56

12.7K 370 95
                                    

KADIRGALI [56]

"Dünyada yaşanan hiçbir kötülüğün farkına varamayacak kadar çocuk olabilmeyi dilerdim.Çocuk olmanın huzuruna inanıyorum... "

Savaş alanının tam ortasında etrafında bombalar patlarken, insanlar canları uğruna birbirini ezerlerken üzerinde mavi pileli elbisesi, elinde küçük ayısıyla kalmış küçük bir kız vardı. Siyah saçları birbirine dolanmıştı. Korkulu gözlerle olanları izliyordu.

İnsanlar onu ezecekti.

Küçük kalbi çok hızlı atıyordu. Olduğundan hızlı. Nefes nefese bağırdı, "Anne! "Kendi sesini bile bu hengameda işitememişti annesi onu nasıl duyacaktı?

"Anne, çok korkuyorum! "

"Anne nerdesin!! "

"Anneeee!! "

"Anneee!! "

İçinden kopan çığlıklarla birlikte gözlerini korkuyla araladı. Nefes nefese bir halde fısıldı, "Anne?"Yattığı yerden hızla doğruldu. Hastalıklı kalbi çarpıntısını arttırıyor, nefes almasını güçleştiriyordu.

Gördüğü kâbusta neyin nesiydi.

Ne ara uyuyakalmıştı?

Yanındaki komodinin üzerindeki su şişesine uzanıp eline aldı. İçtikten sonra az da olsa kendine geldi.

Yaşadıkları onu kötü etkiliyordu?

Oldukça kötü.

Kendini asla iyi hissetmiyordu.

Bazı zamanlar dışında.

🍁

Zaman durmuştu sanki.

Geçmiyordu.

Geçmedikçe canım açıyordu, her bir uzvum en ince yerlerinden kırılmış gibi hiçbir şeye dermanım yoktu. Ayağa kalkmaya, yürümeye, konuşmaya...

Rüyamda gördüğüm gibi kan revandı her yer. Savaşın ortasında kalmış o siyah saçlı kız büyümüştü ama savaştan çıkamamıştı. Bugün o savaş ya bitecekti ya da asla bitmeyecekti.

İsyan bayrağını açmış kalbim bir yandan isyanını dillendirirken bir yandan ellerini semaya kaldırmış yardım çağrısında bulunuyordu. "Allah'ım sen yardım et. "İçimden durmadan dillendirdiğim bu dua vardı. "Nolur Allah'ım . "

Hava kararmaya başlamıştı ve yaklaşık iki saattir içerdeydiler.Ne yapıyorlardı ona? Canı ne kadar yanıyordu veya olanları hissediyor muydu? Uyuşmuş muydu tüm bedeni.Peki ya uyanınca ne olacaktı nasıl hissedecekti? "Allah'ım kafayı yemek üzereyim sen yardım et. "

Kalbim köprücük kemiklerime kadar bir acı bahşettiğinde odanın kapısının açıldığını işittim. Başımı kaldırıp kim olduğuna bakamadım. Adım sesleri yatağın baş ucuna geldiğinde durdu.

"Melek."

Bu Özcan'dı.

"İyi misin? "

KADIRGALIWhere stories live. Discover now