Olmayacak

79.4K 3.8K 109
                                    

     Acaba böyle söylemese miydim? Neyse canım bir kere söz ağızdan çıktı. Bende sürekli birileriyle didişmekten haz falan etmiyordum. Kısa süre sessizlikten sonra "Akaç Uğur'u yemeğe davet et." Dediğinde istemsizce ona baktım. Ben Uğur lafına girerken duydum ki Uğur buraya yerleşmiş falan der diye bekliyordum ama adam her konuya hakimdi.

"Uğur'dan fazla haz etmediğini sanıyordum yoksa kuzenimle de ateşkes mi imzalayacaksın?" diye hiç çekinmeden sordum. Ondan çekinmem için artık fazla bir sebebimde yoktu. Benden büyük ve olgun olması konuşma hakkımı elimden alması demek değildi.

"Normalde onun eniştesine hoş geldin partisi yapası gerekirken ben davet ediyorum bunu nezaketimden ötürü yaptığımı bilmeni isterim." İnşallah akşam düello falan olmazdı. Uğur'da bizim Bora'yı kılı kadar sevmediğini düşünürsek akşam epey çekişmeli geçecekti.

"Ben davet ederim. Şöyle sağda durur musun?" Biraz daha giderse bütün arkadaşlarım onu görebilirdi. Bir saniye ya içimdeki kıskançlık duygusu da nerden çıkmıştı. Bora arabayı kenara çekince "Bahar." Demişti. Bora öyle bir Bahar demişti ki içimden bir şey akıp gitti. Hayatımda adımı bu kadar güzel söyleyen biri hiç olmamıştı. İneceğim sırada yutkunarak ona döndüm.

"Efendim."

"Dün gece tartışmaktan fırsat bulup sana teşekkür edemedim. Dün gece sözünü tutup beni mahcup etmediğin için teşekkür ederim."dediğinde gülümseyerek "Rica ederim." Demiştim.

"Tabi şu dans olayı için hala sana sinirliyim nasıl olur da kardeşimin aptal oyununa gelirsin bilmiyorum ama aynı sahneyle bir daha karşılamak istemediğimin altını kırmızı kalemle çiziyorum..."dediğinde derin bir nefes aldım. Resmen romantizmin içine etmişti.

"Görüşürüz Bora Bey..." Arabadan inerken epey sinirli insem da o gözden kaybolunca yüzümde gülücükler açmıştı. Bugün fazla oyalanmaktan ilk dersi kaçırsam da yine de mutluydum. Kantinde diğer dersi beklerken Eda arayıp nerde olduğumu sormuş sonra da konuşmamız gerekiyor dedikten sonra beni bekle diyerek yüzüme telefonu kapatmıştı. Böylelikle ikinci dersi kaçırmıştım fakat sanki buna değişmişti

"Eda şans yüzümüze gülüyor olabilir mi?"

"Ne diyorsun kızım adam öptü sonra da beni malak gibi ortada bırakıp gitti. Bilmem anlatabildim mi ama bana tam olarak şu sözleri sarf etti "Şimdi git gidebiliyorsan sevgilinle konuş" dedi. Of tam böyle demese de buna benzer bir şeydi. Bildiğin beni öpüp yiyorsa git sevgilinle konuş dedi beni anlıyor musun?"

"Peki, sen ne yaptın?"

Eda omuz silkerek üzgün surata dönüştü. "Ne yapacağım hiç sabaha kadar gözüme uyku girmedi. Seninle konuştuktan sonra evden çıkıyordum ki Emre ile karşılaştım. Görsen öyle havalı şekilde arabasına binip gitti. Normalde atla seni de okula bırakayım falan derdi..." Kaşımı çatıp asıl soruma gel der gibi bakmıştım ki "Tamam, ya haklısın şu gereksiz ilişki durumumu ilişkisi yoka çevirme zamanı geldi de geçiyor."

"En doğrusu Eda kalbinde birisi varken başkasına umut vermezsin."

Eda ile muhabbetimiz alışveriş merkezinde son bulmuştu. Eve geldiğimizde akşam için hazırlık yapmış tabi ondan önce Uğur'u arayıp haber vermiştim. Uğur tıpkı benim gibi çok şaşırmış hatta işi olmasına rağmen bu daveti kaçırmam diyerek geleceğini söylemişti. Gece için hazırlandıktan sonra Bora'nın aldığı parfümden sıkıp aşağıya inmiştim. Zaten çok geçmeden Emre ve Bora aynı zamanda gelmişti. Bir saat sonra da Uğur gelince direkt yemeğe geçmiştik. Yemek boyunca öyle havadan sudan konuşulduktan sonra yemekten sonra erkeler salona geçmiş bende mutfağa geçerek kuzenime kendi ellerimle en sevdiği kahveden yapmıştım.

