Bölüm 17

2.4K 324 272
                                    

Geçen bölüm baykuşu Dumbo olmak için fazla sevimli bulanlar oldu, bu bölüm de hindi deneyelim dedim... Bu casting işini hiçbir zaman sevmedim zaten 😁🦃🦃

Dunsborough'nun uğradığı saldırı karşısında tek yaptığı elini kaldırıp yüzünü savunmak oldu. Bu cadıyı ehlileştirmek için daha fazla ne yapabilirdi ki? Bari gönlünce vurup hırsını alsındı. Belki de vurmak hoşuna gidiyordu, öyle şeyler olduğunu duymuşluğu vardı adamın.

Küpelerden biri kızın elinden düşüp dereye doğru yuvarlanana kadar eylemsizliğini korudu Gregory, fakat lanet olası şeyler, ah bu kız yüzünden kendisi de kötü sözlere alışmıştı, bir servet değerindeydi ve öylece gitmesine izin veremezdi.

"Sevgilim, bir dakika için şunu kesebilir misin?" diyerek kızın pençelerinden kurtuldu adam. Baronun ani kibarlaşması yüzünden şok olan Vera bir zaman hareketsiz kaldı, o süre de Albayın derenin kenarındaki küpeyi ve kızın avuçlarındaki diğer parçaları alıp keseye geri doldurması için yeterli geldi.

Dunsborough, kendinden beklenecek bir umursamazlıkla mücevher kesesini Veronika'nın elbisesinin yakasından içeri, tam göğüslerinin arasına tıkıştırdığında genç kız bir çığlık attı ve önce adamın elinden kurtulmaya sonra da keseyi oradan çıkarmaya çalıştı.

- Hayır hayır.. Onları elleme, orada dursunlar.. Senin onlar..

- İstemiyorum..

- İstersin..

- İstemiyorum dedim..

- Saçmalama sevgilim, dün gece üstünde olan kıyafetle çok güzel duracaklarına eminim..

Tanrı aşkına, yakışıyor muydu koskoca bir askere kadın giyimi hakkında konuşmak? Gregory, bir daha Veronika'nın giysileri hakkında dekolteleri hariç yorum yapmamaya karar verdi.

- Elbise de umurumda değil, mücevher de umurumda değil, yeter ki ellerini benden uzak tut. Senden tiksiniyorum diyorum, neden anlamak istemiyorsun?

- Veronika, ben sana karşı sabırlı davranmaya çalıştıkça sen daha beter saçmalıyorsun. İngiltere'nin en asil soylarından birine mensubum, ünvanım var, servetim var, vazifesine bağlılığıyla Saray'ın dahi takdirini kazanmış bir askerim, ayrıca gayet de yakışıklıyım, bunu herkes söylüyor.. Sen kimsin ki benden tiksinebiliyorsun? Ben senin bu hayatta karşına çıkabilecek en mükemmel erkeğim..

- Neden gidip bu meziyetlerini takdir edecek, mücevherler için sana yaltaklanacak bir kadın bulmuyorsun? Seni istemiyorum Dunsborough, servetin, ünvanın, yakışıklılığın senin olsun.

- Yeter artık. Gururumu yaralamaya çalışarak yanlış yapıyorsun, her an intikam almak isteyebilirim. Farkındaysan canını yakmıyorum, sana zorla dokunmuyorum ama sabrım taşıyor. Oyun oynamak için zaman yok Veronika, bugünden sonra geriye sadece bir gün kalıyor, diğer günün sabahında yola çıkmak zorundayım. Dün geceden beri hırçınlık yapıyorsun, sen ne zaman benim olacaksın, söyler misin?

- Hiçbir zaman!.. Şu at insan gibi konuşursa ancak o zaman senin olurum.

Kızın kendine doğru hızla elini sallamasından huzursuz olan at kişneyince Gregory başını iki yana salladı.

- Bana kalırsa at senden daha mantıklı konuşuyor ama öyle olsun. Bu durumda seni evine geri götürsem iyi olacak..

- Nihayet..

Dunsborough, Veronika'yı eve bırakana kadar hiç konuşmadı ve akabinde beş karış suratla dönüp gitti. Genç kız kurtulduğundan emin değildi ama en kötü ihtimalle bir gün daha eziyet çekecekti. Bu adam ne kadar kendini beğenmiş, despot, aptal, tacizkar bir pislikti böyle?.. İğrenç mücevherlerini de utanmadan elbisesinin içine sokmuştu. Veronika adamın göğüslerine belli belirsiz temas eden parmakları aklına gelince iliklerine kadar ürperdi ve acele banyo yapma ihtiyacıyla odasına koştu.

KARDELEN VE HERCAİ Where stories live. Discover now