71 -İntihar Bileti-

8.6K 848 285
                                    

Bera'yla azıcık hava diye bağıran ciğerlerimizi rahatlatmak için modaya inmiştik. Hava soğuktu ve saat oldukça geçti. Kimsecikler yoktu. Yani yoktu derken vardı ama bir ya da iki grup görmüştük. Bir süre yürüdük konuşarak. "Kendime geldim, artık evde duvarlar üstüme üstüme geliyordu." dedi Bera gülümseyerek. Üşüyen ellerimi ceplerime sokuşturdum.

"Ben de..." Sesim titredi.

"Üşüdün mü?" Başımı iki yana salladım hızlı hızlı donduğum halde. Bera çıkmak istedi diye çıkmış, Bera gelmek istediği için Modaya inmiştik. Dışarı çıkacağımız konuşulmadığı için kalın değil, güzel giyinmeye özenmiştim... "Üşüdün sen." dedi gülerek. Atkısını çıkarıp karşıma geçti, boynuma doladı.

"Ata!" Atkıyla boynuma son turu atarken arkamdan abimin sesini duydum, sıçradım.

"Hasiktir." dedim kısık sesle. Bera dümdüz arkama bakıyordu. Ağır ağır ben de dönüm, abim hızlı hızlı bana yürüyordu. Yüzündeki ifade hiç mutlu görünmüyordu.

"Ne yapıyorsun sen burada?" Abime Onurlara gideceğim demiştim. Sürpriz.

"Ha-hava alıyorduk." dedim geriye bir adım atarak. Ayaklarımı izliyordum. Yine de delici bakışları hissedebiliyordum.

"Eve." dedi başıyla dönüş yönünü işaret edip.

"Abi-"

"Eve!" dedi daha sert bir sesle. Sessizce yürümeye başladım. Bir yandan da geriye doğru baka baka kontrol ediyordum onları. Konuşuyorlardı. Biraz ilerde abimin arkadaşlarının ikisine baktığını gördüm benim gibi. Bir ağacın yanına dikilip gözlerimi onlara diktim. Abim sinirli bir tavırla işaret parmağını yürüdüğüm yöne çevirdi Bera'ya baktığı halde. Bera bir şeyler mırıldandı, yürümeye başladı olduğum yöne. Abim arkasından gözlerini dikince ağacın arkasına saklandım.

Telefonum çalmaya başladı. "Efendim?"

"Görüyorum seni Ata. Bekle beni." Sessizce telefonu cebime tıktım, beklemeye başladım. Yanıma ulaştığında yüzü hala sinirli olduğunu fazlasıyla belli ediyordu. "Sana..." dedi sinirli bir sesle, eliyle ağzını sıvazladı. "Sana ne dedim ben?" dedi daha sakin bir sesle.

"Bera'ya yaklaşmamamı." dedim kısık sesle.

"Sen ne yapıyorsun peki?"

"Abi siz arkadaştınız!" dedim ben de patlayarak. "Bera da bana abilik yaptı, aramızın iyi olduğunu biliyordun! Neden senin aran bozuk diye ben de bozayım?"

"Ata beni salak mı sanıyorsun sen?" Sıçradım yerimde, ağaca sindim. Boğazını yırtma pahasına bağırmıştı. Gözlerimin sulanmasına engel olamadım.

"Ne konuştunuz?" dedim ürkmüş sesimi saklayamadan.

"Ata o çocuğu bir daha etrafında görürsem bu sefer sadece konuşmayacağım." Ağlamaya başladım. Tabiki yakalanmanın korkusu bir yere kadar, abim bana böyle davranmazdı. Ailemden bile korur kollar, her istediğimi yapar ve alır, ilişkim olacak gibi olursa kötü davranmaz ya da yanlış görmezdi. O kişi Bera olduğu için kızgındı çünkü Bera'nın ne kadar değiştiğini bilmiyordu. Benim o an Bera'dan önce endişelenmem gereken şey abimin bu kızgın tavrıydı.

