alyans

81K 4.1K 239
                                    

      Söz vermiştim söz vermesine de verdiğim sözü gece boyunca tutmak için bin bir zahmet içine girmiştim. Saat onu vururken Bora gidelim mi diye sormuştu. Bir gün boyunca bugünün önemini vurgulayan adam gitmiş sanki bana okula kıralım mı der gibi bakıyordu. Olur, dediğimde ise düğün sahipleriyle vedalaşmak için yanlarına gidip son kez yanlarına gittik. Bora damarla konuşurken bende beyazlar içindeki gelini süzmüştüm. Beyazlar içinde o kadar güzel duruyordu ki içim cız etmişti.

Vedalaşma faslı bitince bana bir durgunluk gelmişti. Bora arabaya kadar bir an için olsun elimi bırakmazken araba gelince şoföre gitmesini söyleyerek sürücü koltuğuna geçmiş bende yanına geçip emniyet kemerimi bağlamıştım. Bir an için eve gideceğimizi düşünürken Bora küçük bir hatırlatma yaptı. "Gitmek istediğin özel bir yer var mı?" diye sorduğunda aklıma gidecek en ufak bir yer gelmemişti.

"Kendimi sana bırakıyorum." Bunu biraz fazla afili söylemiş olmalıyım ki cümlemin altında bir şey arar gibi bir anlık yüzme bakıp tekrar yola döndü.

"Ne oldu yüzün asılmış bu gece seni fazla mı zorladım?" Biraz zorladın diyebilirim ama bunu demeyeceğim. Sen bunun altında da bir şey arar sorgular dururdun. Benimse konuşacak dahi halim yoktu. "Anladım seni bu gece epey zorladım sende bu yüzden benimle konuşmak istemiyorsun. Peki, seni daha fazla zorlamayacağım."

Buna sevinmiştim. Biraz kendimle yalnız kalmak için kollarımı göğsümde birleştirerek başımı cama yasladım. Tıpkı masallarda ki gibi az gittik uz gittik dere tepe düz gittik sonunda gerçekten de tepe gibi yüksek bir yerde durmuştuk. İşte bu da Eda ile takılmanın sonuçlarıydı. Onun sayesinde yakınca edebiyatçı falan olabilirdim. Aklım oradan oraya giderken aracın durduğunu fark etmiştim fakat daldığım yerden çıkıp gerçek dünyaya dönememiştim.

"Umarım orada öylece uyumayacaksın..." Bora'nın eli tenimle temas ettiği anda yerimde doğrularak kendime gelmiştim. Arabanın içi fazla sıcak olduğundan mayışmam gayet normaldi. "Geldik mi?" diye saçma sapan bir soru sorsam da cidden biz gelmiş miydik?

"Hayır, gelmedik arabam yorulmuş biraz dinlesin yola devam edeceğiz..."

"Sen şaka falan yapma olur mu kulaklarım kan alıyor..." Adam bir yurt dışına çıktı espri anlayışı dahi değişmiş... Bir saniye ya bu adam sana daha önce şaka falan yapmadı ki... İşte bu daha kötü bir haberdi.

"Ömrümü kısaltmadan önce insek mi?" İyi inelim. Kırk yılın başı nazik olacağın tutmuş bunu heder falan etmem. Kapıyı açıp dışarıya çıkmamla buz tutmuştum. Kapıyı kapatıp kollarımı sıvazlasam da bu yeterli gelmişti. Etrafıma bakınırken yanıma gelen Bora hiç beklenmedik bir hareketle üstünden çıkardığı ceketini omzuma bıraktı. İçim ısınırken ağzım ona açık bakmıştım. Bu adama ne olmuştu böyle derken sanki yeni başlıyoruz der gibi elimden tutup "Gidelim." Demişti.

"Bir saniye anlaşmamız sona erdi ben sözümü tuttum." Bora'nın elini çekip durmasını sağlayınca bana dönmüştü. Sözlerimi işitse de elimi bırakmayarak diğer eliyle de yüzüme düşen saçlarımı hafif geriye iterek elinin tersini yukarıdan aşağıya ağır çekimde indirmişti. Bunun ne tür erotik bir hareket olduğunu anlamasam bir öpecek kadar yüzme yaklaştığına yemin edebilirim.

