👉22. Küçük oyun🤝

16.7K 863 87
                                    

Duvarın arkasından bir hışımla çıkıp "Durun!" diye bağırdım.

Arkamdan Zeyd kolumu kavramaya çalıştı ama ona fırsat vermeden fırlamıştım bile. "Sana çıkmamanı söyledim neden dinlemiyorsun Alya!?" diye haykırdı Emre. Hı sen çıkma dedin diye ben öylece duracaktım çünkü. Bu neyin kafası ya? "Burada oturup senin öldürülmeni izleyemem Emre."

"Bakın önce bir sakın olun." Benden sonra mecburen duvarın arkasından çıkan Zeyd iki elini hafifçe kaldırmış ortalığı sakinleştirmeye çalışıyordu. Adam silahı bir Zeyd'e bir bana doğrulttuğunda gözlerimi kıstım. Silah mı şimdi bunun elindeki? Yutkundum. Tamam, buraya kadar ne yapacağımı biliyor gibiydim ama burada bir kitlendim sanki. "Siz de her şeye şahit oldunuz, ilk önce hanginizi öldürsem?" dedi alay edercesine.

Gerçekten basar mıydı o tetiğe? Bir silah ne kadar ses çıkarır ki. Bardaki insanlara duyulur muydu acaba. Yoksa burada korkunç şeyler olurken kimsenin ruhu bile duymaz mıydı? Ya bu insanlar gerçekten üç kişiyi birden öldürmeyi göze alabilir miydi? Yoktan yere. Hem de böyle ortalık yerde. Realitede işlerin öyle yürüdüğü hiç inandırıcı gelmiyordu bana ama tabi silah baya inandırıcıydı.

Silah. Bir insanın - yani benim gibi normal sıradan bir insanın- hayatında silah görme ihtimali ne kadardı? Silah göreceğimi hiç düşünmezdim demeyeceğim çünkü poligona gidip atış yapmayı uzun zamandır istiyordum. Ama bir silahın tehdit dolu bir şekilde namlusunu göreceğimi düşünmezdim tabi ki de. Yine de o namluya bakarken hala bunun ne kadar absürt olduğunu düşünüyordum. Soğukkanlı bir mantıkla bu çok saçma diye düşünüyordum sadece. Bu çok saçma...

Siz de her şeye şahit oldunuz demişti. Oysa şahit olunacak bir şey olmamıştı bile. Sanırsın bu Emre yıllardır köstebeklik yapıyor da sırları ortaya çıkmasın diye öldürecekler. Hayır iki günde tehdit olabilecek kadar ne öğrenmiş olabilir ki. Mafya bile olsa böylesine kolay adam öldürdüklerine inanmakta zorlanıyordum. Bikere mafya neydi? Ben şahsen mafya kelimesini dizi ve kitaplardan öğrenmiştim ama gerçek hayatta neyi kapsıyordu mafya olmak. Kitaplardaki gibi yakışıklı, kaslı, zengin ve genç, dışarıdan buz gibi soğuk ve karaktersiz ama tanıyınca pamuktan bir kalbi olan bir topluluğu kapsamadığı kesin. Dizilerdeki gibi habire taka taka ortalığa ateş eden bir topluluk olduğunu da sanmıyorum, öyle olsa illaki gündeme gelirdi sık sık. Hani orada burada o kadar kolay çatışabiliyorlarsa eğer biz niye hiç karşılaşmıyorduk.

Mafya diye bir şey var mı diye sormayacağım, illaki vardır tabi. Sonuçta pislik mi ararsın. Ama gerçekten o kurgulardaki kadar kolay mıydı silahların arkasında saltanat sürmek ve pis işler yürütmek? Kafamda o kadar çok soru işareti vardı ki. Ben polisiye dizi izlerken bile figüranların başına gelenleri sorgulayan bir insanim neticede. Hani olur ya iyiler ve kötüler kapışırken. İyiler kötülerin peşine düşer ve bu süreçte kötüler bir türlü ölmese de her çatışmada kötülerin adamları ölür habire. İşte o adamların ölümünü beni hep düşündürmüştür. Bizim bu iyilerin sırf kötüleri yenmek için böyle tonlarca adamı öldürmesi ne kadar da çelişkili değil mi? Ama bunun şu anki durumumuzla hiçbir alakası yok. Çünkü kötü adamların iyileri öldürmesi o kadar da çelişkili değil.

"Biz bir şey bilmiyoruz sadece şu geri zekâlıyı almaya geldik." deyip Emre'yi gösterdim. Denemekten zarar gelmez sonuçta. Adam birdenbire aramızdaki mesafeyi kapatıp sırtımı göğsüne yasladığında geri çekilmeye bile fırsatım olmamıştı hiç. Silahı kafama doğrulttu. Nefesimi tuttum. Kafamdaki iyiler ve kötülerin savaşlarının kırıntıları bile kalmadı geriye. Kafama bir silah dayamıştı. Garip bir şekilde içimde korku yoktu. Daha çok bir boşluk vardı. Hala bunun gerçek olduğunu kavrayamıyordum. Bu çok saçma. Absürt. Bir insanın kafasına silah dayanması ne kadar olasıydı?

Arıza tespitWhere stories live. Discover now