"Özür dilerim." Sarılmaya çalıştım ama hızlıca ayırdı beni kendinden.

"Hadi yürü." Sessizce peşine takıldım. Eve kadar da ağladım. Girdiğimizde ayrı kıyamet koptu. Annemle babam abimin sinirini ve benim ağladığımı görünce bağırıp çağırmaya başladılar 'yine ne bok yemişim' diye. Paldır küldür odama sokuldum, abim kapıyı üzerime kilitledi.

"Efe ver şu anahtarı, konuşacağım!" diye çığırdı annem dışarda. Işığı kapatıp yatağıma attım kendimi, yastığı kollarım arasına sıkıştırdım.

"Uzatma anne, rahat bırak çocuğu!"

"Ne yaptı?" Yastığı biraz daha sıktım. Adım sesleri uzaklaştı. "Efe, ne yaptı dedim!" Tamamen kesildiğinde sesler, odamda sadece benim hıçkırıklarım kalmıştı.

Telefonumu çıkardım, zar zor dizginleyip aradım Bera'yı. "Efendim Ata?" dedi yorgun ve soğuk sesiyle.

"Özür dilerim olanlar için." Sessizlik oldu. "Ne dedi sana?"

"Azarladı işte Ata... Yapacak bir şey yok." İkinci bir sessizlik oluştu. "Sen neden ağlıyorsun?"

"Senden uzak durmamı söyledi." Bir hıçkırık kaçırdım. "Çok kızdı."

"Üzülecek bir şey yok." dedi daha yumuşak bir sesle. "Daha dikkatli oluruz." Lafı bitmemişti ama kilitte dönen anahtarın sesini duyunca yüzüne kapatıp yastığın altına tıktım telefonu, burnumu çektim yastığa yüzümü saklarken.

Kapı açılıp kapandı. "Ata?" dedi abim yumuşak bir sesle. Tepki vermediğimde yanıma geldi. Uyuma numarası yapabilirdim ama yapmadım. Gözlerimi yastığa diktim sadece. Öfkemi görsün istiyordum. Zaten ağlarken saklayamazdım uyanık olduğumu...

İç geçirdi, arkama uzanıp sarıldı bana. "Ben artık kimsenin hayatıma müdahale etmesini istemiyorum." dedim titrek ama sert bir sesle.

"Canını yakacak. Çok kötü yakacak hem de. Bera'yı tanıyorum. İnsanlar değişir ama ne kadar değişebilir? Bera kötünün kötüsü."

"Bera komple başka bir insan şu an. Tanımıyorsun onu. Ayrıca ben canımın yanmasını göze aldım zaten."

"Herneyse Ata. Bera gibi biriyle olmana izin veremem. Uzun yoldan intihara bilet gibi bir şey o çocuk."

"İzin istemedim ki." Ağzımdan kaçtı. Sessizlik oluştu, doğruldu abim. Anında da pişman oldum. Tabiki Bera'yla olan ilişkime hiçbir problem yokmuş gibi devam edebilirdim ama abime değer veriyordum ve gönlü olsun istiyordum.

"Sen kafanı bir yere mi çarptın?" Gözlerimi yüzüne çevirdim. Yine aşırı öfkelenmişti. "Sikip bıraksın, acıdan kıvranmak istiyorsan devam et." Göğsüme bıçak saplanmış gibi hissettim. Abim ayağa kalktı çıkmak için.

"Birlikte olduk zaten." dedim son çare yalan söylemeyi seçerek. Abim odanın ortasında kaldı öyle. "Bera beni hala bırakmadı ve hala bana çok güzel davranıyor."

"Ben bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum. Bana bunu söyleyebilmek için Bera'nın evinde yürekle beslenmiş olmalısın." Çıktı odamdan.

İsimsizler (Gay) Where stories live. Discover now