Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çığlık atan kadına, korkuyla bakan adam ne olduğu anlamamıştı. Zarin değişen yüzüyle bakmıştı kocasının yüzüne.
"Ne oldu Zarin?" Ekşiyen yüzünün ardında fark ettiği şeyle, kocasının ellerini göbeğinin üzerine koyarak kocaman gülümsemesiyle araladı dudaklarını.
"Tekme attı."
Beran kulaklarına varan kocaman gülümsemesiyle, karısına eşlik ederken ellerini usulca karnında gezdirdi. Heyecanı kat be kat artarken tekrar atılan, tekmeyle ikisi bir birine baktı.
O minik tekmeleri ilk defa hissetmişti. Anlatılmayacak kadar, tuhaf duygulardı bunlar. Beran ellerini çekip usulca, dudaklarını karısının karnına bastırdı.
"Bu nasıl anlatılmaz bu duygudur." Derken karısının yanağından süzülen yaşın, üzerine dudaklarını bastırdı. Diğer elini kaldırıp baş parmağıyla yanağını sildi. Yüzüne düşen saçları kulağının arkasına sıkıştırıp, yüzünü avuçlarına aldı.
"Gözünden yaş akmasın, mutluluk için bile olsa , sen hep gül ki Mardin'de, papatyalar açsın."
Zarin göz yaşları arasında başını iki yana salladı. Burnunu çekip gülümsedi. Ağlarken gülümsüyordu şu an, buna sebep karnındaki bebeği ve yanında oturan adamdı.
Ve her şeyi iyisiyle kötüsüyle omuzlayıp, üstesinde gelmişlerdi. Şimdi ikisi mutluydu huzurluydu. Bir daha huzurlarının bozulmamasını diliyorlardı.
Ama her an ne olacağını, insan çözemiyordu işte. Hayatta bu değil miydi zaten?
-
Konağın temizliği yapılmış, Zerda yengeleriyle avluda oturmuş kahve eşliğinde sohbet ediyorlardı. Bazin ağzına götürdüğü kahvesinden bir yudum alırken, gözleri eltisinin karnına takılmıştı. Gün geçtikçe büyüyor ve Zarin'i değiştiriyordu.
"Hamilelik nasıl gidiyor?"
Genç kadın eltisine bakıp içtenlikle gülümsemiş, ardında konuşmaya başlamıştı. "Şu an iyi gidiyor dün gece tekme attı."
Zerda heyecanla yengesini izlerken, Zivin xanım yukarıdan genç kızları izliyordu. Allah vardı bir gün tatsızlık olsun istemiyordu , herkes mutlu herkes huzurlu olsun istiyordu. Aslında çok şey istemiyordu ki yaşlı kadın.
Elindeki fincanı yere bırakıp, bıkkınca solumuştu. Gözleri etrafını tararken Bazin Zerday'la genç kadının hareketlerini izliyordu.
"Yenge sen sabah dolapta ne arıyordun?"
Görümcesinin soruyla etrafa bakmayı bırakıp, kendisine bakan görümcesine çevirdi yüzünü.
"Canım bir şeyler çekiyor, ama ne olduğunu bilmiyorum." Dediğinde iki genç kızda sırtmıştı.
