👉68. Gelecekten bir gün - SON

17.4K 665 310
                                    

*3 sene sonra*

Son örgüyü de kıvrakça minik bir lastikle bağlarken uykucu kocam hala kıpırdamamıştı. Nasıl bir uykuysa top patlatsam yine uyuyacaktı galiba. Ölü gibi yatıyordu.

Küçük küçük ördüğüm saçlarına bakınca gülmemek için yanağımı ısırdım. Yakışıklı kocam bu şebek haliyle ve uyurken bile etkileyici görünebiliyordu.

Tipsiz.

"Ne diyorsun kara böcük oldu mu sence?"

...

*****

*Bir buçuk sene önce*

Zeyd

Anahtarı küçük kutuya fırlatıp içeri doğru yol alırken, "Prenses," diye seslendim. Gelmiş olmasını umuyordum. Gelmiş olsun. Gelmiş olsun ve beni bekliyor olsun.

"Geldin mi?" diye soran sesiyle adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Gelmişti. Beni bekliyordu.

İlk iş kollarımı ona sarıp kokusunu duymaya hazırlanırken kapıdan girince duraklayıverdim. Masanın üzerinde oldukça büyük hediye paketi yapılmış bir kutu vardı. Sorarcasına kaşlarımı çatıp bir pakete bir bana haylaz haylaz bakan esime baktım.

"Ne bu?" derken adeta gururlu bir şekilde kutunun yanında duruşuna aldırmadan kendime doğru çekip kollarıma aldım. Yüzümü saçlarına gömdüğümde gözlerimi kapatıp kokusunda kaybolmaktan başka bir şey istemiyordum.

"Özledim prenses," deyip başına bir öpücük kondurdum. "Kokunu özledim." Sanki bir bağımlılık gibi günlük bir doz kokusunu alma ihtiyacı duyuyordum. "Ahtapot sevgili." Başını kaldırıp dudaklarıma ufak bir öpücük kondurduktan sonra, "Tamam, şuna bak şimdi," diyerek kollarımdan sıyrılıp kutuya döndü.

Hala gözlerinde biraz önce haylaz ışık parıldıyordu. Sorarcasına bakışlarıma karşılık kaşlarını kaldırdı. "E açsana hadi." Bu defa ben kaldırdım kaşlarımı. "Ben mi açacağım?" Bir yandan gözlerini devirirken diğer yandan kolumu kavradı. "Ay aptallaştın mi sen? Evet sen açacaksın, çünkü sana."

Beni masaya ve kutuya doğru çekmesine izin verdikten sonra, "Peki," dedim ufaktan sırıtarak. Madem bana açayım bari.

"Ambalajı büyük, kendisi küçük..."

Merakla ona kısa bir bakış attıktan sonra kutuyu kendime doğru çektim. Etrafına sarılmış kurdeleyi açarken heyecanlı bekleyişine pek bir anlam verememiştim. Onu bu kadar heyecanlandıracak kadar ne olabilirdi ki bu kutunun içinde?

"Hadi ya," dedi sabırsızca. Biraz daha hızlanarak kutuyu sonunda açtığımda içindekiyle durakladım. Kutunun içi topaklanmış kâğıt ve gazetelerle doluydu. En ortada, ufak bir başka kutu dışında sadece kâğıtlarla dolu.

"Ambalajı büyük, kendisi küçük," diyerek biraz önceki sözlerini tekrarladım. "Buna neden gerek duyduğun bilmiyorum." Kâğıtların arasından küçük kutuyu çıkardığımda biraz daha yaklaştı. İyice meraklanmış bir şekilde ikinci kutuyu da açtım.

*

Alya

Kutuyu açıp içindekine göz attıktan sonra öylece dondu kaldı. Gözlerimi hafifçe kısıp beklentili bakışlarımı diktim ona. Herhangi bir tepki vermesini beklerken kalbim adeta yerinden çıkacaktı.

Tepki ver.

Hadi tepki ver.

Nefes aldı. Bakışları beni buldu. Sanki beni daha yeni görmüş gibi anlamayaraktan kaşlarını çattı. Sonra bir kez daha elindeki kutuya baktı. Yavaş hareketlerle kutunun içindekini çıkarmasını izledim. Çubuğu yüzüne yaklaştırdığında ne gördüğünü biliyordum.

Arıza tespitWhere stories live. Discover now