Bölüm 26

2.3K 336 399
                                    

Selam millet, beklenen ve özlenen yeni bölüm ile karşınızdayım. Medyaya bu ara çılgınlar gibi dinlediğim, çocuklara da ezberlettiğim Maroon 5 şarkısı Memories'i ekledim.

Bu bölüm beklenmedik bir şeyler olacak, lütfen bana çok kızmayın bu kurgunun akışı bu şekildedir.

Bundan sonraki bölümler gecikebilir, bakıcımın rahatsızlığından dolayı bu aralar hayatım karardı desem yeridir... Dua edin de tez şifa bulsun kadıncağız, ben de düzenime kavuşayım.

Hepinizi çok seviyorum, buyurun yeni bölüme ❤️💚🖤🌹🌹

- Hayır, kesinlikle o adamla çay falan içmeyeceğim. Beni buna mecbur edemezsiniz..

- İçeceksin, sen Dunsborough'yu uygun bir ortamda tekrar değerlendirmeden sosyeteye karışıp yeni insanlarla tanışmana müsaade etmeyeceğim. Sırf sen biraz aklını başına toplayasın diye zavallı adamı durduk yere denetime gönderdim. Haftalardır birlik birlik geziyor.. Bunun bir karşılığı olmalı.

- Yaptığı denetimin karşılığı ben miyim yani?

- Terbiyesizleşme Prenses, hiç yakışmıyor..

- O adama tahammül edemiyorum..

Veronika'nın zıvanadan çıkmış tavrını yatıştırmak için Dük'ün birazcık alttan alması gerekecekti. Lanet olsun evine bu kızı alacağına Nil Nehri'nden bir timsah getirtse daha az yorulurdu..

- Bak kızım.. Tamam, diyelim ki Dunsborough'nun sana karşı centilmenlik dışı yaklaşımları oldu.. Şimdi bundan cayıyor ve seninle evlenmek istediğini çok açık ve net ifade etti.. Adam her genç kızın hayalini kurduğu gibi yakışıklı, zengin, asil bir subay, sen daha ne kadar burnu büyük olabilirsin ki böyle bir kısmeti inatla reddediyorsun... Ona bir şans daha verebilirsin, bunun ne zararı var? İnsanlar hata yaparlar..

- Siz, Mareşal Hazretleri, komutanız altında hata yapan askerlerinize karşı da bu kadar anlayışlı ve hoşgörülü müsünüz acaba?

- Aynı şey mi? Asker hata yaparsa insanlar ölür.. Senin durumunda kimse ölmüş değil..

Veronika bir kumpanya oyuncusu gibi elini alnına götürerek abartılı bir 'Ah' çekti..

- Kalbim öldü, farkında değil misiniz? Diğer organlarım da kalbim için ağıtlar yakıyorlar hatta..

- Ağıt değil o, öğlen yediklerini sindirmeye uğraşıyor zavallılar.. Bak işte bunu da düşünmelisin.. Dunsborough'nun alabildiğine geniş ekili arazileri sayesinde asla aç kalmazsın.

- Ben açlığa alışkınım, siz merak buyurmayınız Dük Hazretleri.. Müsaadenizle çıkıp biraz hava alacağım..

- Dikkatli ol, vakitli dön, güzelce süslenip Albay Prescott ile çay iç.. Uslu durursan çaydan sonra torunlarımı sevmeye gideriz..

- Ah, bugün ilk defa ağzınızdan hoş bir laf çıktı..

.............

Veronika atla epey dolaştıktan sonra göl kıyısında sakin bir yer bulup attan indi. Peşinden gelen seyis Jackson hayvanları öte yana götürürken genç kız bir süre sessizce oturdu. Hayatı o kadar hareketliydi ki dinlenmeye fırsatı olmuyordu, üstelik Alexandra'nın dediğine göre bu daha hiçbir şeydi.. 'Dük davetlere katılmana izin verince sen asıl o zaman görürsün hareketi' diyordu kızkardeşi. Veronika yaşlı adamın henüz eğitimini yeterli görmediği için onu sosyeteye mesafeli tuttuğunu sanıyordu ama görünen o ki adamın derdi Dunsborough'dan önce başka erkeklerle yakınlaşmasını önlemekti.. Sinsi..

KARDELEN VE HERCAİ Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