"Üşüdün söylenme." Diyerek önüne dönerek yürümeye beni de peşinden nazikçe sürüklemeye devam etmişti. Girdiğimiz mekânın manzarası nefes kesici olsa da ben manzara yerine gecenin geri kalanında kocama bakıp ne yapmaya çalıştığını kestirmeye çalışmıştım fakat bir halt anlamıştım. Bir kere Bahar Adamın yaşı otuz senin yirmi sen yanında ergen sayılırsın öyle bir bakışla ne düşündüğünü anlayamazsın ki... Sorular mı sorsam? Yemek bitiminde tatlıya geçmiştik ki gece bitiyor diyerek bir gazla sordum.

"Şey..." Parmak uçlarını alnıma koyarak devam etmeye çalıştım. "Yani sen yurt dışında neler yaptın?" Oh be sordum sormasında bu soru pek olmamıştı. Acaba başka ne sorsam... Düşün Bahar o cevap verirken asıl neler sormak istediğini düşün.

"Şirket işleri Bahar, dünya turuna çıkmışım gibi bakma... Kısa süreliğine yurt dışına çıkmış olsam da bu sayede şirketin hisseleri yüzde otuz yükselttim. Bunu ne demek biliyor musun?" Bana şirket oyunları yapma. Of ne diyorum bana kelime oyunları yapma. Yüzüne bakmamak için çatalımla tatlımı uğraşırken "Peki, başka neler yaptın bütün aylarını sadece işle geçirmiş olmazsın değil mi?"

Son saniye de yüzüne bakarken yüzündeki farklı bir gülüşü yakaladım. "Sen özel hayatımı soruyorsun. Merak etme karımı aldatmadım..." Tam sevinecektim ki "Karımı hiç sevmesem de zoraki şekilde bir arada kalsak da soyadımı taşıyan bir kadına ihanet etmem... Peki ya sen neler yaptın?"

Yarı mutlu fazlasıyla da sinirli şekilde "Korumaların her hareketimi izlerken senin neler yaptığımı bilmediğini söylemeyeceksin değil mi?"

"Korumalar sadece sana özgü değildi. Eda da Emre de ben yokken sıkı şekilde korundu. Tabi bu yine de neler çevirdiğinizi bildiğim anlamında da gelmez. Özellikle de kapalı kapalar ardında değil mi?"

"Ne demeye çalışıyorsun? Korumaların elinde gelse dersliklere bile girecekti. Ben sınıfta ne karıştırmış olabilirim. Hem sende söyledin sahte evliliğin sahte eşleriyiz özel hayatım seni hiç de ilgilendirmez. Artık buraya döndüğüne göre de şu kara gömleklilerini başımdan al artık korunmak falan istemiyorum."

"Kızıl sakin olur musun herkes bize bakıyor." Yine sinirlenip sesli mi konuşmuştum. Etrafıma bakıp utanınca çatalımı bırakıp "Gidelim mi bu gece yorucuydu eve gidip dinlenmek istiyorum."

Bora itirazsız kabul edince onun benden sıkıldığını düşünmüştüm. Tabi sarmadım onu ondan itiraz etmedi. Bora geri dönüş için arabayı kullanırken bende parmağında ki alyansa bakıyordum. Bana söz verip alyansı parmağıma taktığı günden itibaren banyo haricinde hiç parmağımdan çıkarmamıştım. Peki, o görünmeyen yerlerdeyken çıkarmış olabilir miydi? Eda özellikle yabancı kadınların evli erkeklerden hoşlandıklarını söylemiş yüzük umurlarında dahi değil demişti.

"Alyansını hiç çıkardın mı?" Oh be bu gece rahat uyuyacağım aklıma fikrimde ne varsa çoğunu sordum. İnce detaylar haricinde olsa da...

"Hayır, senin gibi her fırsatta alyansımı çıkarmıyorum."

İşte bunu bana söylemeyecektin "Yok ya ben hiçbir zaman alyansımı çıkarmadım. Sadece banyoya girerken çıkarıyorum çıkarken de geri takıyorum. Eğer beni kendinle karıştırıyorsan emin ol çok yanılıyorsun?"

"Korumalar günlük raporlar verirken bazen de fotoğraflarınızı da gönderiyor. Bu da şu demek elimde tescilli fotoğrafların var."

"Ne var bunda bir iki kere alelacele evden çıkarken takmayı unutmuş olamaz mıyım? Benim peşine adam takma gibi lüksüm olmadığı için de üzgünüm." Takmış olsaydım kesin benimde elimde belgelerim olurdu.

"Benden boşadığın günün ertesi sabahında çok zengin bir kadın olabilirsin..."Bu bir teklif miydi? Benden boşan mı demek istiyordu? Böyle bir şey olabilir miydi? Hem neden olmasın sende ondan bir an önce kurtulmak istemiyor musun?

"Tamam, boşanalım."




#boşanalım


KIZIL  👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin