Bölüm 43

44.8K 2K 205
                                    

Hata yaptığımızı  anlamamız hayli zaman alıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hata yaptığımızı anlamamız hayli zaman alıyordu. O zaman geldiğindede çok geç oluyordu her şey için.

Havaya sıkılan iki kurşunla, Azad seslice yutkunmuş titremeye başlamıştı. Beran sert çehresiyle adamın yakasından tutup silahın ucunu anlına bastırmıştı.

"Can ne kadar tatlı değil mi Azad?"

Genç adam nefes nefese Beran'ın alev alan gözlerine bakarken Delal xanım bağı çözülen dizleriyle yere çökmüş, feryad figan ağlamaya başlamıştı.

Rebey bey hayretle yeğenine bakarken , Azad'ın korkudan göğsü kalkıp iniyordu. Beran'ın deli olduğuna kanaat etmişti. Bu adam deli olmalıydı herkesin yüreğini ağzına getirmişti şu yaptığıyla.

Nalin ses etmeden korku dolu gözlerle ikisine bakarken , ne yapması gerektiğini ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu.

"Sen ne ediyorsun Beran"Diye bağıran amcasıyla istifini bozmadan devam etmişti konuşmasına.

"Bak amca senin oğlunda benim canıma , gelininde karımın canına kast etti. Can bu kadar tatlıysa durun bir durduğunuz yerde. Allah canımı alsın bir daha ki sefer bu mermiler Azad'ın beynine isabet eder!"

Silahını çekip Azad'ı geri iterken , herkes şaşkınca bakmaya devam ediyordu. Genç adam elinde ki silahı sallayıp gürleyen sesiyle devam etti.

"Azad bundan sonra bize bir adım dahi yaklaşmayacak ona göre." Dedikten sonra geride duran genç kadının üzerine yürümüş Nalin korkudan geri geri gitmeye başlamıştı.

Elindeki silahı sıkarken genç kadın seslice yutkunmuş gözlerine bile bakamaz olmuştu.

"Sen kimsin Nalin? Sen hangi akla hizmet karımla öyle konuşursun?Ulan kendi hayatını seçen sendin , güle oynayan gelen yine sendin. Çek lan artık dilini üzerimizden , lan bitti bitti aklından ne varsa sil gitsin , böyle devam etmez kendi sonun olursun."

Nalin yanaklarından süzülen yaşları silip cesaretini toplayarak, aralamıştı dudaklarını.

"Beran ben özü- "

Elini havaya kaldırıp susturduğu kadınla sert sesiyle yüzüne doğru yüksek sesiyle konuşmaya başladı.

"Özür dileme. Sakın yaptıklarını için özür dileme, dua et kadınsın yoksa seni aha şu şerefsiz kocadan beter ederdim. İki aptal bir birini bulmuş, ne beklenir ki sizden. "Dedikten sonra işaret parmağını kaldırıp iki kaşı arasında tehdit vari şekilde salladı.

Kadın korkudan nefes , almasını bile unutmuştu.

"Bir daha o konağa adım dahi atmıyor yanından bile geçmiyorsun. Zarin'i gördüğün yerde selam dahi vermiyorsun sesini kesip, yoluna devam ediyorsun. O iki dudağının arasında ne benim ne karımın adı çıkmayacak duydun mu beni? Yoksa adım dahi atamazsınız Mardin'e ikinizde."

ZARİN(TÖRE) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin