Bölüm 13 "Mutlu Ve Mutsuz Yuva"

13 2 1
                                    

Keyifli okumalar dilerim 🌸


Ne eve gitmek ne de bu şehirde kalmak istiyordum. İçimde delicesine kaçmak arzusu yanıp tutuşuyordu. Ancak bunu bu sefer yapamayacağımın da bilincindeydim. Ağlamaktan içim dışıma çıkmıştı sanki. Bedenim de ruhum gibi öyle yorgundu ki.

Telefonumu kapatmamın üçüncü saatinde insanlardan uzakta sahilde bir köşe bulmuştum. Bir ağacın altına, büyümüş ot kümeleri arasına oturup sırtımı ağaca yasladım. Oradan geçen birileri olursa iyice yaklaşmadan beni göremeyeceklerdi. Bacaklarımı karnıma çekip kollarımla sardım. Çenemi dizime dayadım ve gözlerimi boşluğa diktim. O an hem hiçbir şey düşünmüyor gibiydim hem de öyle çok şey düşünüyordum ki hızlarına yetişemiyordum. Fatma’nın beni merak edebileceği ihtimalini aklıma getirmem için büsbütün karanlıkta kalmam gerekmişti.

Biraz ilerideki sokak lambasının ölgün ışığı altında bekleyen iki kişiye baktım. telefonlarından birbirlerine bir şeyler gösterip gülüşüyorlardı. Zaten onların elindeki telefonları gördüğüm için aklıma kendi telefonumun kapalı olduğu gelmişti. çantama uzanıp içinden telefonu çıkardım. Telefonu açmadan önce derin bir nefes alıp birkaç saniyede dışarı verdim. Açılan telefon ekranına birbiri ardına düşen bildirimlere bakarken Özgür, Fatma ve Koray isimleri peş peşe sıralanıyordu. Bildirimler gelmeye devam ettikçe isimlerin sırası değişiyordu. En son bildirim de geldiğinde üstte kalan isim Fatma olmuştu. Mesajlara bakmadan doğrudan Fatma’yı aradım. İlk çalışta açtı.

“Zühre neredesin?” Sesi endişeliydi.

“Fatma…” iyi bir yalan düşünmek için duraksadım. “Şey ben sana haber vermeyi unuttum. Özür dilerim.”

“Neredesin?”

“Ben mi? Şey ben…” iyi bir bahane bul Zühre! Hadi çalıştır saksıyı! “Bir arkadaşımla karşılaştım ve onunla biraz vakit geçirdim. Telefonumu kapattığımı unutmuşum.” Berbat bir yalandı ve yalan söylediğim için anında pişman olmuştum. “Fatma aslında az önce yalan söyledim. Ben sadece biraz yalnız kalmak istedim. Haber vermek aklıma gelmedi. Çünkü herhangi bir konuda tek kelime duymak da istemiyorum konuşmak da.”

“Zaten kötü bir yalancıydın.”

“Yalan bizim işimiz değil.”

“Neredesin? Gelip alayım seni.” Fatma sesini biraz alçalttı. “Özgür ile olanları biliyorum. o da şu an burada. Senin için endişelenmiş.”

“Bu gece eve gelmesem sorun olur mu?”

“Nerede kalacaksın? Eve gel söz hiçbir şey söylemeyecek ve de sormayacağım.”

“Hava almak istiyorum. Lütfen Fatma.” Kurumuş dudaklarımı dilimle ıslattım.

“Benim için endişelenme. O da endişe etmesin. Tamam eve geleceğim ama şu anda değil. Benim gelmemi bekleme. Söz veriyorum sabah kahvaltısında evde olacağım.”

“Ama Zühre…” diyerek itiraz edecek oldu. Ancak benim kararımı değiştirmeyeceğimi anlamış olacak ki,

“Bari nerede olacağını söyle,” diyerek içini rahatlatmaya çalıştı.

“Yürüyeceğim. Herhangi bir yöne. Şimdi kapatsak olur mu?” Fatma zar zor ikna olmuştu. Telefonu kapatırken Özgür’ün ‘O iyi mi?’ dediğini işitmiştim. Telefonu yeniden çantaya koyduğumda oturduğum yerden de kalktım.

Sokak lambasının altında duran kişiler ağacın altındaki bu hareketliliğe doğru kafalarını çevirip bana baktılar. Arkamı dönüp yola çıkmak üzere ilerlemeye başladım. Arkamdan herhangi biri gelirse tüm hırsımı ondan çıkaracaktım. Ama kimse gelmedi. Onlar yeniden telefonlarına geri gömüldüler. Bende yoluma devam ettim.

BİZİ AYIRAN ŞEYLER 2 "AŞK VE EMEK"Where stories live. Discover now