gece lambası

76.8K 3.8K 209
                                    

    Eda bir kere olmayacak dediyse bu fikrinden hiç kimse caydıramazdı. Bende baktım olmuyor bizimkiler yanlış anlamasın diye odadan çıkmıştım. Eda'nın biraz yalnız kalması daha doğru olacak gibiydi. Yoksa Bora kuşkulanıp olayın altını irdeleyebilirdi. Salona indiğimde üçü arasında hareketli şekilde konuşuyordu. Beni gören Emre öksürünce diğerleri de susmuştu. Neler olduğuna anlam vermek için gözlerimi kısıp yüzlerine baksam da tek anladığım şey Bora ve Uğur'un yüzlerinden okuduğum sinirliydi.

"Bahar da geldiğine göre ben kalsam iyi olacak." Uğur ayaklanınca yanına gidip "Nereye gidiyorsun*"diye sormuştum.

"Bahar haklı Uğur nereye gidiyorsun henüz erken daha karpuz kesecektik."diyerek beni sinir etse de Uğur pek oralı olmamıştı. "Herkese iyi geceler."diyen Uğur son anda durup ekledi "Eda'ya selamlarımı iletin kendine iyi baksın ya dur ben sonra arar konuşurum."demişti. En sonunda en iyisinin Uğur'un gitmesi olduğunu düşündüm çünkü biraz daha kalırsa katliam çıkabilirdi.

"Oldu o zaman bende seni geçireyim."dediğimde kuzenim koluna girerek kapı çıkışına kadar eşlik etmiştim. Dışarıya çıktığımda ona dönerek elimi belime koydum. "Neden durduk yere Eda'yı karıştırıyorsun?" Zaten Bora seni sevmiyor birde damarına basıp kendinden nefret ettiriyorsun.

"Eda'nın aşık olduğunu sezince bende biraz yardım etmek istedim. Bilirsin biz erkekler kolay kıskançlık krizine gireriz. Tahminen Emre tabi seviyorsa kesin deliye dönmüştür."

"Sen nerden anladın?"diye sorduğumda Eda adına üzülüyordum. "Kör olmayan herkes yüz ifadesinden aşk acısı çektiğini görebilir kuzencim..." O halde Bora kördü. Aksi takdirde Eda'nın canına okurdu. "Karşılıksız aşk en zor olanı biliyor musun? Bu yüzden Eda'ya çok üzülüyorum."dediğimde Uğur çocukmuşum gibi burnumu sıktı.

"Ne de olsa aşığın halinden aşk acısı çeken anlar değil mi?" Ben oflayınca Uğur benimle uğraşmayı keserek veda edip girmişti. Bende arabasının gözden kaybolmasını beklemiştim. Temiz havanın biraz da iyi gelmesiyle iç çekerek içeriye girdim. Salonda sadece Emre ve aziz telefonu vardı.

Beni görünce "Kuzenin gitti mi?" diye sormuş bende evet diyerek Bora'nın nerde olduğunu sormuştum. "Eda'nın yanına gitti." Dediğinde özel konuşacaklarını anlayarak Emre'nin karşısına oturup onu süzdüm.

"Gerçekten de gidecek misin?"diye sordum. Emre de derin bir konuya değinmişim gibi telefonu cebine koydu.

"Abim ne derse o Bahar, benden gitmemi istedi. Bende gideceğim." Demişti. O halde çok da gitmeye niyetli değildi. "Şimdi bana şunu mu demek istiyorsun. Patron ne derse o öyle mi? Yani sana gitme falan dese gitmezsin değil mi?"

"Adı üstünde patron ne derse o olur." Acaba denesem ikna edebilir miydim? İyi ama o zamanda yanlış anlayarak neden gitmesini istemiyorsun diye altını arayacak. Belki de benim istemediğimi sanıp Emre'ye düşman olacaktı. Tamam, beni sevmiyordu ama ne de olsa karısıydım. En iyisi Eda ile konuşup abisini ikna etmesini söylemekti.

Emre tekrar telefonuna dalınca bende sıkılarak odama çıktım. Biraz ders çalışmak adına masamın başına geçtiğimde ders çalışmaya niyetlenmiştim de bir türlü çalışamamıştım. Saat epey ilerleyince ise ışığımı kapatıp uyuyacaktım ki gece lambamı açmamla patlaması bir oldu. Ağzımda tiz bir çığlık çıksa da aklım yerimden çıkar gibi olmuştu. Ben karanlıkta yatamazdım ki oflayarak ışığı açmak için kapının yanına gitmiştim ki ışığı açarken kapı sonuna kadar açılmış. Işıkla beraber Bora'nın telaşlı yüzünü görmüştüm.

"Ne oldu o ses senden mi geldi?"diye sorduğunda elimle gece lamba mı gösterdim. "Gece lambam patladı."dediğimde ise bir şey söylemeden lambanın yanına gitmiş bende kapının açık olmasından haz etmediğim için kapıyı kapatmıştım.

KIZIL  👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin