47

7.1K 416 165
                                    


Kadırgalı [47]

Ruhunda sönen izmaritler, etini delip küçük bir oyuk oluşturduğunda kabarcıklardan akan saf nefretti.

Vuslat.

Kalbiyle vuslatı, yasak aşka duyulan şehvet misali ihanet içeriyor, o gibi imkansıza kürek çekiyordu.

Zaman acı.

Siyah hayallere sahip bir beden, pembeden hayalleri olan bir bedene muhtaç, bir hayvan misali açtı.Kalbi çatlamış damarlarında söndürdüğü sigaraları içiyor, kül ediyor ve atıyordu.

Odanın içinde volta atan beden, bastığı her yeri sarsarak arşınlıyordu.Karşısında kendinden okdukça küçük, onun her hareketiyle daha da çok korkan bir beden vardı, gözü yaşlı.

"Ali abi!"

"Ali abi!"

Adım atmayı bıraktı."Ali ab-"Bir hışım arkasına döndü.

"Ne var Osman?"

Gözlerini sıkıca kapayıp açtı.İçinden kendine bildiği en adi küfürleri edip koltuğa, Osman'ın yanına oturdu."Yanlış anlama, sinirim sana değil.Ne oldu?"

Osman anlayışla başını salladı."Ablam neden daha gelmedi, akşam oluyor?"

Başına aniden giren sancı ile dişlerini sıktı.Bildiği bir şeyi sesli duymak, ateşten çemberde çizgiyi aşıp ateşe düşmek gibiydi."Bekliyoruz aslanım, gelecek."

"Sabah giderken beni arayacağını söylemişti ama hiç aramadı.Abi ablama kötü bir şey olmuş olmasın."Osman'ın gözünden hali hazırda duran yaşlar aktı akacak gibiydi.Kolunu Osman'ın boynuna doladı, "Aslanım şöyle yapalım."dedi rahatlatmaya çalışarak, "Sen şimdi yan komşuya geç akşam akşam tek durma evde.Bende ablanı alıp geleyim ha?"

Osman'ın gözleri parladı saf bir heyecanla,"Hemen getirecek misin?"diye sordu.

Başını salladı."Hemen getireceğim,"dedi birlikte ayağa kalktılar, "Haydi bakalım."

Evin tüm ışıklarını söndürüp karanlığa teslim ettikten sonra, Osman'ı yan komşuya bıraktı ve yolları hızla katedip Özcan'ın evinin önüne geldi.Zile basıp, kapıyı hızla yunruklamaya başladı.Biraz sonra hemen kapı açıldı.Özcan gözlerinde biriktirdiği endişe tohumları ile baktı kardeşine."Ne oldu?"dedi geriye çekilip girmesi için yer verirken, "Evde değil mi?"

Ali, öfkeyle içeriye girdi."Yok amına koyayım bu saat oldu hala yok."

"Nerde oğlum bu kız?"

"Kafayı yiyeceğim ulan."

Salona girdiğinde koltukta oturmuş, göz yaşlarını silen Zehra ile karşılaştı. Zehra, Ali'yi görünce suçluluk dolu gözler ile baktı ona.Ali arkasına dönüp Özcan'a,"Kavga mı ettiniz?"diye sordu bu hallerine anlam veremeyerek.

Özcan, Ali'yi koltuğa oturtup kendiside karşısına oturdu."Melek,"dedi gözlerini Ali'den çekip yere dikti,"Gitmeden önce sana söylemek istemiş aslında, Zehra ile telefonda konuşmuşlar."

"Evet."

"Zehra,"dedi sinirle bir nefes aldı,"O söylemesini istememiş."

"Ne?"dedi gözlerini Zehra'ya çevirdi.Ağlaması dahada artan Zehra gözlerini Ali'den kaçırdı."Neden öyle bir şey yaptın Zehra?"diye sordu.

KADIRGALIWhere stories live. Discover now