7

11.6K 548 41
                                    

.

"Oğlum kafam döndü bir otur hele."

İki saattir evin içinde deli danalar gibi dönen Ali'yi sakinleştirmek için uğraşıyordu.İlk haberi ona verdiğinde Alev'e gidip onu öldüreceğim diye tutturmuş, Özcan onu zorla eve sokup kapıyı kilitlemiş bir yere gitmemesi için başında duruyordu.Yoksa biliyordu ki Ali durmayacaktı.

"Nasıl olur Özcan, nasıl sevgilisi olur Allah'ım kafayı yiyeceğim sen yardım et Yarabbim."

"Ali oğlum sakin ol.Değmez ulan o kız için değmez kendini üzmeye."

"Seviyorum Özcan, biliyorum değmeyeceğini."eliyle kafasına vurup "Burası siktiret diyor."sonra aynı eliyle kalbine vurarak "Ama burası ona uymuyor oğlum.İllede Alev diyor, bırakma onu sen ona aşıksın diyor."dedi ve koltuğa kendini attı.

"O zaman git söyle, dikil karşısına seni seviyorum de kurtul Ali."

"Kabul etmez.Biliyorum.Birde sevgilisi varmış ulan çıldıracağım.Özcan ben onunla ciddi bir şeyler düşünmüyorum zaten.Olmayacağını herkesten iyi ben biliyorum o kız bana gelmez, ben ne kadar değişmiş olsamda gelmeyecek.Beni bu hale getirenlerin başrolünde o var.Ben..ben onu asla affetmeyeceğim.Benim için Alev evimin karısı olsun değil zaten, ama kaldıramıyorum oğlum, çok acı veriyor lan yemin ederim böyle boktan bir acı yok."

"O zaman ne diye karışacaksın kıza?"

"Bilmiyorum, ama ben onu bu kadar severken onun bir başkasında gözü olduğunu bilmek, ben her gece onun hayalini kurarken, onun başkalarının hayalini kurduğunu bilmek canımı yakıyor Özcan.Ben onu hayalimde canlandırırken saçlarına dokunduğumu hayal bile edemiyorum ama onun bana kötü gözlerle bakmasını dahası kalbinin bir başkası için çarpması nedir lan.Allah kahretsin beni bu duruma düşürdüğü için işte, Alev'i asla ama asla affetmeyeceğim "dedi ve hızla yerinden kalkıp odasına girdi.Kapının çarpılmasıyla irkilen Özcan arkasından,

"Kapı lan o kapı."diye söylendi.Allah biliyordu ya dostunu böyle görmek onu perişan ediyordu.Ama elbet geçecekti neler yaşamamıştı bu çocuk zamanla geçecekti...

...

"Güzel olmuş muyum anne?"

Melek aynanın karşısında giydiği siyah kadife elbisenin yakışıp yakışmadığına bakıyordu.En iyisi olarak bunda karar kılmıştı.Vücudunu saran, ince belini ve kalçalarını çevrelemiş  diz kapaklarında biten siyah elbisesini beğenmişti.Fazla abartıya gerek yoktu.Uzun siyah saçlarını aralarda maşa yaparak dalgalandırmış makyaj olarak ise sadece koyu kırmızı bir ruj sürmüştü.Cildi pürüssüzdü ve fazla makyaj göz zevkini bozardı.Kırmızı ince topuklu onu daha çok sexsi yapacak ayakkabılarınıda giydi ve hazırdı.

Annesi yaşlı gözlerle kızına baktı.Evlilik yaşı gelmiş geçiyordu kızının.Biliyordu buna sebep kendisiydi ve en  çokta bu üzüyordu onu.Melek annesini bırakmak istemediği için gelenlere olumsuz cevap vermişti.Tabi bir diğer etken ise Ali'ydi.İçinde o kadar büyük bir heyecan vardı ki bunu tarif edemiyordu.Ali ile birlikte düğüne gideceklerdi, bu onun için imkansız bir şeydi fakat gerçekti işte gidiyordu.

"Melek kızım çok güzel oldun." Annesinin beğenmesi onu çok sevindirmişti.Kocaman gülümseyerek yanaklarını elleriyle sıktırdı.Çok düşkündü annesine.Annesi Melehat hanım, Ali'nin Melek'i götürmek istemesine çok sevinmişti, Ali'yi severdi.Yeğeni Murat evleniyordu ve kimse gitmese çok ayıp olurdu.Melek güvenli ellerde oldugu için endişe etmiyordu.

Melek,  Ali ile iki saat kadar  önce konuşmuş Ali ona saat yedi gibi gelip alacağını söylemişti ve saat neredeyse yedi buçuğa geliyordu.El çantasına gerekli malzemeleri koyduktan sonra oturup Ali'yi beklemeye koyuldu.Beş dakikadır oturuyordu,  o sırada elindeki telefon çalmaya başladı.Arayan Ali'ydi.Hızla ayağa kalktı, telefonu meşgule vermişti.Eliyle saçlarını düzeltti hızla, aynada sonkez kendine baktı ve annesine çıktığını söyleyip dış kapıya adımladı.

KADIRGALIWhere stories live. Discover now