Tanışma faslı

107K 5K 347
                                    

Adam beni bildiğin tehdit ederek odadan çıkmıştı. Bende hemen ardından kapıyı kilitleyerek az önce bakamadığım odaya göz gezdirmiştim. Ben odayı yatak ve dolaptan ibaret sanırken odada başka bir kapı gördüm. Yoksa başka bir giriş miydi? Hemen kapıya giderek açtım ama bu kapı sadece banyoya açılıyordu. Bu oda bana göre fazla büyük değil miydi?

Sesli şekilde iç çekerek cebimden telefonumu çıkardım. Annem başta olmak üzere Uğur ve Babam defalarca aramış. Ben onları şimdiden çok özlemiştim. Yatağın ucuna oturunca annemi arayarak açmasını bekledim. Telefon çok geçmeden açılınca Annemin tatlı sesini duymuştum. Bizimkiler nasıl olduğuma dair onlarca soru sorarken arkadan Uğur'un sesi geliyordu. Ona buraya gelmeden tavır almıştım ama şimdi onun bile burada olması için neler vermezdim.

Annemlerle konuşmamız son bulunca beni bir ağlama tutmuştu. Öyle bir ağlamaydı ki evleneceğimi duyduğum gece bu denli çok ağlamamıştım. Bir noktadan sonra hıçkırıklarım çoğalınca yastıkla ağzımı kapatarak yan yattım. Bedenim yorgun düştüğünde ise uyumuştum ta ki kapanın vurulma anına kadar... Yataktan çıkıp kimin geldiğine bakmak için kapıyı açmıştım. Evin çalışanı olduğunu tahmin ettiğim kız kahvaltıya beklediklerini söyleyerek gitmişti. Bende onun ardından kapıyı kapatıp banyoya geçince aynadaki beni tanıyamadım. Yüzüm gözüm şişmiş kıpkırmızı görünüyordu.

"Allah'ım sonumu hayret..." Bu evde ne tanıdık yüz vardı ne de bu şehirde kapısı çalabileceğim birileri... Bildiğin koca şehirde yapayalnızdım. Derin bir nefes aldıktan sonra sırtımı dikleştirerek önce banyodan sonra da odadan çıktım. Odadan çıkarken eğilip elbiseme baktım. Bu siyah elbiseden başka hiçbir şeyim olmadığına inanmıyordum... Bir saniye ya Annem son anda elime valiz tutuşturmamış mıydı? O halde valizim neredeydi. Aklıma gelen şeyle dün gece geldiğimiz yoldan ilerleyerek hızla merdivenlerden indim. Aşağıya indiğimde ise birilerinin bana baktığını hissedince sağımda gördüğüm masaya bakmıştım.

"Günaydın bizde seni bekliyorduk..." Bak sen sahte kocam bu sabah pek de nazik... Arkasını dönüp üstten bakan Eda'yı es geçerek yanında oturan adama baktım. Yoksa o da mı evliydi. Ayağa kalınca "Merhaba Yenge, ben Emre..." Uzaktan bana selam verince bende yüzüme kondurduğum zoraki tebessümle merhaba diyerek etrafıma bakındım.

"Ne oldu neye bakıyorsun?"

"Şey... Valizime bakıyorum ama göremedim." İnsan nezaketen kapının önüne falan koyar ama nerde sizde o nezaket...

"Tamam, gel kahvaltıya otur. Ben adamlara valizini odana çıkarmalarını söylerim..." Bunlar cidden kahvaltı için beni mi bekliyorlardı. Ben olsam hiç kimseyi beklemeden kahvaltıya başlamış hatta bitirmiştim. Eda ağzında bir şeyler geveleyince daha fazla bekletmemek için masaya doğru giderek boş olan yere geçip oturdum. Oturduğumda yeni tanıştığım Emre de oturunca karşımda oturan ikiliye bakarak "Siz de mi evlisiniz?" diye sormamla çayından yudum alan Eda çayını geri püskürtmüştü.

Emre arkasına vururken "Hayır, yenge ben evin çalışanıyım..." Tabi bu yüzden mi patronunla aynı masa da oturuyorsun...

"Emre, benim sağ kolum kardeşim ise evlenemeyecek kadar küçük değil mi Eda..." Bak sen demek kardeşin küçük ama benim yaşım büyük değil mi? İnsanlar ne kadar da bencildi.

"Eda kaç yaşındasın..."diye sorduğumda on sekiz olduğunu söyledi. "Evet, kardeşin gerçekten küçük yaştaymış..." Bunu söylerken sağımda oturan adamın gözlerinin içine bakmıştım. Sinirden yüzü gerilince aynı sinirle eline çatalı alıp kahvaltısına başladı.

Benimde karnımdan sesler gelemeye başlayınca büyük iştahla yemeye başladım. Allah'ım kimseyi açlıkla sınamazsın... "Abicim dün Bahar'ın da üniversiteye gideceğini söylemiştin değil mi?"

"Evet, Eda dün seninle aynı okula gideceğini söylediğimi net hatırlıyorum. Neden ikinci defa sorma gereği duyuyorsun?"

"Yenge sende mi edebiyat okuyacaksın?" Biri şuna yenge demeyi kesmesini söylesin hayır fazladan da sempatik kızmak da istemiyorum.

"Hayır, Emre Abi yengemiz psikoloji kazanmış..." Harbiden biliyordu da neden sormuştu. "Eda kahvaltına dön yemekte konuşulmasını sevmediğimi biliyorsun?" Bizimki de fazla asabiydi.

"Ben dönerim kahvaltıma dönmesine de sevgili yengeme bakıcılık yapmayacağımı bil istedim." Bu kız harbiden sinir biriydi. Hem böyle bir adamın kardeşinden ne bekliyordum. Bora Bey bu da nerden diye sorduğunda aklımı okuduğunu düşündüm. "Şöyle ki Ağabeyciğim Kayseri'den bu şehre ilk kez gelen sevgili karıcığın hiçbir yeri bilemediği için okula gelir giderken onu bana kilitleyeceksin bende şimdiden söylemek istedim. Ben hiç kimseye bakıcılık falan yapmam."

"Merak etme senden böyle bir arzum olmaz. Ben kedi başımın çaresine bakarım." Hayır, koca şehirde neden onunla aynı okula denk düşmüştüm hala anlayamıyorum.

"Kesin sesinizi... Sen küçük hanım eğer saygı değer babamızın konağına gitmek istemiyorsan bu evde ben ne söylersem onu yerine getireceksin. Sana gelecek olursak asla bu şehirde başına buyruk hareket etmeyeceksin. Sonra bir bakmışsın bu şehir seni yutuvermiş. Bu yüzden hanımlar okul hayatınız boyunca sizi peşinizden hiç ayrılmayan bir çift korumanız olacak. Başka sorunu olan... Aferin böyle söz dinleyin aksi takdirde ben dinletmesini iyi bilirim."




#yenibaşlıyoruz




KISA BİR AÇIKLAMA YAPMAM GEREKİYOR GALİBA... KURGU DEĞİŞMİŞ GİBİ OLSA DA  GENEL OLARAK KURGU AYNI. EDA BAŞLARDA AĞABEYİNİ KISKANIP ERGEN TRİPLERİ ATSA DA Kİ BAHAR VE EDA GERÇEKTEN ERGENLER BU ONLARIN SONSUZA KADAR AYNI KALACAKLARI ANLAMINA GELMEZ. SADECE İKİ SENE SONRA NORMAL HALLERİNE DÖNECEKLERDİ. İKİ SEN DE ÇOK UZUN SÜRMEYECEK.










KIZIL  👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin