Bölüm 45

50.7K 2.1K 381
                                    

Medyada ki şarkıyla beraber okuyabilirsiniz:)

Sen benden gitme kadın herkes gitsin ama sen kal , bir ömür kal

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sen benden gitme kadın herkes gitsin ama sen kal , bir ömür kal.

Duydukları yaşlı kadına öyle anlamsız gelmişti ki bugüne kadar aklından hiç Mihriban geçmemişken, kocasının nerden aklına gelmişti?

"Senin ne söylediğini kulakların duyuyor mu Reber bey? Sen kimden bahsettiğini biliyor musun?"

Şokla gözleri açılırken , kocasının ciddi olmamasını diliyordu. Bu adam böyle düşünmüş olamazdı.

"Duyuyor Delal duyuyor yeğenin Mihriban'ı söylerim. "

Sert sesiyle karısını cevaplarken Azad köşeye çekilip anne babasını izlemeye koyulmuştu. Artık ipler annesinin elindeydi , eğer biraz olsa annesini tanıyorsa Mihriban kuma olarak buraya gelmezdi. Rahat bir nefes alıp sırtını duvara yaslayarak , ellerini göğsünde birleştiren adam olanları izlemeye başlamıştı.

"Mihriban olmaz , yeğenimi kuma etmem daha gencecik kızdır, git oğluna başka birini bul. Benim yeğenimden ellerini çek bey."

Yaşlı adam çatılan kaşlarla karısına bakıp gözlerini kısarak devam etmişti sözlerine.

"Sen bana karşımı geliyorsun Delal? Ben söylüyorum ben!" Dedikten sonra elini iki defa göğsüne vurmuştu.

"Senin oğlun bir kadına sahip çıkamıyor , kaldı ki ikinci bir kadına sahip çıksın. Saçmalama ağam saçmalama , önce oğlun elindekine kocalık yapıp sözünü geçirsin."

Sinirle yerinden kalkmasıyla Azad ölümcül bakışları çevirmişti annesine , Mihriban'ı yakmayayım derken , oğlunu gömmüştü. Ama haklıydı Azad daha ilk karısına sözünü geçiremiyorken ikincisine nasıl geçirecekti ki.

Elindeki bastonu iki defa sertçe yere vurup, sert bakışlarını oğlu ve karısının üzerinde gezdiren adam

"Ben ne diyorsam o olacak , aksi takdirde hepinizi kovarım bu evden. "Diyerek yerinden kalkıp odadan çıkmış , Delal xanım Azad'la bir birine baka kalmışlardı.

Genç adam sırtını duvardan çekip annesinin yanına gelerek gözlerinin içine baktı.

"Sakın ana sakın izin verme ben kuma istemiyorum."

Elini annesinin omzuna koyarak kendiside odadan çıkıp konağı terk etmişti. Nalin ise her şeyden habersiz odasında oturmuş hayatını düşünüyordu.

Ne yaparsa yapsın hep hatalı oluyordu. aslında oda böyle olsun istememişti. Sadece sevmişti insan sevince böyle dengesiz oluyordu , kime çattığını ne yaptığını bilmiyordu.

Ama bir şey kesindi kim, Beran Nalin'e karşı hissettiği her şeyi bitirmişti. Şimdi onun içinde karısı ve kızı vardı. İnsan elbet geçmişini ve yaşadıklarını unutmazdı , lakin en azından karşısındakine saygı duyardı. İşte Nalin bunu yapmıyordu ne kendisine ne kocasına saygı duymuyordu. Böylelikle evliliklerinde huzursuzluk ve tartışma oluyordu.

ZARİN(TÖRE) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin