👉2. Tamirci Kız🔧

28.4K 1.5K 213
                                    

Bu yakışıklıdan kendi arabama kablo atabilirdim tabi ama bunun için arabayı çalıştırmalıydım ve bu da yanlış anlaşılabilirdi.

Biraz düşündüm. Eğer biri gelirse aküyü çalmakla itham edilmek, arabayı çalmakla itham edilmekten makuldü galiba. İşte ikinci dâhice fikrim de buydu. Sadece 10 dakikada arabaların akülerini değiştirdim ve sonra oradan uzaklaştım.

*****

Zeyd

"Gel," dedim tıklayan kapıya doğru. Kenan elinde ufak bir dosya ile içeri girince imzaladığım dosyaları İrem'e verdim. Bu onun çıkması için bir işaretti. İrem kapıyı ardından kapatınca Kenan konuya girdi.

"Efendim plakayı araştırdım fakat bahsettiğimiz araba şu an tamirdeymiş. Sahibi neredeyse iki hafta önce garaja bıraktığını belirtti. Galiba dün arabayı kullanan kişi de tamirciydi."

Tek kaşımı kaldırdım. "Tamirci mi? Tır için gelen mi yani?" diye sordum ufak bir şaşkınlıkla. "Evet efendim, ilginç olan da bu zaten. Tır için gelen tamirci zaten şirketimizin iki senedir çalıştığı bir tamirci. Yani böyle bir şey yapması çok garip. Siz dün onunla görüşmediniz mi?"

Derin bir nefes alıp arkama yaslandım. Bu iş oldukça garipti. Elimle alnımı ovdum ve gözlerimi tekrar Kenan'a diktim. "Hayır, bana gözükmeden çıkmış. Ama tır şoförünün kızı bana ilginç bir şeyler söyledi. Galiba tamircimizin benimle bir sorunu varmış. Tabi arabamı kurcalayacak kadar derin olduğunu hiç düşünmemiştim," dedim düşünceli bir şekilde.

Kim bu adam ve benimle derdi ne? Ama anlayacaktım, önce ona güzel bir ders vermeliydim.

Zeyd Arkan'ın arabasından akü çalmak ha? Kiminle dans ettiğinden haberi var mıydı acaba. "Tamam, sen çıkabilirsin. İrem'e söyle, bana Okan'ı yollasın," dedim düşünceli bakışlarımı baktığım noktadan hiç ayırmadan. "Peki efendim."

*****

Alya

"Ya bu anahtarların sırasını kim bozdu yine?" diye haykırdım. Ben her defasında numaralarına göre diziyordum fakat benim simetrik ruhuma ters düşen birileri vardı burada.

"Çemkirme. Çemkirince çok çirkin oluyorsun." Selim arkamdan geçerken kafamı öne doğru ittirdi. "Gerçi normalde de güzel olduğun sayılmaz ama..." "Hadi be oradan. Çirkinmiş. Bikere benim çirkin gözükmem imkânsızzz..." dedim ve omzumun üstünden ona mağrur bir bakış attım.

"Evet, mütevazılığınla birlikte çok hoş bir kombin oluyor doğrusu," diye dalga geçti. Tam ona laf yetiştirecekken, dışarıdan gelen seslerle arkamı döndüm.

Kapıda adamlar vardı. 8 kişi kadar içeri girdiler. Tiplerine tepki olarak anca 'noluyoruz lan' denebilirdi. Ama ben: "Kimi aramıştınız?" dedim sadece.

Beni aramıyorlardır inşallah, çünkü biraz kaba kuvvet için gelmiş gibiydiler. Selim bana doğru yaklaştı ve şaşkınca bakıştık. "Yiğit hanginiz?" dedi en öndeki gözlerini tehditkârca kısarak. Bu soruya gülebiliyor muyduk? Çünkü gülmemek elde değildi.

"Duruma göre değişir," dedim adamlara. Onların gözü daha çok Selim'deydi, tabi burada Yiğit olabilecek bir o vardı. "O Selim yalnız..." diye ekledim. Yoksa Selimciğimi harcayacaklardı burada.

"Yiğit nerede?" diye sordu adam bu defa. "Bu Yiğit'in tam ismi neydi? Böyle bilemedim çünkü ben," dedim düşünceli bir tavırla. Düşünceli olduğumdan değil, maksat bir gizem yaratmak.

Selim bana sorarcasına bir bakış attı. E tabi o anlamıştı aslında beni aradıklarını. Sakin ol dostum, her şey kontrolüm altında.

Adam arkasına baktı. İki isim ezberlemek zor geldiyse demek ki. "Alya dedi birisi, Yiğit Alya." Bu defa güldüm. "Neden aramıştınız ki?" diye sordum. "Ufak bir akü meselemiz var," dedi adam tek kaşını alayla havaya kaldırarak.

Arıza tespitWo Geschichten leben. Entdecke jetzt