👉55. Masal🏰

8.8K 606 54
                                    

Zile ne kadar bastıysam kapıyı sinirle açtı Yavuz. Beni görünce ise kollarını birbirine bağlayıp sırıtmaya başladı. Elimde ki saklama kabını uzattım. "Al." Yüzündeki ifadeyi silmeksizin, "Senin kek yapmanı geçtim tam yedide kapımda olman biraz garip değil mi?" diye sordu pişkin pişkin

Neden? Ben gayet dakik bir insanım zaten.

Ona anlamamış gibi bakmaya çalışarak, "İşlerim vardı anca yetiştirdim," derken gözlerim içeriyi aradı. Farkında olmadan ayak parmaklarımın üstüne çıktığımı Yavuz'un, "İçeride değil merak etme," dediğinde fark ettim.

Tekrar ayaklarımın üstüne düştüm. Zeyd 'in burada olduğunu düşündüğümü düşünmüştü. Hiç güleceğim yoktu. Ağzımı açamadan kolumdan tutup içeriye sürükledi beni resmen. "Çok vaktimiz kalmadı. Çabuk olmamız lazım."

Bir yandan konuşuyor bir yandan da arkama geçmiş omuzumdan beni salona doğru yönleniyordu. Salona vardığımızda gördüğüm manzarayla şok olmamla birlikte Yavuz'a döndüm. İki kolumu birbirine dolayıp ayağımla ritim tuttururken sabırsızca bekledim.

Yavuz bunun ne anlama geldiğini gayet iyi biliyordu ki hemen başladı açıklamaya. "Bak bu İpek sana bugün hazırlanmanda yardım edecek. Elbisen bile hazır. Sen sadece mızmızlanma yeter, her şeyi o yapacak."

Baştan anlat, nereye gidiyoruz affedersin?

"Arkan holding de lansman gibi bir şey var."

Gibi derken?

"İlk başta küçük bir basın toplantısı ardından da balo gibi bir şey olacak. Şirkette çalışanı olarak ben de davet edildim. Partnerim olarak da sen geliyorsun benimle."

Tek tek ve kitap okur gibi vurgulayarak konuşurken yağmurda ıslanmış kopek bakışı attıktan sonra, "Yani gelirsin değil mi?" diye tamamladı.

"Asla ve kat'a."

"Bunu bilmen gerekirdi," dedim kesinkes, gözlerimde sert bir bakış. "Beni yalnız mı göndereceksin yani?" Yutkundum. Ama beni zayıf noktamdan vuruyordu. Senden başka götürecek kimsem yok diyordu. "Yavuz ne işim var benim balolarda falan."

Sosyofobiyim ben bir kere.

Bir de bu kadar ön hazırlık yapmış.

"Bak hemen hayır deme." "Fark ettiysen dedim bile."

Ben baloya gidecektim.

Hele de Zeyd'in organize ettirdiği bir baloya.

Hele de Zeyd bana sana aşığım dedikten sonra onu öylece bırakıp gittikten sonra.

Süslenip püslenip kendimi adamın gözüne sokacaktım adeta. Bu neyin kafasıydı?

"Geliyorsun." Başımı kesin tavırlarla iki yana salladım. "Geleceksin." Hala kafamı sallıyordum. "Boşuna inat etme, beni kıramazsın." Yanaklarımı şişirdim. Taktik değiştirmişti. Nasılsa ısrarıma dayanamayacaksın beni uğraştırma diyordu kısaca. Haklıydı da.

Gözlerimi gözlerine diktim. 'Hadi ama' diyen bakışlarına.

Düşünmem lazım.

"Fazla zamanımız kalmadı yalnız."

Hala düşünüyorum.

"Hem maskeli balo, birilerine gözükmek istemezsen eğer..." "Kusura bakma da Yavuz sormadan edemeyeceğim..." Heyecanla ne diyeceğimi beklerken, "Neymiş?" diye sordu. "Bir şirketin balo vermesini saçma buluyordum beterin beteri varmış meğer, maskeli balo nedir Allah aşkına?"

Arıza tespitNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