13 -Tişört-

17K 1.5K 1.2K
                                    

Kapıda zile bastığımızda elimle alnıma vurdum. "Tişörtü unuttum."

"Ne olacak canım, sonra verirsin." dedi İrem sırtımı patpatlayıp. "Unutma tişörtün sende olması senin suçun değil." Kapıyı yine ve yine Bera açtı.

"Hoşgeldin İrem, hoşgeldin Sümeyye." Göz devirdim.

"Hani benim limonatam." İçeri girdik. Onur görünürde yoktu. Bu beni rahatlattığı kadar hayal kırıklığına uğrattı.

"Ne kadar aç bir insansın, şurda eğlenmek için çağırdım sizi." dedi kendini koltuğa atarken. Sonra gözlerini ovuşturdu. Kaşlarımı çattım.

"Sen barmen değil misin? Nasıl uyanıyorsun bu saatlerde?" Saat 2'ydi gerçi ama ben bile 12'den önce dirilemiyordum.

"Insomnia." diye cevapladı onun yerine İrem. Şaşırdım ama bu aynı zamanda gözlerinin altındaki halkaları falan da açıklıyordu.

"Ha..." diye mırıldandım. Ben de berjere gömüldüğüm sırada Bera bana eliyle koridoru işaret etti.

"Git de bize limonata getir."

"Aa misafiriz biz göt." dedim şaşkınlıkla ona bakarak.

"Kıçıma bak." dedi gülerek.

"Aman be." dedi Trakya şivesiyle İrem, gömüldüğü yerden kalkıp mutfağa gitti. Biz o sırada Bera'yla gözlerimizle birbirimizi öldürmeye çalışıyorduk.

*

Dış kapının sesi geldiğinde ikisi de bana baktı. Rahatsızca kıpırdandım. "Her ortaya çıktığında bana bakmak zorunda değilsiniz." diye fısıldadım. Bera sırıttı.

"Onur?" diye seslendi koridora.

"Efendim güzelim?" diye seslendi o da. Bera göz devirirken bu İrem ve beni güldürdü. "Korkma benim." Adım sesleri salona yaklaştı, Onur girdi içeri. Bizi fark edince gözleri bana kaydı, elmacık kemikleri yine pembeleşti. "Hoşgeldiniz." dedi gözleri laminanta dönerken.

"Favori gitaristim!" diye bağırdı İrem kollarını havaya kaldırıp sırıtarak. Onur ona orta parmak sallarken İrem kahkaha attı.

"Çalışacaksınız sanıyordum." dedi Bera tek kaşını kaldırarak. Onur omuz silkti.

"Biraz gerginiz şu sıralar. Tartışınca dağıldık."

"Bu hafta iki oldu bu." diye kızdı Bera. Onur bir an yok oldu, sonra elinde bizim gibi bir bardak limonatayla gelip İrem'in yanındaki boşluğa yayıldı.

"Barlas kız arkadaşından ayrılmış. Canı sıkkındı yani. Bizim de haberimiz yoktu, karı kız muhabbeti yapılırken Cem olmayacak bir şey söyledi. Sonra zor ayırdık." Şakağını işaret etti, küçük bir çizik vardı. "Arada Doruk da beni tırmaladı." dedi gülerek.

"Sonra da siz birbirinize düştünüz, değil mi?" dedi Bera göz devirerek. O an kendimi bok gibi hissettim.

"Hayır, biz aramızdaki problemi hallettik bile. Onlar da halledecek, biliyorsun ne olursa olsun hepimiz çok yakınız."

"Bilmez miyiz?" dedi İrem sırıtarak işaret parmağını diğer eliyle yaptığı halkadan geçirerek. Onur eliyle İrem'in saçlarını bozduğunda İrem küfür ederek itti onu.

"Çocuklar yapmayın." dedi Bera anne edasıyla ellerini yukarı aşağı oynatarak. Bu güldürdü beni. "Finomu korkutuyorsunuz." dedi bana doğru uzanıp saçlarımı okşayarak. Elini hızla itiştirdim.

"Bera başına bela olurum."

"Olabilir misin cidden?" dedi imalı imalı sırıtarak. Ona kötü kötü baktım, İrem'e dönüp Bera'yı göstererek bağırdım.

İsimsizler (Gay) Where stories live. Discover now