Bölüm 10: Oynayalım bakalım,

45.7K 1.7K 76
                                    

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi paylaşmanızı ve vote vermeden geçmemenizi rica etsem ne yapardınız ? Kırmazsınız siz beni kırmazsınız. ♥

Keyifli okumalar.

"Plan bu, anladın mı Alper ?" Melisa'yla hâlâ bir konuda anlaşamamıştık. Onu orada bırakmayacağımı bir türlü anlamıyordu. Alper konuşmadan önce araya girdim.

"Yeter. Eğer orada biri kalacaksa bu benim. Melisa seni orada bırakmaycağım." Dediğimde tam karşısında ve dimdiktim. Gerçekten bu konuda taviz vermeyecektim.

"Anka kendimi tehlikeye atmıyorum merak etme. Ben oranın tüm çıkışlarını biliyorum ama sen bilmiyorsun. Bu yüzden senin hemen ortadan kaybolmanı istiyorum." Konuşurken yanıma gelip kollarımdan tutmuştu. Aslında mantıklı bir açıklamaydı ama hala tatmin olmamıştım.

"Hayır. Ya beraber ya da hiç." Dedim. İki gün çoktan geçmişti ve bu gece şu meşhur planı devreye sokuyorduk. Ona göre ben Uluç'a göründükten hemen sonra dışarı çıkıp beni bekleyen arabaya, yani Alper'e dönüp kaçacaktım. O da bu sırada Uluç'u gözlemleyip peşimden gelip gelmediğini kontrol edecekti. Bence kesinlikle güzel bir plandı ama Melisa'yı orada yalnız bırakmak aklıma yatmıyordu. Bırakmıyacaktım da zaten. Kesin kararlıydım.

"Bazen keçilerle aranda bağ olup olmadığından şüphe etmiyor değilim Anka" Dedi. Eli saçına gidip orada bir kargaşaya yol açarken. Omuz silktim. Şuan bu umrumda değildi. Melisa onu umursamadığımı anlayınca ah! diye inledi. Ama yine umursamadım. İstediğimde Melisa'ya bile böyle söz geçirebiliyordum işte.

"Pekala, o zaman şöyle yapıyoruz. Siz kızlar beraber giriyorsunuz ve görünüyorsunuz. Sonra dışarda sizi bekleyen arabaya atlayıp tekrar buraya dönüyorsunuz. Bende Melisa'nın görevini üstlenip Uluç'u kontrol ediyorum. Nasıl ?" Alper karşımızda sunduğu fikirden gayet memnun bir şekilde otururken Melisa araya girdi. Bana kalsa bu işin içinde o da olmamalıydı.

"Güzel fikir. Madem Anka fikrinde sabit, bu en mantıklı olanı." Bana çarpıttığı imayı yok sayarak Alper'e yöneldim. Tam ağzımı açmış bu işi yapmak gibi bir mecburiyetin yok diyecek olduysam da sözümü kesti.

"Kızlar gerçekten sıkıldım. Karar verildi. Uzatmayın." Dedi. Göz devirdim. Verecek ya da itiraz edecek bir kelime bulamadım.

"Bence de, bu yüzden hadi alışverişe. " Tüm dikkatimi Melisa'ya çevirdim bu sefer. Ne alışverişinden bahsediyordu ?

"Eğer amacımız oraya girip bu işi yapmaksa ilk önce kıyafetlerden başlamalıyız. Böyle yadırganacağımızdan eminim. Unutmayın sadece Uluç'un dikkatini çekeceğiz tüm milletin değil." Konuşmasını göz kırparak sonlandırdı. Bakışlarımı üzerimde ve daha sonra onların üzerinde gezdirdim. Gayet normaldik. Yani benim için bir sıkıntı yoktu. Böyle her yere giderdim ben. Ama mantıklı düşünecek olursak bir taraftan da haklıydı Melisa. Oradaki kızların giyinişlerini zihnimde canlandıracak olursam şuan biz rahibe gibi kalıyorduk. Böyle gidersek pekala dikkat çekeceğimiz kesindi.

"Hadi Anka. Akşama kadar anca doğru düzgün bir şeyler buluruz." Dedi Melisa. Daha önce Melisa ile alışverişe çıktığımızdan dolayı bu son söylediğine katılıyordum. Eminim yüzlerce mağazaya girip çıkacaktık. Bana hava hoştu. İlk denediğimi alır çıkardım her zaman ama Melisa'yla birlikteyken bu imkansızdı. Kendininkinin yanı sıra benimde kıyafetlerime karışıyordu her seferinde. Onu bence de diye onaylarken,

"Ben her türlü dikkat çekeceğim için boş yere masraf yapmayayım, siz kendinize bir şeyler bakın." Dedi Alper, son derece özgüven akan sesiyle. Melisa hadi deyip bana kapıyı gösterirken Alper'e dönüp "Gerzek"demeyi de ihmal etmemişti. Gerçekten bu çocuk gerzeğin yanı sıra biraz da dengesizdi.

SAHİPSİZWhere stories live. Discover now