iyi hissetmeme sebep olacaktı. Dilara’nın geçen günü sorun yapmaması içimi rahatlatmıştı. Odadan çıkıp bahçeye geçmek üzere salona girdiğimde Yavuz ve Fatma’yı karşılıklı şekilde oturup kahve içerken bulmuştum. Salona adımımı attığım an kafalarını bana doğru çevirdiler.
“Günaydın.” Dedim.

“Günaydın Zühre. Nasılsın?”

Her zamanki kurtarıcı kelimemi kullanmakta tereddüt etmedim. “İyiyim.”

Fatma kahvesinden bir yudum alırken beni baştan aşağı süzdü. “Size afiyet olsun o zaman. Benim bahçede birkaç işim var.” Dedim ve oradan sıvışmak üzere ilerledim.

“Kahvaltını yap Zühre.”

“Aç değilim Fatma. Hem siz bu saatte evde ne yapıyorsunuz? Yani işe gitmeniz gerekmiyor muydu?”

“Bugün pazar.” Diye cevap verdi Yavuz.

“Ee yani? Fatma sen pazar günleri de gidersin otele.”

BİZİ AYIRAN ŞEYLER 2 "AŞK VE EMEK"Where stories live. Discover now