Bölüm 12 "Şüphenin Derin Sancısı"

15 2 25
                                    


Keyifli okumalar dilerim 💝

Telefonum çalmaya başladığında otel için alınacaklar listesini henüz bitirmiştim. Ekranda yazan numaraya bakıp telefonu açarken yeni bir çiçek siparişi alçağımı düşünerek listeyi yazdığım defterin arka sayfasını açtım.
“Merhaba, Zühre Sayman Çiçekçilik. Size nasıl yardımcı olabilirim?”

Telefonun ucunda kısa bir sessizlik oldu. hemen ardından, “Merhaba Zühre Hanım,” diye bir ses işittim. Bu, Bahar’ın sesiydi. “Şey… sanırım oldukça korkunç bir şeye sebep oldum ve bunu telafi etmek istiyorum. Niyetim kesinlikle sizin zor durumda kalmanız değildi. ben sadece…”

“Ne demek istediğinizi anlayamıyorum.” Basbayağı anlıyordum. İşimi batıran kişi oydu. Gelip müdür ile konuşmasaydı ben hala markamı geliştirmek adına o şirketle çalışıyor olurdum. Benim onu tanıyamadığımı düşünmüş olacak ki, “Ben Bahar Ere-” diyecek oldu. Ancak soyadını duymak istemediğim için lafını böldüm. “Sesinizi tanıdım Bahar Hanım, ancak beni arama nedeninizi anlayamadım.”

“Benim ısrarlarım yüzünden işinizden oldunuz. Buna o kadar üzüldüm ki… müdürünüzle konuşup verdiği karardan dönmesini sağladım. Ancak sanırım siz işe dönmeyi reddetmişsiniz.”

Müdürün beni arama nedeni belli olmuştu şimdi. Sözlerinden pişman olduğu için değil, Erenlerin kara listesine girmemek için geri adım atmıştı. “Bu durumun sizinle…” duraksadım. Neden onun içini rahatlamaya çalışacaktım ki? “Sizin yüzünüzden oldu. Bu doğru. Müdür bey sizin isteğinizin geri çevrilmiş olmasından dolayı sinirlendi. Hem sebep olup hem de düzeltmeye çalışmanız da çok manidar.”

“Zühre Hanım ben çok üzgünüm. Böyle bir şey olacağını tahmin edemedim.”

“Önemi kalmadı.” Diyerek kestirip attım.

“Sizin için bir şeyler yapmak istiyorum Zühre Hanım. Sizin gibi başarılı bir kadının önüne çıkan bir engel olarak yoluma devam etmek istemiyorum. Ben… ben çok üzgünüm.” Sesi titremişti. Beni tanımayan bu kadına fazla sert çıkış yaptığımı düşünmeye başlamıştım. Geçmişte olanların suçlusu bu kadın mıydı? Bana oyun oynayan o muydu? Ne diye ona böyle eziyet ediyordum ki?

“Bahar Hanım, lütfen artık bunu düşünmeyin ve yolunuza devam edin. Ben işsiz kalmış değilim. Sadece ortaklarımı değiştirme kararı almışım gibi düşünün. Zaten uzun bir zaman olmamıştı o şirketle çalışmaya başlayalı ve sayenizde onlarla çalışmamam gerektiğini geç olmadan anladım.”

“Yine de eğer yapabileceğim bir şey olursa bana bu numaradan ulaşmanızı rica ediyorum.”

Telefonu kapattıktan sonra bir daha işe yoğunlaşamadım ve listenin kalanını yazamadım. Fatma’ya haber vererek otelden ayrıldım. Kaldırım boyunca insanların arasında yürümeye başladım. Önümdeki insanlar ne kadar yavaş yürürlerse yürüsünler onları geçmeye çalışmadım. Adımlarımı onlara göre ayarladım. Yeşile henüz dönmüş trafik ışıklarında saniyesinde kornaya basmaya başlayan bir araca doğru baktım. acelesi varmış gibi görünmüyordu ancak beklemeyi sevmediği ortadaydı.

Dikkatim çevremden içime doğru sinsice ilerlerken adımlarım iyice yavaşlamıştı. Yeniden düşüncelere dalmışken aklımda yepyeni bir şey belirmeye başladı ve bu beni daha fazla düşünmeye itti. Ya bu da bir oyunsa? Ya Bahar beni tanıyor ve kendince beni küçük düşürmeye çalışıyorsa? Ya o da benim o gün oraya geldiğimden haberdarsa? Onu kabul etmediğim için bana öfkeli olabilir ve canımı acıtmak istiyor olabilirdi. Cidden bunu yapabilir miydi? Hem… Bahar beni tanıyor gibi durmuyordu. Ama zamanında o da beni ilk kez görmüş gibi davranmamış mıydı?

BİZİ AYIRAN ŞEYLER 2 "AŞK VE EMEK"Where stories live. Discover now