Bölüm 17 "Tanışıklık"

14 2 4
                                    


Keyifli okumalar dilerim🌸


Çayları doldurup bahçeye çıkarırken Fatma da henüz dışarının ışığını yakıp bahçeye çıkmıştı. Bardağını önüne koyup kendi bardağımı tepside bırakarak oturdum. "Sen mi anlatmaya başlarsın ben mi soru yağmuruna başlayayım?"

"Birlikte yemek yedik." Diyerek söze başladı.

"Onu biliyoruz herhalde. Nereye gittiniz?"

"Çok güzel ve sakin bir restorana. Zühre kesinlikle seninle de oraya gitmeliyiz. Öyle sakinleştirici bir havası var ki. Hem manzarası da müthiş."

"Sen beni bırak da anlat hadi. Sabah nasıl oldu da yemeğe çıkmaya karar verdiniz?"

"Otel yöneticileriyle her zamanki gibi toplandık. Tanıtım vs. hakkında konuşuldu edildi. Neyse işte her şey normal zamanlardaki gibi geçti. Yavuz toplantıya biraz geç geldi ve başka yer yokmuş gibi gelip yanıma oturdu."

"Kalk yanımdan deseydin." Güldüm. Fatma da güldü. "Kız öyle denir mi? Senin lafların geldi aklıma. Yanaklarım ateş atmaya başladı. Ne yapacağımı bilemedim tabii. Bana soru soruyorlar ben ağzımı açıp konuşamıyorum. Neyse sonra yavaştan dağılmaya başladık ama Yavuz mümkün değil yanımdan bir saniye kalkmadı. En son bende ayağa kalktım. Baktım diğerleri gidiyor. Bu sefer o da ayaklandı. Fatma Hanım biraz görüşebilir miyiz dedi. Bende kabul ettim. Sandım ki işlerle ilgili bir şeyler konuşacak ancak tabii içimde bir yerlerde de başka başka konular dönüp duruyor. İşlerle ilgili olmadığını ve benimle özel olarak konuşmak istediğini söyledi." Işığın yansıdığı yüzündeki parlaklığı görebiliyordum. Yerinde duramıyor sürekli kıpırdanıyordu. "Ben de kabul etmiş bulundum. Üzerimi değiştirmek için eve uğradım işte. Sen de biliyorsun zaten."

"Ne konuştunuz? Çiçeklerle geldiğine göre bir ilanı aşk mevzusu olmuş diye yorumladım."

"Benimle ilgilendiğini söyledi. Beni daha yakından tanımak istiyormuş. Öyle kibar ki..." sesi heyecanını o kadar ortaya çıkarıyordu ki yüzümde onun yüzünde olduğu gibi kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

"Sen ne dedin? Zühre'den izin almalıyım dedin mi?"

"Zühre!"

"Ne? Yoksa kardeşimden izin almalıyım yoksa bu iş olmaz demedin mi?" Kınamış gibi cık cık yaparak ona baktım. "Neyse neyse seni şimdilik affediyorum. Ama baştan uyarayım seni üzmeye kalkmasın yoksa onu fena yaparım." Tehdit edercesine parmağımı salladım. Bana bakıp güldü. "Kalbim öyle hızlı atıyor ki bir anda duracak sanıyorum." Dedi.

"Aşıklar dünyasına hoş geldin kardeşim." Çayımdan bir yudum aldıktan sonra, "Umarım mutluluk tarafında kalırsın," diye ekledim. Fatma da çayından içmeye başlamıştı şimdi.

Gecenin önemli bir kısmı Yavuz ile olan yemeğin detaylarını konuşmakla geçip gitmişti. Fatma anlattıkça anlatıyordu. Onu ilk kez bu kadar heyecanlı görüyordum. Yatmaya gidene kadar belki de yüz kere Yavuz'un kibarlığından, yakışıklılığından, ona ettiği iltifatlardan bahsedip durmuştu. İçeri girdiğimizde saat epey geç olmuştu.
"Nasıl da uyuyacağım şimdi?"

"Bebekler gibi."

"Yarın da beni görmeye gelecek."

Duvardaki saati göstererek, "Yani bugün demek istedin. Birkaç saat sonra." Dedim. Fatma telaşla bir bana bir saate baktı. "O kadar geç mi oldu? Ay ne yapacağım ben Zühre? Ne giyeceğim?"

"Sakin ol. Seni görmeye eve mi gelecek?"
"Otele uğrayacak."
"Otelde de böyle heyecanlanırsan bak işe! Çalışanlar senin âşık olduğunu hemen anlayacak."

BİZİ AYIRAN ŞEYLER 2 "AŞK VE EMEK"Место, где живут истории. Откройте их для себя