Bölüm 32

2.8K 374 555
                                    

Medya : Top Gun filmi görüntüleri eşliğinde Berlin - Take My Breath Away..

Bölüm medyası için bir neslin genç kızlık hayallerini süsleyen Maverick'i gündemimize taşıyan @_Fizuzu_ ve @AysemGoren arkadaşlarımıza teşekkür ederiz, bu bölüm de böyle geçsin, gelecek bölümde birileri birilerine "nefesimi kesiyorsun" diyecek mi acaba? 😍😍😍😍😍

- Victor, babanla bu şekilde küs kalman hiç doğru değil.. İnsanlar sen evde rahat rahat otur diye Londra'yı terk ettiler. James, Lordlar Kamarası için çok önemli, biliyorsun. Sürekli Westshire'da kalmaları çok saçma.

Eskiden Victor oturup bir şeyler atıştırırken Edward ortalıkta öfkeyle volta atardı, son zamanlarda ise durum tam tersiydi.. Edward oturmuş çayın yanında çeşit çeşit kurabiyelerin tadına bakıyordu, Victor ise kafesteki aslan gibi odada dört dönüyordu..

- Haklısın Edward, bu yüzden ben de kendi hanemi kurmaya karar verdim. Babamdan Sherrilynbury mülkünü talep edeceğim, isterse bedelini öderim. Londra'da da ayrı bir eve taşınmak niyetindeyim. Neden Grosvenor'daki evi bana satmıyorsun?

- Saçmalama Victor, kendi mirasın olan araziyi babandan satın mı alacaksın? Mülkü bölmeye ne gerek var? Hem benim evim senin evin, istediğin zaman taşın, satın almana gerek yok, zaten boş duruyor biliyorsun..

- Kendi toprağım, kendi unvanım, kendi evim olmalı. Malum, Kont Hazretleri torununu varis ilan edeceğini söyleyip duruyor.. Ben bu durumda ne yapmalıyım sence? Kötü dediğin büyükbaban Dükalığı sana kayıtsız şartsız bıraktı, sadece Berrington için şart koştu, üstelik yıllardır mecbur kalmadıkça konuşmuyordunuz. Arthur'un kötü dediği babası ona Markilik unvanını ve oturduğu konağı daha oniki yaşındayken devretti.. Ya ben neyim? Sadece Victor Cummings.. Hiçbir şeyi olmayan Victor.. Bir de benim babamı melek gibi görürsünüz hepiniz..

- Bunlar ehemmiyetsiz şeyler.. Senin kendi başına da muazzam bir servetin var.. Hem James elbette unvanını sana bırakacak, hatta istediğin Baronluğu da şimdiden verebilir zannımca.. Biliyorsun ki annene kızıp adamcağızı da öyle yüzüstü bırakıp gitmen onu çok üzdü. O daima herkesin gıpta ettiği bir baba oldu.. Ona sırtını dönmeni hiç hak etmedi.. Bana bile babalık etti, şahsen seni ne kadar seversem seveyim onun adına ben de çok üzülüyorum..

- Ben de herkesin gıpta ettiği bir evlat olmadım mı Edward? On yıldır her işle ben ilgilendim, ona siyasete, kitaplara, kış bahçesine ayıracak bir sürü vakit sağladım, o da annemi zaptetseydi.. Sıkıntıda olduğumu bin kere söyledim..

- Lüzumsuz kadınlarla vakit öldürmek için sana tolerans göstermelerini istiyordun ama onların bunu anlamaması normal değil mi Victor? Baban senin şimdiki yaşındayken biz seninle okula gidiyorduk..

- Ne olmuş yani? O anneme aşık olmuş da evlenmiş, kimse onu zorlamamış.. Ben bir kadına, bırak evlenmeyi, sözlenecek kadar bir süre için dahi aşık kalamadım..

- O aşk değil Victor.. Aşk bir gün süren bir şey değildir..

- Ben senin yaşadığın türden bir duygu yaşamadım.. Belki herkese göre aşk farklı bir manaya geliyordur.

Victor bunları söylerken dahi aklına maskeli şeytan düşüp duruyordu. Artık önceki gibi canını yakmasa da her vesileyle zihnini yokluyordu.. Onu asla unutamayacak gibiydi. Haftalar geçiyordu, değişen bir şey yoktu.. Önceden birlikte olmaktan en çok zevk aldığı kadınlarla görüşmeyi denedi.. Hayır hayır.. Dokunmak dahi istemiyordu, sanki bedeninin önemli bir parçası sonsuza dek ölmüş gibiydi, şeytanın rüyalarında ona yeniden can verdiği anlar hariç.. Kadın aklına gelince her nasılsa sakinleşen genç adam en yakın koltuğa geçip oturdu..

KARDELEN VE HERCAİ Where stories live. Discover now