Bölüm 28

2.5K 359 366
                                    

Şimdi bu türkünün ne ilgisi var bu düklerle diyeceksiniz de benimkiler Çukur izliyorlar, orada çalıyordu, ben de çok severim, paylaşmak istedim o yüzden..

- Düşes Hazretleri.. Arz-ı hürmet ederim hanımefendi..

Elizabeth çok az insandan ilk bakışta hoşlanmazdı ve bu adam da onlardan biriydi. Veronika'nın adamı takdim ederken ekşiyen yüzü de gözünden kaçmamıştı.

- Baron Dunsborough..

- Memnun oldum..

- Sizi tanımak büyük şeref hanımefendi.. Müsaadenizle Leydimle piknik yapmak niyetindeydik..

Elizabeth'in müsaade etmesine fırsat vermeden atıldı Veronika..

- Ben hiç aç değilim, siz buyurun lütfen.. Düşes Hazretleriyle mühim bir görüşme yapıyoruz gördüğünüz gibi..

- Sizi bekliyorum Leydim..

İçinden 'çok beklersin' diye geçiren kız bir 'hmmmm' sesi çıkarmakla yetindi. Düşesin yüzünde gülmemek için zor dayandığına dair bir ifade vardı.

- Cehaletimi bağışlayın.. Mülkünüz uzak mı Düşes Hazretleri? Northwood'u hiç duymamıştım.

- Oldukça yakın, arabayla üç saat kadar sürüyor. Bir keresinde, ben Charles'ı doğuruyorken, Alexandra bütün yolu atla gelmişti. Size benden hiç bahsetmedi mi?

- Ah, siz Düşes Elizabeth'siniz.. Tabii ki biliyorum, hatta o ata atlayıp zavallı ağabeyimi öylece bırakıp gidişini de dinledim.. Ben sizi nasıl tanıyamadım?..

- Hiç önemli değil.. Alexandra ile çok yakınız, eminim sizinle de iyi arkadaş oluruz.. Laf aramızda, çok benziyorsunuz gerçekten..

- Akrabayız çünkü.. Aslında epeyce uzak bir akrabalık ama yine de böyleyiz işte.. Benzerliğimiz yüzünden Majestelerinden azar işittik.. Alexandra'yı gayrımeşru kız kardeşini Dük'e evlatlık aldırıp kendisinden gizlemekle suçladı..

Elizabeth neşeli bir kahkaha attı..

- Ah, eminim kızmıştır.. O bilgilendirilmemekten nefret eder..

Hizmetçiler piknik sofrasını hazır ettiklerini Düşes'e bildirdiler..

- Veronika, birlikte oturalım mı?

- Ah, Düşes Hazretleri, çok isterdim ama şu adamla da biraz vakit geçirmek zorundayım. Dük Hazretleri çok ısrarcı.

- Bana Elizabeth demeni çok isterim. Dük oğullarından karşılık bulamayınca seni evlendirmeye mi heveslenmiş?

- Ah, hem de ne heves?.. Sanırım benim de bir yolculuğa çıkmam şart oldu..

- Lütfen Veronika, sakın Amerika'ya gideceğini söyleme..

- Yok canım, ben en fazla Paris'e kadar giderim.. Ağabeyim beni himayesine alır..

- Evet, Lord Charles'la çok fazla vakit geçirme imkanım olmadı ama harika birine benziyor..

- Öyle.. Ben de yeni tanıştım tabii ama Sandra o kadar çok anlattı ki gerçekten ağabeyimmiş gibi hissediyorum.

- Bu çok güzel. Peki Dük Hazretleri sana seçme şansı sunmuyor mu? İlla ki bu adamla mı evlenmek zorundasın?

- Beni başkalarıyla tanıştırmıyor ki.. Şimdilik sadece aristokrat hanımlarla tanışabildim..

- Ah şey.. Bu konuda bir şeyler yapabiliriz sanırım.. Neyse, en kısa zamanda bir araya gelir, bu konuyu konuşuruz.

KARDELEN VE HERCAİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin