👉67. Güzel bir gün🎀

8.9K 575 108
                                    

*6 ay sonra*

Sinir bozucu sesle gözlerimi zorlukla araladım. Telefon çalıyordu. Aralanan gözlerimi tekrar sıkıca birbirine bastırıp uyumak istesem de susmayan melodi sinirlerime dokunmuştu.

Elime aldığımda karşı duvara fırlatmayı düşünmedim değil. 'Beyaz atletli prensim'. Bu isimde beni hala sinir ediyordu ama Zeyd değiştirmemem konusunda ısrarcıydı.

Değişik.

İlk olarak telefonu sessize aldım. Aslında bu her gece yatmadan önce yaptığım bir şeydi ama dün akşam ısrarla sessize koymamamı söylemişti.

Zeyzey'in Alya'ya hain planı.

Demek ki beni sabahın köründe uyandırmak gibi cani komploları varmış. Gözlerimi tekrar sıkıca yumup telefonu kulağıma tuttum. "Hı?" diyebildim uykulu uykulu. "Günaydın prenses," diye karşılık verdi enerjik bir ses tonuyla.

Manyak ha. Ben daha gözlerimi açıp saatin kaç olduğuna bakabilmiş değilim günaydın diyor bana.

Ben daha uyandım mı belli değil ama o günaydın diyor.

Bu gün aydı mı?

Bence daha aymadı.

Aymamış gibi bir hali var.

"Hı?" dedim tekrar onaylayıcı sayılabilecek bir tonda. Daha ne gözümü açmaya ne ağzımı açmaya hazır değildim. "Günaydın diyorum."

"Hm."

"Alya derhal o sıkıca birbirine bastırdığın gözlerini acıyorsun." "Benim günüm daha aymadı. Ne istiyorsun?" Sonunda konuşabilmiştim ve bence kurduğum cümlenin uzunluğu daha biraz önce zorla uykumdan uyandırıldığımı var sayarsak şaşırtıcıydı.

"Günaydın demek için aradım..."

Hala hiç açmadığım gözlerim aniden kocaman açılıverdi. "Bir dakika bir dakika," dediğimde sesim hiç olmadığı kadar canlı çıkıyordu, "sen şimdi beni şu an hızla kaçıp giden uykumdan günaydın demek için mi uyandırdın?"

"Evet, bu güzel güne benden bir günaydınla uyan istedim."

Ne güzel günü pardon?

"Ya uyuyordum ben," dedim sitem edercesine. "Senin bana garezin mi var, uyuyordum ben daha."

"Bugün çok güzel bir gün olacak." İç geçirdim. Tek elimle gözlerimi ovalarken, "Bu günün beni uyandırdığın için seni acayip dövmek istediğim dışında başka ne özelliği var tam olarak?" diye sordum ona.

"Öyle hissediyorum."

"Ya sen şimdi böyle saçma sapan bir nedenle beni uykumdan ettin ya, hala bu günün güzel bir gün olacağını düşünüyor musun? Çünkü benim burnundan getirmek gibi planlarım var."

Telefonun obur ucundan gülüyordu bana. "Kalk kahvaltını et. Saat hiçte abarttığın kadar erken değil. Ayrıca beni dinleyip telefonu sessize koymadığın için bir aferin kazandın benden. Seni seviyorum sevimsiz..."

Ve telefonu kapattı.

Sinirle inledim. Kafamı yastığımın altına gömdüm ama artık uyuyamazdım zaten. Bugün güzel bir gün olacakmış. Günün en güzel kısmı zaten uyumak sen beni uykumdan uyandırınca o gün daha ne kadar güzel olabilir ki?

Şu an kara denizdeki bütün gemilerim batmış gibi hissediyordum. Olmayan gemilerime bile kahrolmuş bir vaziyette öyle amaçsızca yattım bir süre daha yatağımda.

Telefonun bildirim ışığı yanınca elime aldım yine. 'Hadi kalk kahvaltı yap, amaçsızca yatma öyle'. Hızla kafamı kaldırıp etrafa bakındım. Kamerayla falan beni mi izliyordu bu?

Arıza tespitWhere stories live. Discover now