Bölüm 25/1:Lili,

44K 1.4K 237
                                    

Bu bölümü denizmelisa454 e ithaf ediyorum. Bu yolda desteklerinizi esirgemediğiniz için teşekkür ederim. 

Bölüm sonunda Anka'nın resmini paylaştım.

Bölüm boyunca bahsi geçen şarkı. Önce bir kere dinlemenizi tavsiye ederim.

Keyifli okumalar ♥

Bir nota.

Beni susuz bırakmak istermiş gibi, eline aldığı sihirli piyano ile beni heyecanlandırıyor ve boğazımın kurumasına sebep oluyordu. Bu tanıdık tınıyı biliyordum. Uluç yine o şarkıyı dinliyordu, bu sefer sözlüydü. Bu şarkının sözleri olduğunu bilmiyordum çünkü Uluç'un arabada benimle birlikte dinlediği şarkı sözsüz olanıydı.

Uluç'un odası hemen yan tarafımdaydı ve sesleri işitmemem imkansızdı. Belkide bunu bilerek yapıyordu. Belkide karanlığının nedenini saklamaktan artık yorulmuştu ve anlatmadan farkettirmenin tek yolunun bu olduğuna karar vermişti. Ya da belki böyle bir amacı hiç yoktu.

Şarkı ingilizceydi. Zaten Uluç'u türkçe şarkı dinlerken hiç duymamıştım. Sözü olan hiçbir şarkıyı dinlemiyor sanıyordum ama onu şimdi yakalamıştım. Onu tüm karanlığı içinde bir şeyler fısıldamaya başlarken yakalamıştım.

Boğazımdaki kuruluğu gidermek adına yutkundum. Ay gecenin karanlığında en tepeye kadar çıkmıştı ve hemen üzerimde parlıyordu.Bu evde tek beyazın ben olduğumu biliyordum. Uluç bunu her ne kadar soldurmaya çalışsada ay benden yanaydı ve şimdi doğrudan üzerime vuruşu bana güç veriyordu. Gözümü ondan çekip sağ tarafımda olan komidinin üzerinde duran saate çevirdim. Gece üçü gösteriyordu. Sabaha üç saatten az kalmıştı.

Duvarın gerisindeki ses yeniden duyuldu ve yattığım yerden doğruldum. Duymak istiyordum. Uluç'un bu saatte dinlediği şarkıyı merak ediyordum. Neden diğer tüm insanlardan bunu gizlediğini anlamaya çalışıyordum. Uluç konuşmaktan korkmazdı ama karanlıktaki fısıldayışı aslında korktuğunu gösteriyordu.

Çıplak ayaklarımı soğuk parkenin üzerine indirdim. Acele edip etmemek konusunda kararsızdım ama şimdi bile oturduğum yerde, notaları duvarın arkasından işitiyor olamama rağmen hüzünlenmiş ve karanlık bir girdaba girmiş gibiydim. Uluç'u bu şarkıyı dinlerken görmek istiyordum. Ellerini nasıl hareket ettirdiğini görmek istiyordum. Gözlerini kapatıyor mu görmek istiyordum. Yanaklarındaki huzursuz çukur bu şarkıyı dinlerkende beliriyor mu merak ediyordum. Kaşlarındaki çatıklık ortadan kayboluyor muydu merak ediyordum.

Karanlığa doğru bir adım attım. Bedenim ısıttığım yatağın içinden kalktığım anda üşümeye başlamıştı. Bu üşüme soğuktan değildi. Uluç'u ne halde göreceğimin merakı beni heyecanlandırıyordu ve üşümeme sebep oluyordu.

Kapının kurpunu karanlığa girmeyi göze alarak aşağı indirdim. Uluç'un bana öfkeleneceğini biliyordum ama bu merakımın yenilmesi kadar gözümü korkutmuyordu. Ara holde dolanan hava kapıyı açmamla birlikte yüzüme vurdu. Gözlerimi bir anlığına kırpıştırdım. Müzik artık varlığını daha da belirgin hale getirmişti. Karanlıkta cenin pozisyonu almış bir bebeğin ağlayışlarını duyar gibiydim.

SAHİPSİZTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon