46

7.1K 395 136
                                    


Kadırgalı[46]

Kanını yatırdığı ateş ibzal, göğsüne soktuğu bıçak karanlık şeb.

Gökyüzünün mavi mızrağına intisap olmuş beyni, aklını yiyip bitiren düşünce silsilesine karışmış bedeni, sis bulutunu andırıyordu .Görsen var, dokunsan yok...Gülüşlerine biçemediği pahalar mıydı onu bu denli düşüren yoksa hayata ettiği küfürler mi?

Acısını dahi yaşayamayan kalbi boynu bükük sırasını bekliyordu.O kadar çok ödenmesi gereken günahı vardı ki bazen dayanamıyordu.Ölmeyi gerçekten istiyordu.

Almak istediği derin bir nefesti ancak soluk borusundan yukarıya geçen saf ateşti.

Herbir uzvunu.

Yakıyordu.

"Ali,"yanında kendisini sarsan Özcan'ı duyuyor ama duymazlıktan geliyordu.Şuan gördüklerini bir kılıfa oturtmaya çalışan beyni fazla yorgundu."Ali!"Tekrar sertçe dürtülmesiyle bakışlarını Özcan'a çevirdi."İyi misin?"

Başını salladı.

Nefes aldı.

Arkasına döndü, kendisine bakan kadının başucuna gitti.

"Sana soracağım sorulara yalansız cevap vereceksin tamam mı?"Kadına doğru eğdiği bedeni, yaşlı kadını korkutuyordu.Özcan yanına geldi, "Abi kadın yaşlı.Fazla üzerine gitme."diye uyardı.

Özcan'a bakıp,"Görüyorum."dedi tekrar kadına döndü.

"Ne oldu-"Konuşmaya çalışan kadın, aniden giren acı bir öksürük krizi ile sarsıldı.Boğazı deli bir yangına düşerek yanıyordu.Nefes almaya çalıştı.Hırıltıları kendini yavaş yavaş sık nefeslere bıraktığında, "Birden bire evladım size?"diye güçlükle tamamladı lafını.

Özcan sehpanın üzerindeki su şişesinden bir bardak doldurup konuşmadan önce rahatlaması için kadını doğrultup içirdi."S-Sağ ol yavrum."dedi kadın güçlükle sırtını başlığa dayadı.

Kadının kendine geldiğini görünce,"Bu adam senin oğlun öyle mi?"diye sordu.Kadın resme bakıp derin bir iç çekti, ve başını salladı."Evet, Kenan'ım o,"dedi.

"Bak teyze,"Ali kadının gözlerine tüm mahsuniyetiyle baktı."Bu adam senin sandığın gibi biri değil."

"Siz,"dedi kadın gözleri irice açıldı,"Siz onu tanıyor musunuz, neler yaptığını biliyor musunuz?"

"Biz biliyoruzda,"dedi Özcan, "Sen biliyor musun?"

Kadının gözleri martının kırık kanadından düşen bir tüy gibi yavaşça aşağıya düştü.Can kırıkları etrafa saçıldı.

Bu kadın biliyordu.

"Her şeyi biliyor musun?"Ali'nin sesi istemsizce sert çıkmıştı.

"Oğlum o benim..."

"Oğlun diye günahına ortak mı olacaksın?"

Kadın bir şey anlatmak istiyorda anlatamıyor gibi baktı başını sağa sola salladı."Asla,"dedi,"Sandığınız gibi biri değilim.Tek istediğim oğlumun iyiliği."

KADIRGALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin