Bölüm 10

2.7K 354 34
                                    


Akşamüstü, Elena epeyce güneşlendikten sonra yeni odasında daldığı uykudan uyandı. O kadar harika rüyalar görmüştü ki hiç de uyanası yoktu aslında. Tony ile hayaller aleminde çıktığı gezintilerin her birinde genç adam kızın gözlerinin içine bakıyor ve 'sen güzelsin' diyordu.

Genç kız yatağın ahşap direğine tutunarak güçlükle kalktı ve pencereye kadar ilerledi. Gün batımına yakın, açık denizin coşup kabaran köpüklü dalgaları, evin hemen önünden dik bayıra oyulmuş basamaklarla inilen korunaklı koya dalgakıran vazifesi gören kayalıklar yüzünden ulaşamıyorlardı. Bahçedeki çiçekler baygın kokularını hala sıcak olan havaya bırakıyorlardı. Fakat manzara Elena'nın gözlerine ulaşmıyordu çünkü onun tek görebildiği kahkahalar atarak kılıç dövüşü yapan Tony ve Niki'ydi..

Veronika nereden bulmuşsa ancak eski zaman saraylılarının yahut da soytarılarının giyebileceği cinsten parlak, yeşil, dizlerinden birkaç parmak aşağıda sona eren dar bir pantolon ve beyaz, üstüne epey bol ve uzun gelen bir gömlek giymişti. Saçları açık, ayakları çıplak, doğal güzelliklerini gözler önüne sererek kılıcıyla pervasız ve güçlü hamleler yapıyordu. Tony kızın saldırılarını ustalıkla savuştururken nadiren yaptığı ataklarla istediği her an ölümcül darbeyi indirebileceğini hissettiriyordu. Bu ikisinin arasına girmesi mümkün değildi, öyle yakın ve uyumluydular ki.. O halde Tony neden ona güzel olduğunu söylemişti?

Ağaçların uzayan gölgelerinde oturmuş tezahüratlarla müsabakayı izleyenleri neden sonra fark etti Elena.. Doktor Smith ve Lobelia'nın yanı sıra Donna Therese ve kayınbiraderi de oradaydılar. Herkes ne kadar neşeli ve mutlu görünüyordu.. Kendisi olmadan..

Müsabakayı sona erdirmeye karar veren taraf Tony oldu çünkü genç kız terden gömleği üstüne yapışmaya başladığı halde yorulduğunu itiraf etme eğiliminde değildi. Ayrıca kıyafetinin hali Michael Kingston denen adamın gözünün önünde dolaşmaya hiç uygun düşmüyordu. Eğer karşılaşma başlamadan önce gelmiş olsalardı, Tony kızın böyle aşağıya inmesine asla müsaade etmezdi. Hangi erkek kardeş benzeri bir durumda farklı davranabilirdi ki?

Veronika üstünü değiştirmek için yukarı çıkarken kuzeninin odasından belli belirsiz duyulan hıçkırıkları fark etti ve odaya girdi. Elena giysi sandığının üstüne oturmuş, ellerini yüzüne kapatmış, öylece ağlıyordu.

- Canım, ne oldu, neden ağlıyorsun?.. Bir yerin mi acıyor?

- Yok bir şeyim.. Ağlamıyorum..

- Saçmalama Lenuşka, ağlıyorsun işte.. Anlat çabuk, neyin var?

- Yok bir şeeey..

- Var bir şeeey.. Bak gıdıklarım ama..

Küçüklüğünden beri en korkunç tehdidi gıdıklamaktı Niki'nin.. Zaten canını yakmaya kıyamazdı ki.. Ah sevgili Nikisini nasıl kıskanabilirdi, ne kadar kötü bir kız olmuştu böyle?..

- Ah Nikita.. Ben çok kıskanç ve kötü bir kızım, biliyorum ama keşke siz ben ölene kadar evlenmeseniz.. Zaten çok hastayım..

- Elena!.. Ne saçmalıyorsun sen?!.. Ne ölmesi?!.. Ne evlenmesi?!.. Bak kızıyorum ama!!..

- Ama Niki.. Eninde sonunda olacak olan bu.. Çok yakışıyorsunuz birbirinize..

- Elena, bir kere ben senin Tony'ye ilgi duyduğunu bildiğim halde nasıl onunla yakınlaşabilirim? Bu beni nasıl bir insan yapar? Dünyadaki hangi erkek benim küçük prensesimden daha kıymetli olabilir?

- Sen olmasan bile o sana aşık olur.. Sen her erkeğin sahip olmak isteyeceği türden bir kadınsın.. Güçlü, sağlıklı, cesur ve akıllısın, hem de çok güzelsin..

KARDELEN VE HERCAİ Where stories live. Discover now