.
Hayatın pas tutmuş zincirlerinden çıkan donuk ses beyinden bir vatoz gibi ayrılmıyordu.
Hayatın inişli çıkışlı toprak yollarını düşe kalka bitirmişti ama önünde büyük bir tümsek daha onu bekliyordu.
Ölüm kolaydı.
Zor olan yaşamaktı.Gökyüzünün gerdanını gizlediği kara çarşafı her yeri siyaha boğmuş, incilerini içine saklamıştı.
Kasım ayıydı.
Karanlık, yıldızsız ve soğuk...
Kasvet vardı.Ya da birinin acılı sitemi düşmüştü geceye.
Kendi sitemi içinde saklıydı yıllardır.Şimdi ise bulduğu bir boşluktan başını çıkarmaya çalışıyordu ama izin vermeyecekti ona.Hayatına kök salmış, yaraların kuruyan kabuğuydu.Gece yattığında kanardı sadece.
Artık kökünü kurutma zamanıydı bu yaranın.
Yapabilirdi.
Yapacaktı.
"Özcan?"Ardından gelen titrek ses ile pencereden çıkardığı başını içeriye çevirdi.
"Ne yapıyorsun?"
Üzerindeki gelinliği çıkarmamıştı.Odada yarım saattir Özcan'ı bekliyordu ama gelmemişti.Gelinliği kendisi çıkarmayacaktı değil mi?
"Sigara içtimde geliyorum şimdi."
Zehra utanarak başını sallayıp gelinliğinin eteklerinden tutup tekrar çıktığı odasına doğru yürüdü.
Sevdiği adamın bir derdi vardı.
Özcan, yarım saatte yarısını bitirdiği sigara paketine suratını buruşturarak baktı.Elinden yanındaki masaya fırlatıp yukarıya doğru gerindi.Derin bir nefes aldı.
Kaç yıldır hayalini kurduğu kız, artık kadını olacaktı.
Derin bir nefes daha alıp odasına adımladı.Kapının kulpunu tutup elinde sıktı.Bir nefes daha ve usulca kapıyı araladı.
Vücudunu içeriye süzdürdü.Odada cılız sarı bir gece lambası yanıyordu.Zehra yatağın kenarında ellerini iki yanına dayamış başı eğik oturuyordu.
Bekliyordu...
Kapı sesi ile Özcan'ın geldiğini anlayan Zehra, başını kaldırdı.
Heyecanlıydı.
Ve korkuyordu.
Özcan üç adımda önünde bitti ve yere diz çöktü.
Zehra'nın ellerini kendi ellerinin arasına alıp öptü, kokladı.
Zehra'nın içi eridi.Ilık bir su boğazından aşağıya kaydı ve midesinde istilaya başladı.
Titredi.
Yüzünü iki elinin içine gömdü Özcan.Zehra izliyordu.
"Zehra'm."dedi yüzü elleri içinde."Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?"Soğuk nefesi avuç içine çarparak ısındı.
Ne diyeceğini sapıtan Zehra önce karşısındaki dolaba sonra Özcan'ın sarı saçlarına bakarak "Biliyorum tabi Özcan."diye yanıtladı.
YOU ARE READING
KADIRGALI
General FictionGökyüzünün mavi gerdanlığı insanların boynunda ziynet gibi parlarken, benim başımda ve gözlerimde aysız gecenin siyahı ve günahı vardı. Kadırgalı Ali . Hikaye kurgusu ve telif hakkı tamamen bana aittir.Böyle bir hikaye kurgusu görürseniz lütfen bana...