Bölüm 33

2.7K 364 756
                                    

Medya : Çelik - Hercai (kimler biliyor bu şarkıyı?)

Bu bölüme çılgınca yorum ve yıldız bekliyorum, haydi şimdiden atın yıldızları.. 🎆🎆🎆

Veronika ok atarken epeyce eğleniyordu ama Richard Knightley'nin kendi kadar eğlenmediği çok açıktı. Artık ilk günkü kadar karavana atmasa da hedef tahtasının kenarına yakın denk düşürdüğü oklar hocasını memnun etmiyordu. Genç adam yayı düzgün tutmadığı konusunda kendisini ihtar edip duruyordu fakat tutuşunu düzeltmek için kıza dokunamıyordu da.. Veronika da elinden geldiği kadar atıyordu işte, bundan daha iyisini belki daha sonra Lord Arthur'dan öğrenirdi..

Bir ok daha aldı ve yayını doğrulttu ama yaklaşan nal sesleri dikkatini çekince dönüp yol tarafına baktı. Siyah bir atın üstünde sarı saçları rüzgarın etkisiyle dalgalanan bir adam eve doğru yaklaşıyordu, kendilerini fark edince hayvanı yavaşlatıp başını oldukları yöne çevirdi. Aralarındaki mesafe saniye saniye azaldıkça Veronika'yı bir titreme aldı.

Ah, Tanrı aşkına.. Korktuğu başına gelmişti işte.. Bu oydu, o olduğunu iliklerine kadar hissediyordu Vera.. Atlı git gide yaklaşırken soluğu ciğerlerine ağır gelmeye başlayan genç kız tespitinden gittikçe daha fazla emin oluyordu. Hiç şüphesiz bu adam sinsi örümcekti. Nitekim daha genç adam attan inerken saygıyla eğildi Knightley..

- Hoş geldiniz Lord Cummings.. Sizi beklemiyorduk, bu ne hoş bir sürpriz..

Knightley, Lord Victor'ın umurunda değil gibiydi, Veronika bakışlarını kaçırmaya çalışsa da adamın gergin gözlerinin kendi üzerinde olduğunun farkındaydı. Tanımış olabilir miydi, bu mümkün müydü? Veronika iliklerine kadar ürperdi. Kalbi göğüs kafesinden fırlayıp kaçmak üzereydi. Elena duyarlılıkla oturduğu bahçe kanepesinden kalkıp kuzeninin kolunu tuttuğunda yardım dilenircesine baktı kıza.. Ama Elena adama dönüp şakımayı tercih etti.

- Hoş geldiniz.. Siz Prudence'in oğlu musunuz?

- Evet, öyleyim.. Peki ya siz kimsiniz?

Richard konukları tanıtırken Lord Victor'ın gözleri hala Veronika'nın üzerindeydi. Kız çığlık çığlığa bağırarak kaçma ihtiyacını derin bir nefes alarak bastırmaya çalıştı ve yavaşça reveransını tamamlayıp gözlerini erkeğinkilere doğru kaldırdı..

- Hoş geldiniz Lordum..

- Teşekkürler Lady Hazretleri.. Misafirimiz olduğunu bilmiyordum doğrusu, ama bu hoş bir tesadüf oldu..

Genç adamın sözleri nazik, sesi buz gibiydi, bakışlarıysa öldürücüydü. Veronika o bakışlardan gözlerini ayıramıyordu, bütün bedeni ürpertilerle devamlı sarsılıyordu.. Adam halini anlıyor olmalıydı.. Daha kötüsü adam onu tanımış olmalıydı, yoksa neden böyle baksındı ki? Genç kız normal davranmak için elinden geleni yaptı..

- Biz de sizin geleceğinizi bilmiyorduk, aslında bize tam tersi söylenmişti..

- Varlığım sizi rahatsız mı etti yoksa Leydim? Örümcekleri sevmez misiniz?

Ah, örümcek!.. Biliyordu, bu yüzden kızgındı.. Tanıdığı için değil yani.. Veronika birden rahatladı ve kendini tutamayıp bir kahkaha attı..

- Örümcekleri kim sever ki Lordum?

Victor'ın öfkesi had safhaya çıkmış gibiydi.. Veronika o gözleri anımsıyordu, sadece rengini şimdi net görebilmişti.. Parlak, koyuca, muhteşem bir maviydiler, ama o gecekinden farklı olarak ateş saçıyorlardı. Belki arabanın peşinden bakarken yakından izleme imkanı olsaydı benzer kıvılcımları o zaman da görebilirdi.. Öfkesine rağmen çok yakışıklıydı.. Maskesi olmadan Veronika'nın bakmaya kıyamayacağı kadar güzel bir adamdı.

KARDELEN VE HERCAİ Where stories live. Discover now