Bölüm 29/3: İzin vermem,

31.5K 1.7K 147
                                    

Keyifli okumalar. Sizleri seviyorum ♥

Bu bölüm +180 yapar mısınız ?

Daha önce siyah yıldızlar görmemiştim. Daha önce hiç kurtlar sofrasına yem olmamıştım ve hiç siyah ışığın bedenimi ele geçirmesi için can atmamıştım.

Tüm salonda; kimisinin gözlerinde zevk,  kimisinde seks, kimisinde para, kimisinde ise yalnızca  ateş olan adamlar ve kadınlarla doluydu. Bense hepsinden ayrı, siyah bir perdenin gerisinde özenle hazırlanmış bir şekilde bekliyordum. Yüzümün her bir yanına dağılmış makyajım ile tüm gözleri üzerime çekeceğimden emindim.

Erdal perdenin ön yüzünde elinde mikrofon olan ve beni Uluç'a satan o adamın yanında duruyordu. Bunu perdenin aralığından görebiliyordum.

Onlara kulak asmadan önce birkaç defa ıslık ve alkış sesleri duymuştum ve bunu her duyuşumda yanımda olan kadınlardan biri gitmişti. Uğultu ve ıslık sesleri eşliğinde bir alkış tufanı daha koptuğunda bedenimin kasılmasına izin verdim. Yanımda oturan kırmızı saçlı kadın kıvırtarak ayağa kalktı ve sanki yıllardır bu anı bekliyormuş gibi büyük bir hevesle perdenin açık kalan köşesinden bedenini bir ışık süzmesi gibi sıyırıp gözden kayboldu.

Önümde kimse kalmadığında bundan sonra kopacak olan alkışların benim için olduğunu biliyordum.

Mikrofonun yankı uyandıran sesi tüm salonda yayılmaya başladığında gözlerimi önüme indirdim. Parmak uçlarım avuç içime temas ettiğinde ellerimin soğukluğunu yenice farkedebilmiştim. Tok olan ses kulağıma ulaştığında tırnaklarımı zarar görmesini umursamadan avuç içime bastırdım.

"Bakın burada kim var ?" Adamın kahkaları cümlesini bitirmeden başlamıştı ve sona doğru söylediklerini güç bela seçebilmiştim.

"Küçük fahişemiz yine evsiz kalmış." Yeniden kahkaha attığında kelimeler çoktan dudakları arasından kurtulmuştu.

"Bizimle duygularını paylaşmak ister misin güzelim ?" Ellerime indirdiğim gözlerimi kırpıştırarak kaldırdım ve aralık olan perdeden neler olduğuna baktım. Yalnızca Erdal'ın omzunu ve ayakta duran bir kaç kişinin yüzlerinde olan gülümsemeyi görebiliyordum.

"Oyun oynamak istiyorum. "Perdenin arasından gördüğüm kişiler yüksek bir kahkaha attı.

"Ve küçük kırmızı saçlı bir pantere ihtiyacım var. "Biraz önce olandan daha güçlü kahkaha sesleri duyuldu.

"Bana yeni bir panter bulur musun ?" Salon mikrofonu elinde tutan adamın sesiyle sustu ama bu çok uzun sürmemişti.

"Pekala, sanırım küçük kırmızı saçlı bir pantere ihtiyacımız var. Gönüllü olan var mı beyler ?" Kahkaha sesleri bir süre devam etti ama sonra sanki her biri dipsiz bir kuyuya düşer gibi teker teker sustu.

"Yok mu ? " mikrofona verilen sıkıntılı nefes tüm salonda yankılandı.

"Kurallarda biraz esneklik getirelim öyleyse. Küçüğüm, bize biraz hünerlerini gösterir misin ?" İşte şimdi tüm salon susmuştu.

Merak bedenimi ele geçirirken ayaklarım benden bağımsız hareket etti ve bedenimi aralık duran perdeye sürükledi. Şimdi kadını görebiliyordum. Erdal benimle aynı hizada olduğu için kırmızı perde onu görmemi engelliyordu.

Genişleyen görüş alanımdan tüm salonu inceledim. Gerçekten herkes dikkat kesilmiş bir vaziyette kırmızı saçlı kadına bakıyordu.

Kadın üzerine geçirdiği tişörtü sıyırdığında salondan birkaç ıslık sesi geldi.

SAHİPSİZWhere stories live. Discover now