İçeriye geçip kahveleri bizzat ben dağıtırken "Valla Uğur sen yokken bu sunumu göremiyoruz. Bu ikili değil mutfağa girmek önünden dahi geçmiyor." Diyen Emre'ye sitemle baktım.

"Ayıp ediyorsun Emre ne zaman kahve istedin de yapmadım?" diye sorduğumda Uğur da beni koruma cephesine geçmek yerine laf sokma yarışını başlatmıştı.

"Bahar galiba çok yoğun şekilde kıskanılıyorum."dediğinde kuzenimin yanına otururken sessizliğini koruyan Bora'ya baktım.

"Kıskanılman normal değil mi Uğur..." diyen Eda yanlış hatta girmişti. Emre'nin kötü bakışını geçtim Bora da aynı değerde bir bakış atıp odak noktasını tekrar Uğur'a çevirdi.

"Anlat bakalım Uğur, neler yapıyorsun? İstanbul'a insanlarına alışabildin mi?"

Bu sorusuna Uğur fazla rahat cevap vermişti. Belki de Bora'yı en çok sinir eden şey kuzenimin rahatlığıydı. "Her anımdan haberi olan adam bunu da bilmiyor olamaz değil mi? Yine de benden duymak istiyorsan cevap vereyim. İnan şehre alışmak hatta aşık olmak çok kolay yalnız insanlarına alışmak imkansız... Eyvallah Kayseri'de inini cinin gördüm de buranın insanları değişik artık kendilerini öyle bir kodlamışlar ki kötü düşünmek onların hayatta kalmak için kullandıkları kalkanları olmuş."

"Bu durumdan fazla kederlisin ama az kaldı merak etme. Sadece iki yıl daha sabret." Dediğinde istemsizce yüzüm düşüt. İki yıl sonra kuzenimi bu şehirden göndermek için elinden gelini yapmazdı değil mi? "Ne oldu yanlış bir şey mi söyledim. Sen bu şehre Bahar için gelmedin mi?"

"Ne oluyor ya kim nereye gidiyor abi sen ne demeye çalışıyorsun?"

Ortalık kızışınca Emre sanki ortamı yumuşatmak için söze girmişti ama asıl bomba onunkiydi. "Sakin olun ben gidiyorum. Hafta sonuna kalmaz bu şehirden girmiş olurum."

Emre'nin her sözünde Eda'nın gözlerindeki ışıltı kaybolmuştu. Dünyasının karardığını anlayınca Uğur'u falan unutup ben konuştum."Neden? Bora, senin haberin var mı? Emre nereye gidiyor?"

"Evet, Emre benim yerime Berlin'e gidecek tabi ondan önce buradaki işleri halletmemiz gerekiyor." İşte bu kötü olmuştu. İnşallah tıpkı Bora gibi uzun süre orada kalmazdı. Yoksa Eda'yı nasıl toparladım hiç bilmiyorum.

"Abi neden Emre gidiyor. Neden sürekli birileri bir yere gidiyor. Biz hiçbir zaman tam bir aile olamayacak mıyız? Hem ne kadar süreliğine gidecek bizde bu ailenin üyesi değil miyiz? Neden kararlar alınırken bize de sorulmuyor."

"Merak etmeyin benim gibi yıllarca kalacağı falan yok. Buraya gelmeden önce bütün işleri yeni müdüre yıkıp geldim. Emre de gidip tıpkı normal çalışan gibi yeni müdürü gözetim altına tutacak. Bir haltlar çevirmediğine emin olduktan sonra da tekrar buraya dönecek bu bir ay da sürebilir on ayda işin gidişatına bağlı tamam mı? Başka sorunuz var mı?"

Eda duyduklarına hiç sevinmemişti. Belki de kendini tutmayacağından korkup hiç kimseye bir şey söylemeden yanımdan ayrılıp merdivenleri koşarak çıkmaya başladı. Bende izin isteyerek Eda'nın peşi sıra gitmiştim. Odasına girdiğimde karşılaştığım manzara tam da tahmin ettiğim gibiydi

"Eda lütfen ağlama sadece birkaç ay kalıp gelecekmiş... Eda lütfen!"

"Emre giderse hiçbir şey eskisi gibi olmayacak anlamıyor musun olmayacak!"  





NERDEN NEREYE






KIZIL  👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin