28 -Cem-

13.7K 1K 679
                                    

"Pazar günü olacak konser peki?" dedi Ata sırıtarak bana dönüp. "Ne düşünüyorsun?" Grubun beş yakışıklı üyesi, İrem, Bera ve ben salonda yayılmış, limonatalarımızı yudumlayarak sohbet ediyorduk.

"Ne konseri?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Siz sadece cumartesileri konser veriyorsunuz." Herkes şaşkınlıkla Onur'a bakınca ben de kaşlarımı çatarak Onur'a baktım.

"Ona söylemedin mi?" dedi İrem şaşkın bir sesle. Müzik sesi bir anda kesildi.

"Bana neyi söylemedin?" dedim kolunu omzuma atmış, beni göğsüne almış çocuğa bakarak. Sıkışmış bir ifadeyle bana baktı, yüzünü buruşturdu.

"Konserimiz var işte." dedi kısık sesle. "Başka bir bardan teklif geldi, orada da çalacağız pazar günü."

"Gelmemi istemiyorsun sanırım." diye homurdanıp önüme döndüm, kolu altından çıkmasam da ona yaslanmadan kollarımı göğsümde birleştirerek oturmaya başladım. Herkes başka yönlere bakıp başka şeylerle ilgilenmeye başladı. "Ne saklıyorsan benden artık..."

"Evet gelmeni istemedim." dedi sonunda iç çekerek. "Çünkü gay barda çalacağız ve öyle bir ortama girmeni istemedim."

"İnsanlar beni yiyecekmiş gibi davranmayı kessen keşke." Omzumdaki koldan kurtulup kalkarak Bera'nın oturduğu berjerin koluna oturdum. Dik dik bana baktığını hissetsem de dönüp bakmadım ona.

"Özür dilerim seni korumak istediğim için!" Elindeki bardağı sehpaya çarpıp kalktı, çıktı salondan. Çatık kaşlarla yeri izlemeyi sürdürdüm o gidene kadar. Hemen sonra yüzümü buruşturdum, İrem'e baktım. İrem de dümdüz bana bakıyordu.

"Haksız mıyım ama?" diye homurdandım sonunda hepsinin bana baktığını fark edince.

"Bir de onun tarafından bak." dedi Cem. "İrem gelemez, Bera da çalışıyor o gece. Tek başına konsere gelirsen aklı sende kalacaktı."

"Konseri söyleyip gelmemi istemediğini söyleseydi daha az kırıcı olurdu." dedim dudağımın aşağı bükülmesine engel olamayarak.

"Sen inanıyor musun peki söyleseydi gelmeyeceğine?" dedi Bera alayla bana bakarak.

"Zaten gideceğim." dedim ona bakarak.

"Saçmalama!" diye bağırdı hepsi bir ağızdan. Çatık kaşlarla gözlerimi yumup omuz silktim.

"Saçmalamıyorum, erkek arkadaşım sahnede olacak."

"Gelmeni istemiyor." dedi Cem çatık kaşlarla. "Bu demek oluyor ki ne yapar eder gelmene engel olur. Ha, bunu sır olarak tutmamı da asla beklemeyin." dedi ellerini havaya kaldırarak.

"Hiçbirimiz senden öyle bir şey beklemiyoruz ki ben de Onur'dan bir şey saklamam." dedi Doruk elini arkadaşının omzuna koyup. Alayla güldüm.

"Saklamaya çalışmayacağım ki. Söylerseniz söyleyin."

"Sen ne dediğimi duymadın galiba?" dedi Cem gülerek bana. "Gerekirse güvenlikle konuşur, aldırmaz seni içeri. Hiç zahmet etme."

"Yerinde olsam bunlardan öte, Onur'u sinirlendirmezdim." dedi Bera yeri izleyerek. "Tamam, çok duygusaldır tatlıdır falan ama damarına basma." Hepsi bir ağızdan onaylarken İrem sonunda dudaklarını araladı.

"Ben arkadaşımın yanındayım. Kaçıncı yüzyılda yaşıyorsunuz Allah aşkına? Biri tecavüz etmeye falan mı kalkacak Hazar'a, artı Hazar çocuk gibi mi göründü gözünüze?"

"Onur gelmesini istemiyorsa olay bitmiştir." dedi Cem.

"Orası öyle ama ben de onların tarafındayım. Sonuçta bu çocuk özgür bir birey." dedi Barlas. Cem, Bera ve Doruk çatık kaşlarla ona bakınca omuz silkti.

"Sonuçta Hazar bara girip çıkıyor ve problem olmuyor. Gay bar olunca ne değişecek ki?" dedi Ata da bize katılarak. "Başka zaman istese giremeyecek mi gay bara?"

"Ne mi değişecek? Etraf Hazar'a asılabilecek insanlarla doluyken Hazar mekana tek başına gelmiş olacak." dedi Bera çatık kaşlarla. "Tabiki Hazar kendini savunabilir ve kimse zorla bir şey yaptırmaz ama Onur bu durumdan rahatsızlık duyabilir. Bu da doğal bir durum." Başımı ağır ağır iki yana salladım.

"Gayler tacizciymiş gibi davranıyorsunuz."

"Kesinlikle." dedi Ata gücenmiş bir sesle.

"Alakası yok." dedi Cem sinirli bir tavırla kaşlarını çatarak. "Öyle bir şey olsa en başta Ata'yla takılmazdık zaten." dedi yan gözle Ata'ya bakarak.

"Çirkinleşmeyin de biraz mantıklı konuşun o zaman." dedi Ata başını aşağı eğip yüzünü saklayarak. Şimdi parmaklarıyla oynuyordu. Cem iç çekti, oturduğu yerden kalkıp arkadaşıyla İrem'in arasına sıkışarak kolunu omzuna doladı.

"Zaten öyle bir şey demek istemedik. Sadece Onur onu orada istemiyor, biz de bundan bahsediyoruz. Ona baksana." dedi gülerek beni işaret edip. "Şu çocuğa hangi eşcinsel erkek hayır diyecek? Sen kendi ağzınla söylem-"

"Hop! Ağır ol!" dedi İrem çatık kaşlarla ona dirsek atarak. Yüzümü buruşturdum.

"Tamam! Hadi konuyu kapatalım." dedi Barlas. Hemen sonra ayağa kalktı. "Ben Onur'la konuşacağım."

"Benim bir erkek arkadaşım var." dedim üzerine basa basa Cem'e dönüp. Konuyu hemencecik kapatmaya niyetim yoktu. "Siz ne durumdasınız bilmiyorum ama ben sevgilimi seviyorum ve asla aldatmam. Kimsenin de karşılıksız olduğu sürece bana dokunacağını sanmıyorum!"

"Yanlış anlıyorsun." dedi Cem elini ateşini ölçer gibi kendi alnına atıp gözlerini yumarak.

"Hayır, çok doğru anlıyorum." diye bağırdım ayağa fırlayıp yumruklarımı sıkarak. Cem gözlerini araladı, elini kucağına indirip kaşlarını çattı.

"Hayır bir bok anladığın yok!" diye bağırıp ayağa fırladı benim gibi Cem. Barlas merdivenlerin ortasında durup hızlı adımlarla aşağı indi. "Çocuk gelmeni istemiyor!" dedi üzerine basa basa. "Sevgilin diye her an yanında olmak ya da yapışmak zorunda değilsin!" dedi üzerime yürürken. Barlas aramıza girip ellerini Cem'in göğsüne koydu.

"Hey, hey!" diye bağırdı Bera diğer yandan. Herkes olası bir tartışmaya karşı hazır ola geçmişti.

"Sen de Onur'un sözcüsü değilsin, aramızda olan şeye karışma!" diye bağırdım.

"Onur benim arkadaşım!.."

"Sikimde mi bu sence?"

"Ve demek ki sana güvenmiyor! Eminim hakkı da vardır!" Yumruk yemiş gibi oldum o an.

"Ne oluyor?" Hepimiz merdivenlerin ortasında durmuş, bize bakan surata döndük. Onu henüz tanımıyorken yüzünde sıkça gördüğüm ifade hakimdi o an suratına.

"Sevgiline söyle, yerini bilsin!" diye bağırdı Cem ona. Dişlerimi gıcırdattım. Kanım resmen damarlarımda fokurduyordu. Çocuğu paramparça etmek istiyordum sadece. Sonunda gözlerimi yumup derin bir nefes aldım, sinirden oluşan titremem azalınca kime ait olduğunu bile bilmediğim bileğimdeki elden kurtulup kapıya koştum sert adımlarla, çarpıp çıktım evden.

Salondan çıkmadan hemen önce "Sikerler!" diye bağırmamın ardından Cem'in hahladığını duymuştum ve bu bir anlığına üzerine atılıp apış arasına iyi bir tekme geçirme isteği oluşturmuştu bende.

İrem peşimden geldi, elimi yakaladı yolda. "Hazar..." diye mırıldandı o da adımlarıma ayak uydururken gözlerimin dolduğunu fark edip.

"Sadece yürüyelim, konuşmadan." dedim ona dönüp. Başıyla onayladı, eşlik etti bana.

İsimsizler (Gay) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin