👉41. Psycho🔫

10.2K 590 104
                                    

"Çok güzelsin."

Işıttığım sözlerle gözlerimi kocaman açıldı. "Hı?" diye bir şey çıktı ağzımdan zar zor.

"Çok güzelsin."

Yutkunduğumda boğazımda bir şeyler varmış gibi hissettim. Kalbimin birden bire hızlanmasına anlam veremiyordum. Bir şeyler söylemek istedim ama tekrar ilerlemeye başladı ve hala elimi tutan eli beni de çekiştirdi.

Çok güzelsin mi dedi o?

Nerden çıktı bu böyle birden bire. Pat diye. Kafam karışmıştı ve gittiğimiz yeri unutmuştum.

"Odaklan," dediğinde hatırladım nerede olduğumuzu. Köşeyi dönmüştük ve 'karenin' içindeydik. Aynen söylediği gibi yaslandığımız vagonun karşısında bir vagon daha vardı. Ve bu iki vagonu dikey duran bir üçüncü birbirine bağlıyordu.

Ortadaki alan sandığımdan daha genişti. Burası gerçekten de çok tuhaf bir yerdi. Biraz daha ilerledik vagonun dibinden. Kapısına geldiğimizde durunca, "Nasıl açacağız?" diye sordum hiç düşünmediğimiz o detayı.

Buraya kadar gelmiştik ama Aylin'in burada olduğundan emin bile değildik. Ayrıca buradaysa bile hangi vagonda olduğunu bilmiyoruz. Burada kimlerin olduğunu, kaç kişi olduklarını bilmiyoruz. Hatta bu kapıları nasıl açacağımızı bile bilmiyoruz.

Kapıyı bir şekilde açtığımızı varsayalım. İçeri daldığımızda Aylin'in buradaysa bile bu vagonda olma ihtimali üç üzerinden sadece bir, peki içeride başka birilerinin olma ihtimali ne kadardı?

"Otomatik kapı. Kartla giriyorlar galiba, kart okutma sistemi var." Bana beni yeni görüyormuş gibi bakıyordu. "Ne?" diye sordum kuşkuyla.

Yine saçmalamaz umarım, çünkü öyle şeyler söylediğinde ne tepki vereceğimi bilemiyorum.

Niye böyle şeyler yapıyordu ki?

"Açabilir misin?"

Anlamayarak kaşlarımı çatmıştım ki hayali bir 'ping' sesiyle jetonum düştü. Açabilirim. Tabi ki açabilirim. Garaj kapısını açtığım gibi.

"Bende," derken çekilmesi için işaret ettim. Kart okuma sistemi onun yani başındaydı.

Elimi bıraktı sonra ansızın kolunu belime uzatarak beni kendine doğru çekip göğsüne yasladı. Beklenmedik ani hareketiyle bir elimi refleks olarak göğsüne koymuştum. Diğer elimle ise kolunu tutuyordum.

Şaşkın bir nefes aldım ve kocaman gözlerle baktım ona. "Ne yapıyorsun?" diye fısıldadım hayretle. "Yer değiştiriyoruz. İlerleseydim kapının önünde kalıyordum."

Daha çok sarılıyor gibiyiz diye düşündüm.

Bu düşüncenin saçmalığıyla irkilirken göğsüne koydugum elimin altında kalbinin hızla attığını hissedebiliyordum. "Bir daha böyle bir şey yapmadan önce uyar. Çiğlik atabilirdim," dedim güçlükle.

"Sen çiğlik atmazsın. Tarzın değil."

O garajda sandalye tepesinde olduğumuzdan bile daha yakındık. O adamlardan kaçarken olduğumuzdan da. Daha önce hiç olmadığımız kadar yakındık. Daha önce kimseyle olmadığım kadar yakındık.

Bundan rahatsız olmalıydım ama içinde bulunduğumuz durumda neredeyse rahatlatıcı olduğunu söyleyebilirim. Kendine gel dedi iç sesim. Bundan hoşlanman çok saçma.

Kendine gel ve seni böyle parmağında oynatmasına izin verme. Kolu belimi sımsıkı sarmış, beni kendine tamamen yaslamıştı. Hiç bırakmak istemiyor gibi bir hali vardı.

Arıza tespitWhere stories live. Discover now