32

7.5K 369 162
                                    



🔥

Kaderin hain cilvesi dolaşıyordu bedende.Ense kökünden başını kaldırmıyor, yüzünü ışığa çevirmiyordu.Bu bir engerekti.Yada ciğerde bir saplantı.Boyun eğmek zordu yaşananlara.Bir katilin zindanında müebbet yemek, ve buna kabulleniş göstermek.

Ölümü kabullenemiyordu insan.Bu benim başıma gelemez diyordu...Geliyordu.Öyle gümbür gümbür geliyordu ki; kafesinden  kaçmış azılı bir fırtına gibi önüne kattığını helak ediyordu.Yaşamak zordu lakin devam edebilmek daha da zordu.

Yere serilmiş, ağzı yüzü kan içinde yatan bir boksörün başında sayılan geri sayım onun başında sayılıyordu.Öyle bitmiş, öyle takâtsizdi.Ayağa kalkacak gücü yoktu.

Babası ölmemişti.

Eceliyle ölsün isterdi.Bir sebebi olsun, onunla avunsun.

İntihar etmişti.

Omzundaki yükler çok mu ağırdı?Ne yaşamıştı bunu yapacak?Elli yaşında bir adam neden böyle bir şey düşünür, yapardı?Bilmiyordu.Aklının ucuna küçük... küçücük bir sebep bile gelmiyordu.Hiçbir zaman derdinden gam vurduğunu görmemişti onu.

Pişmanlıktan bahseder, pişman olacağı şeyi yapmamasını isterdi kendisinden.Babasını anlatırdı ona.Bir tek ondan dinlerdi babasını.Onun yokluğunun avuntusuydu o.Bu kadar mı zordu devam edebilmekte yarım bırakmıştı?Hayatını, hayallerini, kendini...

Evli değildi, çocukları yoktu, tekti.Onu bildi bileli yalnız.

Yalnızda ölmüştü.

"Otopsi sonuçları ne zamana çıkar?"Önüne eğdiği başını kaldırıp mutfaktan çıkan Özcan'a baktı."Bilmiyorum."deyip ardına yaslandı.

İki gün.

İki gün geçmişti.

Anlayışla başını sallayan Özcan Ali'nin yanına oturdu."Hadi bir şeyler ye."

"Özcan.!"başını usulca çevirdi sinirle baktı,"Yeter artık.Aynı şeyi söyleyip durma bana."

"Peki abi, öyle olsun."diyen Özcan'da başını yere indirdi."Açlıktan ölür gidersin en fazla ne olacak."

"Karı gibi başımda-"Çalan zil sesi ile Ali lafını yarıda bıraktı."Kim bu gelen.Yetti amına koyayım."Elindeki tesbihi avuç içiyle sıktırıp ofladı."Ben bir bakayım.Zehra'dır belki."deyip ayağa kalktı Özcan.Merdivenlerden hızla inerek kapıya ulaştı.Açtığında karşısında Melek'i gördü."Melek?"

"Özcan?"

"Nerelerdesin sen kaç gündür yoksun?"diye sordu Özcan.Halil babanın cenazesindede görmemişti.Ali'nin yanında olmasını beklerdi ondan.Melek başını eğip sessiz kaldı.'Cesaret edip gelemedim.'diyemedi.

"Neyse geç içeriye."deyip kenara çekilen Özcan ile tuttuğu nefesini verip bir adım attı. Merdivenlere yöneldiği sıra ardına baktığında Özcan eğilmiş ayakkabılarını giyiyordu."Sen gidiyor musun?"diye sordu.Özcan eğildiği yerden kalkıp başını salladı.

"Zehra'ya bakacağım."

"Peki, selamımı söylersin."deyip tekrar önüne döndü.

KADIRGALIWhere stories live. Discover now