41- Part 2

7.6K 400 419
                                    


(Usul usul okuyun ve aralarda düşüncelerinize satır arası yorum ve yorum katın.Keyifli okumalar.)                       

🔥

Geç kalınmış bir yasım, üstüne içemediğim bir içkim vardı.

Kaburgalarımın ini bir oyuk, oyuğun içi acıyla dolmuş etrafı kemik.Yaşayamadığım her güne bir çentik.

Böyle acılarım vardı.Garip, sessiz, çaresiz...Bir ağacın gölgesinde uyuyakalmış, yüzüme doğan güneşle uyanmış insandım.Şans denen illet beni hiç bulmamış aksine ne varsa hepsini yaşatmıştı.Gökyüzünün mavi gerdanlığı insanların boynunda ziynet gibi parlarken, benim başımda ve gözlerimde aysız gecenin siyahı ve günahı vardı.

Bulutların beyazı gibi hayallerim, vardı beynimin en ücra köşelerinde.Var sanıp elini uzatsan yoktu.İçi boş, boşluktu.Yollara düşen biçare garipten farkım yoktu.Yoldaydım.

Büyük vurgunlar yaptığım hayatta milyarlarca insandan sadece bir tanesiydim.Binlerce Ali'den bir tanesi.Kimse benden haberdar değilken, ben içimde bu dünyayı yakmıştım.Benim dünyam beynim kadardı.Uzağı yoktu.

Toprağın yedi kat dibinden yetişen zehirli bir ot, damarımı mengene gibi sarıp yeşillendirmiş, ilacımı koyup gitmişti.İntan vücudumda, intan benim beynimdeydi..

Yetim kalmış her çocuğun gözünden akan bir damla doluyor, demire çarptıkları elleri beynime vuruyor, beni canlı canlı katledip, elleriyle boğuyordu.

Yok olan insanların yokluğunu bilirdik ama yanımızda var olupta, yok olan insanların varlığını bilemezdik. Yokluğuda, varlığıda belli değildi bazı insanların.

Elimdeki dibi gelmiş sigaramı lavobanın içine basıp çöpe attım.Mutfak masasında oturmuş beni izleyen Osman'a göz kırptım."Hayırdır?"

"Çok fazla sigara içiyorsun abi."

Dudağım istemsizce yukarıya kıvrıldı."Öyle,"dedim.

"Dün gece yatmadan öncede bir sürü içmişsin gördüm, neden bu kadar çok içiyorsun ki?"

"Seviyorum."

"Sigarayı mı?"

"Hayır."dedim başımı sağa sola sallayıp karşısına oturdum."Dumanında boğulmayı."Gözleri şaşkınlıkla büyüdü sonra küçüldü."Ablam benim içmeme asla izin vermez, bende istemem."

"İsteme tabi, ablanı dinle o doğruyu söylüyor."

Başını sallayarak onayladı, önündeki portakal suyundan bir yudum aldı."Ablamın defteri kaybolmuş biliyor musun?"

"Defter?"

"Yanından hiç ayırmadığı, küçük kahverengi bir not defteri vardı, sabahtan beri onu arıyor."dedi.

"Görmedim, görürsem söylerim."

"Tamam."dedi,"Sende yüzecek misin?"diye sordu.

Birazdan hep birlikte sahile ineceklerdi."Yüzmeye değil ama seni izlemeye geleceğim."

Heyecanlı suratı yerini boşluğa bıraktı."Ben yüzmeyeceğim,"dedi.

KADIRGALIOù les histoires vivent. Découvrez maintenant