Bölüm 20

64.3K 2.6K 661
                                    

İnsanın en çaresiz olduğu anlar vardır ya işte şuan kadın o çaresizlik içinde boğuşuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnsanın en çaresiz olduğu anlar vardır ya işte şuan kadın o çaresizlik içinde boğuşuyordu. Karşısında duran mezar taşına kazılı isme baktı ve hıçkırıkları arasında bir nefes çekmeye çalıştı ciğerlerine.

ÇİYA BEJİNDAR

Orda o toprağın altında sevdiği adam sevdası uğruna yatıyordu. Her adım atmasıyla sanki dizlerinin bağı çözülmüşte her an düşecek gibi hissediyordu kendini. Daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştı. Yavaşça mezarın yanına çöktü. Boğazına oturan yumru geçsin diye yutkunmak istemiş ancak yapamamıştı bir türlü. Şimdi bedenine dağılan acı canını yakıyordu.

Ellerini usulca toprağın üzerinde gezdirirken göz yaşları toprağa karışıyordu.

"Ben geldim." titreyen sesiyle devam etti. "Çiya ben geldim tükendim pes ettim yoruldum. Kimse anlamadı beni herkes karşı durdu sanki hepsi beni yakmak için yemin etmiş gibi."

Toprağı avuçlarına alıp sıkmış ardından bırakıp elini taşın üzerinde gezdirmişti.

"Burda Çiya değilde keşke Zarin yazsaydı yada sen giderken benide götürseydin. Seven insan sevdiğini kendisiyle birlikte götürmez mi? Beni niye bıraktın burda kurban edeceklerini bilemedin değil mi?"

"Kardeşine gelin oldum , acın hafiflemeden yeni acılar eklediler ,22 yaşında omuzlarıma tonla yük yüklediler."

İçli bir nefes alıp göz yaşlarını acı içinde akıttı. Elini kalbine götürüp dudaklarını araladı.

"Burdaki acıyı tahmin edemezsin Çiya sen kolayı seçmişsin zoru bana kalmış. Özür dilerim bu toprağın altına girmene sebeb olan benim. Benim yüzümden burdasın burda yatıyorsun keşkelerin sonu gelmiyor Çiya."

"Yanından kalkıp gidersem bana yazdıkları kaderi kabullenceğim , belki bana diyeceksin sevdamıza ihanet ettin ama ben seni yüreğimden söküp atmazsam onlar atacak tıpkı bıraktığın kolye gibi."

Başındaki siyah şalı çıkarıp taşa bağladı. "Zarin'in yası bitti. Çiyan'ın Zarini'i yok artık! Burdan giderken kardeşin için gideceğim."

"Zarin burdan gidince Çiyan'ın değil Beran'ın olacak. Affet beni ama bunu yapmak bir yerden başlamak zorundayım. Abimin ölmesine izin veremem. Senin hayatını mahvettiğim gibi Beran'ın hayatınıda mahvetmeye hakkım yok."

Diyerek mezarın başından kalktı.

"Bu sevda sonumuz oldu Çiya!"

Rüzgar saçlarını tıpkı rüyasında ki gibi savururken genç kadın mezarlığı terk etti. Bir daha buraya gelmeyecek kaderine razı gelecekti. Başkaları yanmasın diye yanmaya devam edecekti.

Hayat insana bekleneni değil kendi istediğini veriyordu. Genç kadının ne hayalleri ne umutları vardı ama saniyelik bir yanlış ile herkesi bir yerlere savurmuş kaderleri değişmişti. Geri kalan ise sadece yaşamak zorunda kaldıkları mecburiyetleriydi....

ZARİN(TÖRE) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin