Bölüm 9

2.9K 343 59
                                    


Therese ve Leonard, Madeira'nın doğu kıyısındaki limanda karşılaşmışlardı ilk kez. Üretiminin her aşamasına bizzat nezaret ettiği ve çok önemsediği kıymetli şaraplarının ticaret gemisine yüklenişine de bir göz atmak isteyen Don Roberto de Santos'a eşlik eden güzeller güzeli kızı, gün batımında gurubun alevden renkleri vurdukça canlanan esmer teniyle, koyu ve gizemli bir mücevher gibiydi. Bu asil güzelliği hakkıyla takdir eden, İngiltere'nin en tanınan ticaret gemisi kaptanlarından olan Leonard Kingston'ın, şaraplarını satın almış olduğu Don Roberto'ya kendisini akşam yemeğine davet ettirebilmek için neyse ki çok uğraşmasına gerek kalmadı. Şafakta demir alacaktı, İngiltere'de yükünü boşalttıktan sonra Çin'e doğru yola çıkacaktı, yani aylarca Madeira'ya gelme şansı yoktu ve henüz bekar olduğunu öğrendiği bu hanımefendiden bir söz almadan onca ay geçirmeyi göze alamazdı. Nitekim tam bir yıl sonra gelip Therese'yi babasından istemiş ve aynı hafta Madeira'nın en büyük kilisesinde nikahlandığı karısını ailesine götürmek üzere İngiltere'ye yelken açmıştı. İlk yıllar kocasıyla birlikte seyahat eden Therese, Hindistan'dayken yakalandığı ağır bir hastalık yüzünden ölümden dönünce bir daha dünyanın bu uzak ucuna gidemedi. Leo bu duruma kaybetme korkusuyla büyük bir sabır gösteriyor fakat Therese özlemden ve sıkıntıdan bunalıma giriyordu. Genç adam her demir aldığında son kez seyahate çıktığına ve dönüşte kalıcı olarak karaya yerleşeceğine dair kendi kendine yeminler ediyor fakat karısına olduğu kadar okyanuslara da aşık olan Leo bu sözleri tutamıyordu...

Böylece Therese'yi oyalamak için iki gencin aileleri elbirlik ettiler. Madeira ve İngiltere arasında, zaman zaman Portekiz, Fransa, İspanya, İtalya gibi çeşitli ülkelere uzanan seyahatler boyunca genç kadın yakınlarının gözetiminde eğleniyor ve yeni insanlarla tanışma fırsatı buluyordu. Ne zamandır tanıdığı insanlar içinde en çok ilgisini çeken Veronika olmuştu.. Doğrusu umudu Elena'nın tedavisi boyunca Niki'yle arkadaşlık etmekti. Hatta kızı kendi malikanelerine davet etmeyi bile düşünüyordu.

Artık karaya çok az kalmıştı. Birkaç gündür biraz daha iyice olan Elena, Lobelia'nın geceliğinin üstüne giydirdiği süslü sabahlıkla günde iki üç dakikayla da sınırlı olsa, Tony'yi odasında ağırlayabilmekten ötürü mutluluktan çıldırır haldeydi. Niki'nin öğrettiği birkaç kelam İngilizce'yle genç adamla sohbet etmeye çalışan kızın yine de gününün çoğu uyuyarak geçiyordu.

Elena istirahatteyken Niki çoğunlukla kardeşiyle birlikteydi. Henüz bu sırrı Elena'yla paylaşmamışlardı. Araları iki yaş kadar olan iki genç gün geçtikçe yakınlaşıyor, kaynaşıyorlardı. Birbirlerinin hayatlarına dair neredeyse her şeyi öğrenmişlerdi ama yine de sohbet konusu bulmakta hiç güçlük çekmiyorlardı.

Tony'den başka Therese ve Michael ile de vakit geçiren kız bu sayede hem İngilizcesini hem de görgüsünü, bilgisini, sohbet becerisini geliştirme fırsatı da bulmuş oluyordu. O bir Grand Dük'ün torunu ve görünüşte bir Grand Dük'ün evlatlığı olarak, yengesinin gözetiminde bir prensesin alması gereken tüm eğitimi almıştı elbette ama ebeveynlerini kaybettiklerinde henüz ondört yaşındaydı ve topluma gerçek manada karışmamıştı.

Bazen de madalyonuyla birlikte hayatta sahip olduğu tek eşya, annesinden kalan yegane miras olan kemanıyla haşır neşir oluyordu.. Eski bir tahta kutunun içinde gizli bu antika keman kız için bir hazine değerindeydi.. Kendini bildi bileli çaldığı, kimsenin duymayacağı yerlerde pratik yapmaya çalıştığı enstrüman konusunda iyi değildi elbette ama belki ilerde daha çok çalışıp kendini geliştirmeye fırsatı olurdu..

.....

- Veronika ile Lord Miller arasından su sızmıyor. Bana kalırsa genç adamın bu kızı teyzesine evlat edindirmek istemesindeki amacı çok açık. Kızı ünvan sahibi yaparak evliliğini sosyete içinde kabul edilebilir hale getirmesi bir yana, varisi olmayan eniştesinden hem yüklü bir çeyiz alacak hem de ileride mirasına konacak. Bir taşla kaç kuş birden.. İnanabiliyor musunuz?

KARDELEN VE HERCAİ Where stories live. Discover now