Bölüm 30

2.6K 370 630
                                    

Kötü bir kapak çalışması, kız da biraz tipsiz sanki ama yine de çok eğlenceliler..

- Evi terk ettim, aylarca Gordon ile saçma sapan yerlerde gezdim ama sonuçta elime ne geçti? Koca bir hiç..

- Ama sanki eline epey bir şey geçmiş gibi Lord Victor, gitmeden önceki haline nispeten oldukça iyi görünüyorsun..

- Aman Eliza, o halimden memnundum ben.. Zaten faydasız bir hayat yaşıyordum, boşu boşuna şamata çıkarmaya ne lüzum var ki, sessizce köşemde oturmak daha doğru geliyordu.

- Ne demek faydasız, sen bizim ne kadar üzüldüğümüzün farkında mısın? İkimizin de tek kardeşi, çocuklarımızın yegane amcası sen değil misin?

- Ah, Elizacığım, bu çok..

- Bu doğru.. Ayrıca baban sensiz işlere yetişmekte öyle zorlandı ki.. Hele annen.. O canlı neşeli Prudence gitti, yerine her an ağlamaya hazır, bedbaht bir kadın geldi.. Annene hiç mi acımıyorsun?

- Annem bana acıyor mu peki? Bir sorunum olduğunu anlasın diye evden kaçtım ben, otuziki yaşında koskoca adam.. Peki ne oldu? Daha döndüğüm gün bakıyorum ki başıma saracağı yeni kız hazır.. Bir gün bile bekleyemedi Eliza, bir tek gün..

- Anlıyorum ama keşke kendi şerefine düzenlenen davete icabet etmeyerek aileni küçük düşürmek yerine annenle açık açık konuşmayı deneseydin..

- Dinlemiyor ki.. Hiçbir zaman dinlemedi..

- Her neyse beyler, müsaadenizle ben odama çekileyim artık, siz de baş başa dertleşin.. İyi geceler..

Elizabeth odadan çıktığında Edward epeydir görmediği arkadaşını sessizce incelemeye devam etti. Karısının dediği gibi onlar kardeştiler, kardeşten de öteydiler ve Edward tam da bu yüzden Victor'ın yaptıklarını kabullenemiyordu.

- Bana kızgınsın değil mi Eddie?..

- Bana Eddie demeyi kes Vicky, kızgından da ziyade kırgınım sana.. Aylarca kapında dolandım, bir dizlerimin üzerinde yalvarmadığım kaldı.. Ne derdin olduğunu paylaşmadığın yetmezmiş gibi bir de Granger'la kaçtın.. Veda bile etmeden..

- Bunalımdaydım Edward, kötü hissediyordum..

- Şimdi daha iyi misin peki?

- Evet.. Belki.. Bakış açısına göre değişir..

- Ne demek bu şimdi?

- Kafam daha çok karıştı demek Edward.. Artık ne düşüneceğimi hiç bilmiyorum.

Victor kalkıp odada dolaşmaya başladı. Bir yandan da sözcükleri kafasında toparlamaya çalışıyordu.

- Bak, hayata, kadınlara, aşka, eğlenceye, her şeye karşı bir bıkkınlık oluşmuştu anlıyor musun? Hiçbir şey yapasım yoktu.. Ağzımı açıp konuşmak bile zor geliyordu..

Tekrar Edward'ın karşısına oturdu. En yakın arkadaşının soğuk bakışları hiç hoşuna gitmiyordu. Gerçekten de aylarca onunla hiçbir şey paylaşmamıştı ama ne anlatacağını bilememişti ki.. Ne derdi olduğunu kendi de anlayamamıştı..

- Sen evlenmiştin, sonra Arthur, George, zamanında evliliğe benden daha fazla düşman olan arkadaşlarım.. Çoluk çocuğa karışmıştınız, sinir bozucu derecede mutluydunuz.. Ben hala boş işler peşindeydim, her gece başka bir yatakta nereye kadar yaşanabilir ki?.. Sıkılmıştım, ama başka türlü nasıl yaşanır onu da bilmiyordum..

- Sen de evlen o zaman.. Böyle çok güzel yaşanıyor..

- Ben yapamam Edward.. Ben kadınları seviyorum.. Hepsini ayrı ayrı seviyorum.. Gordon gibi olmak istemiyorum..

KARDELEN VE HERCAİ Where stories live. Discover now